Bölgede yeraltı sularının hem kuraklık hem de aşırı kullanımı nedeniyle çekilmesi sonucu koca obrukların oluştuğu görülürken, yeraltı sularının enerji amaçlı kullanılmasının planlanması ise tam bir yağmanın yaşanacağına ve ekosistemin yok edileceğine işaret ediyor
Konya ve özellikle Karapınar bölgesiyle ile ilgili olarak ekoloji sayfamızda onlarca haber-yorum yazıları yayınlandı. Çok değerli bir ekosisteme sahip olan bölgenin bu özelliği yok edilerek yerine bir cehennem var ediliyor. Tarım alanları ve meyve bahçeleriyle ünlü bölgede, termik santraller ve güneş tarlaları kuruluyor. Termik santralleri tartışma dışı tutmak amacıyla bölgede kurulacak olan güneş tarlalarını öne çıkararak, ‘temiz enerji’ söylemleriyle kafaları karıştıranlar, bölgeyi adeta işgale tabi tutuyor. Türkiye’nin buğday ve pancar üretiminin merkezi olan bölgenin enerji merkezi haline getirilmesinin alt yapısı uzun süredir hazırlanıyordu. Pancardan elde edilen şekerin yerini, NBŞ’ler (Nişasta Bazlı Şeker) alırken, buğday ise Rusya ve diğer ülkelerden ithalat yoluyla getiriliyor. Buğdayın Rusya ve diğer ülkelerden ithal yoluyla getirilmesinin biricik nedeni; Cargill gibi firmalara şeker piyasasını teslim etmek ve ithalatçıların cebinin dolmasını sağlamak bir yana, AKP hükümetinin kıblesi olan enerji üretimini bu bölgede de büyütmek asıl hedef olduğu biliniyor.
Suyun olmadığı bölgede termik santral kurmak!
Afşin-Elbistan havzasından sonra en geniş linyit rezervine sahip olduğu ifade edilen Karapınar’da su ise yok. Geçtiğimiz yıllarda Karapınar’da su yok gerekçesiyle meyve bahçelerine tam da ihtiyaç duydukları dönemde su verilmemişti. 10 bin MW gücünde termik santralin inşa edileceği belirtilen bölgede, bu enerji santrallerini besleyecek su ise kesinlikle yok. Bu güçteki santral, ortalama saatte 70 bin metreküp suya ihtiyaç duyacak. Yıllık ise 604 milyon 800 bin metreküp suya ihtiyaçları var. Bu su ihtiyacını karşılamak amacıyla Sakarya Nehri, Menderes Nehri ve çevre göllerden boru hatları ile su taşınma hazırlıkları yapılmakta. Bu hazırlığını meyve bahçelerine su verilemediği gerekçesine bağlamışlardı. Ancak bunun böyle olmadığı tarafımızca sayfalarımızda defalarca dile getirildi. Ayrıca hazırlanan projelerde 8800 adet yeraltı kuyusu açılacağının belirtilmesi ise, bir başka oyuna ve felakete işaret ediyor.
Tarım üretimi bitecek!
Bölgede yeraltı sularının hem kuraklık hem de aşırı kullanımı nedeniyle çekilmesi sonucu koca koca obrukların oluştuğu görülürken yeraltı sularını enerji amaçlı kullanılmasının planlanması, tam bir yağmanın yaşanacağına ve ekosistemin yok edileceğine işaret ediyor. Santrallerin kurulacağı alan 18 bin hektar yani 18 milyon dönüm büyüklüğünde olacağı planlarda yer alıyor. Bu ölçek Konya ve Karapınar’ı içine alan bölge yüzölçümünün neredeyse yarısını oluşturuyor. Buğday, arpa, şeker pancarı ve nohut gibi ürünlerin üretildiği, 5 milyonu elma olmak üzere 10 milyon meyve ağacının olduğu bölge enerji üretimi nedeniyle yok edilecek. Türkiye’de şuan enerji üretim seviyesinin 79.000 MW’ı aşmış olması ve bu gücün 1/3’nün kullanılıyor olması, bu yağmanın Türkiye’nin enerji ihtiyacından kaynaklanmadığını, ısrarın nedeninin bir avuç sermayeye enerji ihracatı üzerinden rant yolu açmak olduğunu gösteriyor.
HABER MERKEZİ