Macron’un işi kolay değil

Fransa’da dün ikinci turu yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan liberal Emmanuel Macron’u zorlu bir 5 yıl bekliyor.

Fransa’da dün ikinci turu yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan liberal Emmanuel Macron’u zorlu bir 5 yıl beklerken, vaat ettiği politikaları hayata geçirebilmesi için Ulusal Meclis’te çoğunluğu yakalayabilmesinin zor olduğu belirtiliyor.

Aşırı sağcı Marine Le Pen’e karşı sağ ve soldan seçmenlerin desteğiyle seçilmeyi başaran 39 yaşındaki Emmanuel Macron, Fransa tarihinin en geç cumhurbaşkanı oldu.

Katılımın yüzde 75 gibi genel olarak düşük kabul edilen bir oranda gerçekleştiği Fransa seçimlerinde kazanan Macron olsa da, boş ve geçersiz oy kullananlarla birlikte iki adaya da oy vermemeyi tercih edenlerin sayısı üçte biri buluyor. Seçmenin dörtte biri sandığa gitmemeyi tercih ederken, oy kullanan seçmenler arasında boş veya geçersiz oy kullananların oranının yüzde 12’yi bulması, son on yıllardaki politikalara karşı duyulan rahatsızlığı gösteriyor.

AVRUPA ŞİMDİLİK RAHATLADI

Macron ve Le Pen arasındaki seçimler Fransa kadar Almanya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinde de heyecanla bekleniyordu. Aşırı sağcı Le Pen’in oyları bugüne kadarki en yüksek seviyesine ulaşsa da, özellikle Avrupa Birliği (AB) ve Euro yanlısı politikaları açıkça savunan Macron’un seçilmesi şimdilik bir “rahatlama” sağladı.

Macron’un uzun bir süredir bazı ekonomik “reformlarını” örnek alacağı bilinen Almanya’daki siyaset ve medya, seçim sonuçlarını en fazla merak edenlerdendi. Sonuçların açıklanması ardından Başbakan Angela Merkel adına yapılan açıklamada, Macron’un zaferinin “güçlü bir Avrupa’nın ve Fransız-Alman dostluğunun zaferi” olduğu mesajı verildi.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Fransız halkının “Avrupa’nın geleceği” yönünde oy kullandığını savunurken, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ise, “özgürlük, eşitlik ve kardeşlik” sloganlarının tercih edildiğini söyledi.

HOLLANDE’DAN OLDUKÇA KÖTÜ BİR EKONOMİ DEVRALIYOR

Önümüzdeki hafta yemin edecek olan Emmanuel Macron, bir dönemler danışmanlığını ve kabinesinde Ekonomi Bakanlığı yaptığı François Hollande’dan ekonomik sorunlarına çözüm bulamayan ve işsizliğin rekor düzeye ulaştığı bir ülke devralıyor.

Halen yüzde 10 gibi yüksek bir işsizlik oranına sahip olan Fransa’da deniz aşırı bölgelerle birlikte işsiz sayısı 3 milyon 760 bini buluyor. Macron’un Ekonomi Bakanı olduğu dönemde hayata geçirilen bazı “reformlar”dan bu yana işsizlikteki artış son bir yılda durdurulmuş olsa da, henüz tümüyle düşüş trendine gireceğinin garantisi yok. Yarım gün veya daha az süreli çalışan, 55 yaş üstü işsizlerle birlikte bu sayı 6,5 milyonun üzerinde.

Macron, işsizliğin düşürülmesi için şirketlerin kurumlar vergisini yüzde 35’lerden yüzde 25’e kadar indirmeyi vaat ederken, haftalık 35 saat olan çalışma sürelerini “daha esnek” hale getirmeyi amaçlıyor. Yeni cumhurbaşkanı, yüzde 1,2 olan ekonomik büyümenin ancak işverenlere daha fazla tavizle artmasını umut ediyor.

Çalışanların maaşlarından yapılan bazı kesintileri kaldıracağını söyleyen Macron, bireysel şirketini kuranlara daha fazla olanak tanıyacağını duyurmuştu. Macron, net 1,160 euro civarında olan asgari ücretteki kesintilerin yüzde 10 civarında azaltmayı hedefliyor.

MİLLİ BORÇ, BÜTÇE VE DIŞ TİCARET AÇIKLARI ÇIĞ GİBİ

Emmanuel Macron, François Hollande’dan oldukça borçlu bir ülke devralıyor. Fransa’nın borçları 2,2 trilyon euroya ulaşırken, önümüzdeki yıllarda milli gelirin yüzde 100’ünü aşacağına kesin gözüyle bakılıyor. Kamu bütçesindeki açık ise milli gelirin yüzde 3,3’üne tekabül ediyor. Ancak bu oran yüzde 7’yi bulduğu 2009 yılından bu yana düzenli olarak düşürüldü.

Macron buna karşılık kamu bütçesinde 5 yılda 60 milyar euro tasarruf etmeyi planlarken, bu amaçla memur sayısını 120 bin kadar azaltmayı çözüm olarak sunuyor. Yine devlet harcamalarının milli gelirin tümündeki payının yüzde 57’yle oldukça yüksek olduğu biliniyor.

Fransa’nın yeni cumhurbaşkanını bekleyen bir diğer önemli sorun ise, dünyanın altıncı büyük ihracatçısı olmasına rağmen Fransa’nın dış ticaret açığının kapatılamamış olması. 2016 yılında 501 milyar euroluk ürün ve hizmet ithal eden Fransa’nın ihracatı 453 milyar euroda kaldı ve dış ticaret açığı 48 milyar euroya yükseldi. Komşu ülke Almanya’da ise 955 milyar euroluk ithalata karşılık 1,2 trilyon euroluk rekor ihracat rakamları dikkat çekiyor.

MECLİS ÇOĞUNLUĞUNU YAKALAMADAN ‘KAZANMIŞ’ SAYILMAZ

Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Emmanuel Macron’un gerçek manada zaferini ilan edebilmesi için önümüzdeki ay yapılacak Ulusal Meclis seçimlerinde de kazanması gerekiyor. En Marche (Yürüyüş) adlı hareketi henüz bir yıl önce kuran Macron’un eski ve çoğu zaten yıpranmış partilerden bir araya getireceği siyasetçilerle ne denli bir başarı sağlayacağı kestirilemiyor.

Ulusal Meclis’teki 577 sandalyenin her biri için 577 seçim bölgesinde yapılacak seçimlerde en az 289 milletvekili çıkarması gereken Macron’un şimdiye kadar belirlediği adayların sayısı sadece onlarla ifade ediliyor.

İki turlu yapılan seçimlerde Macron’un mevcut sağ ve sol partilerden kopan eski siyasetçilere ağırlık vermesi beklenirken, ne kadar yeni siyasetçiye yer vereceği bilinmiyor. Genel seçimlerden istediği sonucu alamaması halinde Macron’un politikalarını hayata geçirmek için merkez sağ veya sol partilerle Meclis’te ittifak arayışlarına girmesi söz konusu. Ancak bu vaat ettiği reformların birçoğunu yerine getiremeyeceği veya modifiye etmek zorunda kalacağı anlamına geliyor.

EN SON EKLENENLER