Kobanê eylemlerinde 50 kişi öldü: Hukuk sadece Hür Dava Partisi için işledi!

Kobanê eylemleri sırasında ölen Hür Dava Partisi sempatizanlarıyla ilgili açılan davada, haklarında 5’er kez ağırlaştırılmış hapis verilen sanıkların aileleri karara tepkili. Ailelerin avukatı Mehmet Emin Çoban, olaylarda 50 kişinin öldüğünü, ancak hukukun tek bir kişi için, o da yanlış işletildiğini vurguladı.

Diyarbakır’da 6-7-8 Ekim 2014 tarihinde Kobanê eylemlerinde Diyarbakır’da çıkan çatışmada ölen Hür Dava Partili Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökgüz ile yaralanan Yusuf Er’e ilişkin açılan davada yargılanan 41 sanıktan 16’sı 5’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarpıtıldı. Türkiye ve bölgenin dört bir tarafından yaygınlaşan eylemlerde 46 kişi yaşamını yitirmişti. Yaklaşık 3 yıldır tutuklu bulunan 16 sanığın olayla ilgili herhangi bir bağı olmadığı yapılan araştırma ve delillerde ortaya konurken, aileler, verilen ağır cezalara tepkili.

‘YAPILAN YER TESPİTİ DE AİLEYİ DOĞRULADI’

Hakkında 5 kez ağırlaştırılmış hapis verilen Ali Karakurt’un annesi Sakine Karakurt, oğlunun pazarda balık satarak evin geçimini sağladığını, olay ile ilgili bir alakasının olmadığını, hatta olayın yaşandığı gün telefon sinyalinden yapılan yer tespitinde bile bunun kanıtlandığını aktardı. Olay günü oğlunun balık almak için Ofis semtine gittiğini söyleyen Karakurt, dosya içerisinde suçlu olduğunu kanıtlayacak delil olmadığını, nedensiz yere cezaevinde tutulduğunu vurguladı. Karakurt, oğlunun üzerinde 2 gizli tanık ifadesinin olduğunu, hukuksuz yargılamanın da bu yöntemle yapıldığını dile getirdi.

‘OĞLUM SUÇSUZDUR’

Oğlunun sara hastası olduğunu ve 8 yıla yakındır tedavi gördüğünü söyleyen Karakurt, “Türkiye’de adalet yoktur. Adalet olsaydı yerini bulurdu. Çocuklarımızı buradan da sürgün ettiler. Maddi durumumuz olmadığı için çocuklarımızı görmeye gidemiyoruz. Bu yapılan hangi dine sığar. Gerçekten oğlum yapmış olsaydı ben de gereken cezayı almasını isterdim. Ama tüm deliller de gösteriyor ki oğlum suçsuzdur. Bunu oradaki hakim ve savcılar da biliyor” diye konuştu.

‘ADALET YERİNİ BULSUN’

Tutuklulardan Ali Güler’in annesi Servet Güler, oğlunun esnaf ve herkes tarafından bilinen bir kişi olduğunu söyledi. Oğluna yapılan hukuksuz suçlamaları zulüm olarak değerlendiren Güler, olay günü oğlunun evden çıkmadığını, satmak için çorap paketleme yaptığını aktardı. Güler, oğlunun dosyasının tertemiz olduğunu yineleyerek, adaletin yerini bulması için oğlunun serbest bırakılmasını istedi.

‘DEVLET NEDEN BİZİM ŞAHİTLERİ KABUL ETMİYOR?’

Oğlu Ali’nin evi geçindirdiğini söyleyen anne Güler, 4 engelli çocuğu olduğunu ve maddi anlamda oğluna ihtiyaç duyduğunu dile getirdi. Yapılan tutuklamayla oğlunun hayatı karardığını söyleyen Güler, “Mahkemenin kendisi bile oğlumun suçlu olduğunu kanıtlayamıyor. 2 şahidimiz vardı. Devlet şahit de kabul etmiyor. Neden Yasin Börü’nün kabul ediyor da bizim kabul etmiyor. Bu adaletsizliktir. Oğlumun serbest bırakılmasını istiyorum” dedi.

‘50 KİŞİYİ ÖLDÜRENLER DE CEZALANDIRILSIN’

Tutuklu Remzi Özşan’ın babası Lütfü Özşan, oğlunun evde güvercin beslediğini, o gün hiç dışarı çıkmadığını söyleyerek, Kobanê olaylarında 50’ye yakın insanın öldürüldüğünü, ancak hiç birinin failinin cezalandırılmadığını anımsattı. Özşan, “Eğer gerçekten bir hak ve adalet varsa 50’ye yakın insanı öldürenler de cezalandırsın. Yapılan haksızlık, hukuksuzluktur. Suçsuz yere insanları müebbet ile yargılamak adalet midir? Benim oğlum öyle bir şey yapmış olsaydı gelip rahat rahat evinde oturmazdı. Hem gidip birini öldüreceksin hem de gelip evde rahat rahat oturacaksın. Buradan bile bakılırsa benim oğlum suçsuzdur. Devlet Yasin Börü’nün hakkını aradığı gibi herkese aynı davransın” ifadelerini kulandı.

‘BU ADALET Mİ ŞİMDİ?’

Anne Fatma Özşan ise, oğlunun ilk gözaltına alındığında tek kişilik bir odaya götürülüp işkence edildiğini söyleyerek, “Oğluma bir sürü fotoğraf göstermişler ‘Bunların ismini vereceksin ve olay ile bağlantıları var diyeceksin’ demişler. Oğlum kabul etmemiş, ‘Ne benim bir ilgim vardır bu olayda ne de gösterdiklerinizi tanıyorum’ demiş. Polisler ona ‘Ya dediklerimizi kabul edersin ya da seni burada öldürürüz’ oğlum bunları kabul etmediği için tutuklandı. Bu adalet mi şimdi” diye tepki gösterdi.

’50 KİŞİ ÖLDÜ, HUKUK TEK BİR KİŞİ İÇİN İŞLEDİ’

Sanık avukatlarından Mehmet Emin Çoban da, Kobanê eylemlerinde 50’yi aşkın kişinin yaşamını yitirdiğini ancak sadece Yasin Börü davasının üzerinden durulduğunu anımsatarak, buna rağmen gerçek faillerin bulunamadığını söyledi. Belirli kişilerden oluşan bir dosyanın kamuoyuna sunulduğunu söyleyen Çoban, birçok kişinin olay yerinde dahi olmadığı halde tutuklandığını aktardı. Çoban, dosyanın başlangıç aşamasından sonucuna kadar bütün aşamalarında usulsüzlüklerin olduğunu söyleyerek, yapılan teşhis işlemlerinin tamamıyla yargılama hukukuna aykırı olduğunu yineledi.

‘DOSYA BOŞ İDDİALAR İLE KURGULANDI’

Çoban, yargılama safhasında şahit oldukları çarpıklıkları şöyle anlattı: “Olay yerindeki kamera ve deliller toplanmadı. Birçok kişinin zaten olay yerinde dahi olmadığı ortaya çıktı. Tamamen gizli tanıklardan oluşan bir dosya. Öyle bir şey ki gizli tanıklar mahkemenin koyduğu polisleri bile teşhis etti. Dosya çok boş iddialar ile hazırlanmış. Belli bir kesimi rahatlatma amacıyla oluşturulduğu çok açık ve nettir. Yargı ve hükümet ayağıyla oluşturulan bir kurgu var ve bu kurgu geçen Nisan ayında son perdeyi oynayıp cezayı verip bitirildi. Yargı hep yanlı işledi. 50 kişi ölmüş ancak 5-6 kişi için dosya açılmış. Verilen cezaya istinaf mahkemesine itirazda bulunduk. Haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunanların Yargıtay sürecine kadar 5-6 yılı bulacak. Siyasi erkin yargı erki üzerindeki baskısı bitmese bu dosyadan hukuki bir karar beklemek çok zor.”

EN SON EKLENENLER