EDİTÖRÜN ÖNERDİKLERİ

Qoser’de bir araca saldırı: 2 ölü 2 yaralı

Qoser’de seyir halindeki bir araca gerçekleştirilen silahlı saldırıda 2 kişi hayatını kaybetti, 2 kişi de yaralandı Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde Eski Hastane Caddesi üzerinde seyir...

Selde can kaybı 20’ye yükseldi

Depremin ardından sel felaketinin vurduğu Semsûr’da kaybolan 1,5 yaşındaki Zeynep Zümra Tekdal’ın cansız bedenine ulaşıldı. Selde toplam can kaybı 20’ya yükseldi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,...

Hamdullah Bayram 4 gündür gözaltında

Emniyette susma hakkını kullanan gazetemiz çalışanı Hamdullah Bayram’ın savcılığa sevk edilmesi bekleniyor Mezopotamya Ajansı (MA) ve JINNEWS muhabiri 11 kişiyle birlikte hakkında soruşturma yürütülen ve...

Depremin üstünden günler geçti: Enkaz altlarından cansız bedenler çıkarılıyor

Semsûr’da enkaz altından 44 gün sonra bir yurttaşın cansız bedeni çıkarıldı. Bunu görüntülemek isteyen halka engel olmak isteyen askere yurttaşlar tepki gösterdi Mereş merkezli depremlerin...

1992 Newrozu’nda katledilenler anıldı

Nisêbîn’de 1992 Newrozu’nda katledilenler Pire Şehida üzerinden Çağ Çağ Deresi’ne bırakılan karanfillerle anıldı Mêrdîn’in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesinde 1992 Newrozu kutlamalarının ardından katledilenler anıldı. Barış Anneleri...

Cîzir’de Newroz hazırlıkları tamamlandı

Cîzir’de yarın gerçekleştirilecek olan Newroz kutlaması için hazırlıklar tamamlandı Şirnex’in Cizîr (Cizre) ilçesinde yarın saat 10.00’da Newroz alanında “Her der Newroz, her dem azadî” ve...

Köker: 1921 istisna, bütün anayasalar gayri meşrudur

Demokratik Cumhuriyet Konferansı’nda sunum yapan Köker, ‘Gerçekten tam anlamıyla bir anayasamız olmadı. Hiçbirini halk yapmadı. Demokratik bir cumhuriyetin inşası düşünülüyorsa, toplumun kendine ait hissettiği bir anayasa tasavvur etmeliyiz’ dedi

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) İstanbul Cem Karaca Kültür Merkezi’nde düzenlediği Demokratik Cumhuriyet Konferansı, “Cumhuriyetin anayasal serüveni” başlıklı oturumla devam etti. Sevilay Çelenk moderatörlüğündeki oturumda, Murat Sevinç, Dinçer Demirkent ve Levent Köker’in sunum yaptı.

Akademisyen Murat Sevinç, “1921 Anayasası: İmkan, ütopya, pragmatizm” başlığı altında sunum yaptı. Sevinç, 1921 Anayasası’nın Kürt sorunun bir ürünü olduğunu belirterek çok kısa bir süre uygulandığını söyledi. Kuruluş aşaması olduğu için kısacık anayasanın yarısı yerel yönetimlere ayrıldığını ve bu nedenle muhtariyet kısmının ilgi çektiğini ifade eden Sevinç, “Anayasası Kurtuluş Savaşı anayasasıdır. Yerel, yerelleşme meselesi bunula sınırlı değil” diye belirtti.

Bolşeviklerin etkisi

1921 Anayasa’sının yapım aşamasına değinen Sevinç, “Meclise ilk geldiğinde de halkçılık projesi olarak geliyor. 4 maddelik halkçılık olarak geliyor ve kabul ediliyor. Bir başka gerekçe, Bolşevizm. Bolşeviklerle ittifak halinde yürütülen bir mücadele var. Bir başka gerekçe, yerel kongre iktidarları. Bu kongreler, o kadar güçlenmiştir ki savaş sürerken yerel kongreleri merkezi bir çatı altında toplamak. Bu kadar güçlü bir yerel örgütlenme var. Hangisi daha çok öne geçirilmeli üzerine çokça tartışıldı” diye anlattı.

Türkiye ve Türk kavramı

Anayasa’nın Kürtlerle bağı üzerinde duran Sevinç, şunları söyledi: “Birlikte sürdürülen bir Kurtuluş Savaşı söz konusu. Türkiye hükümeti, Türkiye devleti kullanılmıştır. 1921 Anayasası’nda Türk yoktur, Türkiye vardır. 1924’ten sonra yoğun olarak kullanmaya başlandı. Bunun için iki belge var. 2000’e Doğru’nun yayınladığı belgesinde, 1987’de yayınlanan belgede, Lozan’a verilen arada, Mustafa Kemal’in İzmit’te, ‘Her yerde Kürtler var, bazı yerlerde yoğun olarak yaşıyorlar, federasyon gibi çözümler Türklüğü mahvetmektir’ diyor. Buradan anayasanın yapımında tek gerekçe Kürtler olmamakla birlikte, en azından düşünüldüğünü, kullanıldığını çıkarabiliriz.”

Belgelere göre kurucuların kafasında güçlendirmenin olduğunu dile getiren Sevinç, “Bir önceki anayasanın çöpe atılmaktan söz ediyoruz. 1924 Anayasasında öyle sayılır. Aynı şey sayılır denilerek, tamamen gündemden çıkılmış, merkeziyetçi yapıya düşünülmüştür” dedi.

‘Halkın kendi kaderinin tayin hakkı’

“1924 Anayasası: ‘İmkanı kapatan ikinci kuruluş mu?” başlığı altında konuşan akademisyen Dinçer Demirkent, Cumhuriyet’in yüzüncü yılına girerken yeni bir başlangıç üzerinden tartışmaların önemli olduğunu söyledi. 1921 Anayasasının önemli yeni bir başlangıç olduğunu ancak Cumhuriyetin altı maddelik anayasa üzerinden kurulduğunu belirten Demirkent, “1921 anayasasının birinci maddesinin ikinci cümlesi, halkın kendi kaderinin tayin hakkıdır. Bir daha bu madde hiçbir anayasada yer almadı. Bütün Anadolu’da bu dönem raporlar yazılıyor, sunuluyor. Bu raporların temelinde hangi millet en çok nerede? Milletlerin sicillerini ortaya koyan, bir biriyle karşılaştıran bir rapordu. Sonuçları tahmin edersiniz, Kürtlerin karakterlerine ilişkin görüşler var. 1921 anayasasında var olan haklın kendi kaderini tayin hakkı, o dönem çok yaygın bir görüş. Lozan görüşmelerinde de bu vurgulanır” diye belirtti.

‘Doğrudan demokrasiye yol açan madde değiştirildi’

1924 Anayasası’nın 1920’nin temel mevzularının tartışılmadığını belirten Demirkent, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülke nüfus ve egemenlik bakımından doğrudan saf siyasi temsilin olduğu bir egemenlik kuruldu. Doğrudan demokrasiye yol açan madde değiştirildi. İkinci olarak 1924 Anayasası’nın 11’inci maddesinden sonra olan kısım hiç tartışılmadan vesayet ve hiyerarşi usulüyle kabul edildi. Halkın kimliğine ilişkin ciddi bir tartışma yürütüldü. 88’inci madde bugünlerde de gündeme geliyor. O maddede bugün 1982 anayasasında ‘Türktür’ maddesinin, ‘Türkiye devletine vatandaşlık bağı olan herkes Türktür’ maddesi eklenir. O madde tartışılırken, Ermenilere Türk diyebilir miyiz? Onlara Türk dersek, uluslararası hukukta sıkıntılar yaşanabilir. Artık egemenin kim olduğuna ilişkin kararın 1924 anayasasıyla verildiğini görüyoruz.

1937 değişiklikleri: Parti ve devletin özdeşlemesi

Meclis olmanın ve mebus olmanın yarattığı güç var. 1924 Anayasası bir yanıyla arada duran gibi görülür. 1923’te kurulan ikinci meclis, acaba kurucu meclis miydi? Herhangi bir anayasa önerisi gelmeden, Anayasa Komisyonu anayasa yapım sürecini başlatıyor. Nüfusa, ülkeye ve egemenliğe ilişkin yeni bir siyasal karar var, bu da anayasal yansıması olarak ortaya çıkıyor. Devletin kuruluşunu belgelemek değil, ikinci bir kuruluş belgelemek adına yapılıyor. 1928 değişikliği, Cumhuriyetin en önemli adımlarından biri olarak gördüğümüz ilkeler tanımlanıyor. Anayasadaki bütün dini ifadeler çıkarıyor, kadınların seçme ve seçilme hakkı giriyor. 1937 değişiklikleri, partinin ilkelerinin anayasaya girmesidir. Parti ve devletin özdeşlemesi var. Bu parti dışında her şey yasaklamaya muktedir.”

Köker: Saltanatın yerine bürokrorasi

Levent Köker, 1961 ve 1982 Anayasalarının Demokratik Cumhuriyet açısından eleştirisi” başlığı altında sunum yaptı. Yeniden inşa süreci üzerinde duran Köker, şunları söyledi: “Yeniden inşa gerçekten ciddiye alınmalı. Bu konferans bunun neden ciddiye alınması gerektiğini gösterdi. Hukukta bir prensip var, kanunlar anayasaya aykırı olamaz. Normlar birbirini doğurur. Anayasanın da üstünde bir norm yok mudur? Vardır. Normlar olması gerekeni ortaya koyar. Türkiye Cumhuriyeti’nin, 1924, 1960, 1982 anayasasının normlarını arıyorsanız, 1921 olabilir. Bir toplum oturur, kendi kimliğinin ne olduğu üzerine bir karara varır, dostunu ve düşmanlarını da tanımlar, anayasal düzenini inşa eder. Tarihten bu anlamda kaçamıyoruz. Saltanatı kaldırdığınız zaman elimizde bürokrasi ve Türkiye ahalisi var. Bu bürokrasi de askeri bürokrasidir.

1924 Anayasası kırmızı çizgileri: Türk milliyetçiliği

Demokratik cumhuriyeti inşa etmek istiyorsak, zaten elimizde muazzam birikim var. Anayasa modeli ana hatlarıyla çıkarılabilir. Anayasa Uzlaşma Komisyonu zamanında da (2007) kırmızı çizgiler var. O çizgilere baktığımız zaman BDP’nin muhteşem anayasa önerisi vardı. Bugün nasıl HDP görülmüyorsa, o dönemde BDP görülmüyordu. Kırmızı çizgiler dedikleri 1924 Anayasa’sında yer alan, Türk milliyetçiliği var. ‘Türk milliyetçiliğinden haz ve ilham alarak…’ diyor. Anayasanın içinde bakarsanız, temel hak ve hürriyetlerinin sınırlandırılmasında, kamu yararı gibi kavramlar var. 1971 müdahalesi olunca, ‘Türk milletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü’ deniliyor.

Bölünmezlik, minarenin kılıfı

Hak ve özgürlüklerin rafa kaldırılması için ‘Türk milletinin ve ülkesinin bölünmezliği’ kavramı, minarenin kılıfı oluyor. Burada değiştirmesi gereken bir şey var. Milliyetçiliğin akademik olarak tanımı var. Akademik anlamda milliyetçilik homojen bir varlık olarak milletin tekçi devlet ile beraberliğini anlatır. Bu beraberlik varsa, milliyetçiler bunu muhafaza etmeye çalışırlar. Bunun tarihsel arka planı var. Hepsinin bağlandığı nokta, hemen hemen aynı yer. 1961 ile 1982 anayasası arasında ne gibi farklar var? İkisi de askeri darbe sonrasında yapıldı. Bu bile başlı başına iki anayasanın devlet tarafından yapıldığını gösteriyor. Devlet başkanının seçimle iş başına geldiği, cumhuriyet olan bir devlette anayasayı yapan güç padişah olmayacağına göre, bunu toplumun yapması lazım. Toplum ortada olmadığı için devlete göre, bunu askerler yapıyor.

1921 istisna, bütün anayasalar gayri meşrudur

Gerçekten tam anlamıyla bir anayasamız olmadı.1921 istisna, bütün anayasalar gayri meşrudur. Hiçbirini halk yapmadı. Demokratik bir cumhuriyetin inşası düşünülüyorsa, toplumun kendine ait hissettiği bir anayasa tasavvur etmeliyiz. Milliyetçilik ideolojisinden vazgeçmeliyiz. Milliyetçilik normunu anayasanın temelinden çıkarmamız gerekiyor. Bu anayasa düzenini devlet yaptığı için, devlet her zaman kendisine hukuk dışında davranacak, denetlemez bir alan bırakıyor. Bunu en net olarak 1961 Anayasası içinde görebiliyoruz. Milli Güvenlik Kurulu, Türk siyasetinde güçlü bir organ olarak varlığını sürdürüyor. Tehlike tanımı, devlete hukukun dışına çıkarak birtakım işlerin yapabileceği zemini yaratıyor. Bazı güvenlik birimleri, üç tehlikeyi bertaraf etmek için hukuk dışı işler yapabilir. Süleyman Demirel, ‘Devlet arada bir rutin dışına çıkar’ demişti. Böyle bir devlet anlayışı var. Bunun üstesinden gelebilmemiz, zor görünüyor. ‘Yeniden inşa ediyoruz’ diyerek önümüze yarı başkanlık sistemini ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ olarak getirenler var.”

Demokratik cumhuriyet

Çıkışın kolay olmadığını dile getiren Köker, “Demokratik cumhuriyet, hiç bir şey bilmiyorsan, güzel bir hukuk devletini, gerçek bir kuvvetler ayrılığını anlamalıyız. Kürt meselesine girmeye gerek yok. İyi işleyen bir hukuk devletinde hangi normlar varsa, onları kabul etmektir. Uluslararası sözleşmeleri, yerel yönetimlerle ilgili, yerel dillerle ilgili bütün şartları kabul etmeliyiz. Bunları çekincesiz kabul ettiğimiz zaman, demokratik cumhuriyet yönünden adım atmış olacağız” dedi.

Konferans, yarın “2. yüzyıla girerken: Demokrasi ve Cumhuriyet”, “Demokratik Cumhuriyet ve siyasal-toplumsal güçlerin mücadele arayışı” ve “Nasıl bir gelecek, nasıl bir Cumhuriyet?” başlıklı oturumlarla devam edecek.

HABER MERKEZİ

#Köker #istisna #bütün #anayasalar #gayri #meşrudur

- Advertisement -spot_img

YAZARIN DİĞER YAZILARI

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON EKLENENLER

Kılıçdaroğlu: Birleşeceğiz ve kazanacağız

Kemal Kılıçdaroğlu, yaptığı açıklamada ‘Adalet sistemimiz ve özgürlüklerimiz ağır bir Erdoğan tehdidi altında. Birleşeceğiz ve kazanacağız’ dedi Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi ...

HDP’den Amed Newrozu için videolu çağrı

Yarın Newroz programları Amed’te yapılacak final Newroz’u ile son bulacak. HDP Amed Newrozu için çağrı videosu yayınladı Yarın Amed’te Newroz Parkı’nda yapılacak Newroz etkinliği ile...

Efrîn’de Newroz kutlamak isteyen 4 Kürt öldürüldü

Efrîn’e bağlı Cindirês ilçesinde Newroz ateşi yakmak isteyen 4 Kürt katledildi. Türkiye ve bağlı olduğu gruplar, Efrîn’e bağlı Cindirês ilçesinde Newroz ateşi yakmak isteyen 4...

42 çocuğun kimliği saptanamadı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 42 depremzede çocuğun kimliğinin bilinmediğini açıkladı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, refakatçisi olmayan depremzede çocuklara ilişkin açıklama yaptı. Enkaz altından çıkarılmış,...

Rojava’da halklar Newroz’u kutladı

Rojava’da Newroz ateşini yakan binler, PKK Lideri Abdullah Öcalan için ‘özgürleştireceğiz’ mesajı verdi Rojava’nın birçok kentinde Newroz ateşi yakıldı. Minbic Minbic ve kırsal bölgelerden gelen siyasi partiler,...

Demirtaş’tan 3 dilde Newroz mesajı

Selahattin Demirtaş, Türkçe, Kürtçe ve Zazaca Newroz’a katılım çağrısı yayınladı: Bu yıl yastayız, dayanışmadayız ama ille de direnişteyiz Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş...

Qoser’de bir araca saldırı: 2 ölü 2 yaralı

Qoser’de seyir halindeki bir araca gerçekleştirilen silahlı saldırıda 2 kişi hayatını kaybetti, 2 kişi de yaralandı Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde Eski Hastane Caddesi üzerinde seyir...

Selde can kaybı 20’ye yükseldi

Depremin ardından sel felaketinin vurduğu Semsûr’da kaybolan 1,5 yaşındaki Zeynep Zümra Tekdal’ın cansız bedenine ulaşıldı. Selde toplam can kaybı 20’ya yükseldi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,...

Hamdullah Bayram 4 gündür gözaltında

Emniyette susma hakkını kullanan gazetemiz çalışanı Hamdullah Bayram’ın savcılığa sevk edilmesi bekleniyor Mezopotamya Ajansı (MA) ve JINNEWS muhabiri 11 kişiyle birlikte hakkında soruşturma yürütülen ve...

Depremin üstünden günler geçti: Enkaz altlarından cansız bedenler çıkarılıyor

Semsûr’da enkaz altından 44 gün sonra bir yurttaşın cansız bedeni çıkarıldı. Bunu görüntülemek isteyen halka engel olmak isteyen askere yurttaşlar tepki gösterdi Mereş merkezli depremlerin...

Bu siteyi kullanmaya devam ederek, tarayıcı çerezleri kabul etmiş olursunuz. Daha fazla bilgi

Bu web sitesindeki çerez ayarları, size mümkün olan en iyi gezinme deneyimini sunmak için "çerezlere izin ver" şeklinde ayarlanmıştır. Çerez ayarlarınızı değiştirmeden bu web sitesini kullanmaya devam ederseniz veya aşağıdaki "Kabul Et" seçeneğine tıklarsanız, buna izin vermiş olursunuz.

Kapat