‘Mağdur edebiyatı’ bahane rant şahane

#Maraş ’ta inşası için ısrar edilen konteyner kentin arka planından rant çıktı. Kampın yanına kurulacak sanayi bölgesi ile mülteciler ucuz işgücü olarak kullanılacak.

‘Kamp oyununu’ sadece demografik yapının bozulması ve bölgenin Alevilerden arındırılmak istenmesiyle değerlendirmek eksik kalıyor. Maraş’ın, Aşağı Terolar (Sivrice Höyük) köyünde 13 gündür ”Cihatçı kampı istemiyoruz” haykırışıyla eylemler sürerken, 25 bin kişilik konteyner kentin, neden bölgeye yapılmak istendiğine dair ayrıntılar da bir bir ortaya çıkıyor. Bölgede, Alevi nüfusunu bitirmeye yönelik olduğu düşünülen projenin öncelikle rant amacı taşıdığı da anlaşılıyor. İnşası planlanan kampın sadece bin 500 metre karşısında bir organize sanayi bölgesi kuruluyor. 4 bin 200 dönüm alan içerisinde tamamlanacağı iddia edilen sanayi bölgesi için önce büyük bir alan istimlak edildi. Ardından da 3 bin 200 dönümü büyük sermayeye yok pahasına satıldı. Şimdi yakına kurulması planlanan sığınmacı kampıyla bölgenin ucuz işçi cennetine dönüştürülmesi hedefleniyor. Kamptan, hemen yanı başında faaliyette olacak sanayi bölgesine ucuz işçi taşınacak. Böylece hem servis masrafı ortadan kalkacak hem de mağdur durumdaki sığınmacı karın tokluğuna çalıştırılacak.

TOKİ’den Kalyon’a

Bilgi aldığımız Maraş Yaşam Platformu üyeleri konuyu şöyle özetliyor: “Ranta doymuyorlar. Olayı sadece demografik yapının bozulması ve bölgenin Alevilerden arındırılmak istenmesiyle değerlendirmek eksik kalır. Ova üzerinde daha büyük ve çıkara dayalı planlar var. Maraş Ticaret Odası temsilcileri bölgeyi ziyaret edip yöre halkına, ‘kampa karşı çıkmayın, bizlere, iş insanlarına destek olun‘ diyerek hayata geçirilmesi düşünülen büyük projeyi ağızlarından kaçırdılar.

“Burada sığınmacı kampı istemiyoruz” diyen köylülere destek veren hukukçular da kamp pojesinin yasal olmadığını şu ifadelerle dile getiriyorlar: Mera alanı, köylüye bildirilmeden, usülsüz olarak hazineye devredildi. Hazine ise ihale sürecinde kamuoyu ile veri paylaşmadan yine kanunsuz bir biçimde kamp alanını TOKİ’ye devretti. TOKİ ise ihale kanunu ve yönetmeliğine aykırı şekilde konteyner kentin yüklenici firması olarak Kalyon İnşaat‘ı görevlendirdi.”

Dalga geçiyorlar

Kamp alanı ile ilgili olarak 18.03.2016 tarihinde Maraş Valiliği‘nin imzaladığı belge adeta köylülerle alay edildiğini de ortaya koydu. Maraş Valisi Mustafa Hakan Güvençer tarafından imzalanan belgede, ‘Mera Kanunu ile Mera Yönetmeliği hükümleri aksine hareket edilmesi durumunda işlemlerin iptali’ isteniyor. Yani önce “Mera amacına uymayan şekilde kullanılamaz” deniliyor sonrasında ise projede ısrar ediliyor.

Sadece Aleviler değil

Ova köylülerinin direnişi sürerken, bölgede büyük bir algı operasyonu da yapılıyor. Şöyle ki, projeye sadece, ‘kamp cihatçı merkezi olacak‘ diyen Aleviler değil Maraş’ın geneli de karşı çıkıyor. Ova, hali hazırda Türkiye’nin bir arada yaşayan en büyük Alevi nüfusunu barındırıyor. Merkezler, gurbetçi köyü niteliği taşıyor. Alevi yakınları, “Buraya bir kamp yapılırsa bir daha Maraş’a adımımızı atmayız” diyor. Bu, şehirde özellikle yaz döneminde turizmin tamamen biteceği anlamına geliyor. Sadece Pazarcık’a yakın köyler değil, Maraş esnafı da kampa tepki gösteriyor. Hatta bunun için Kapalıçarşı esnafının imza topladığı biliniyor.

***

Susuz kalacaklar

Pazarcık Ovası köylüleri ortak bir depodan hem tarım alanlarını suluyor hem de günlük su ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Ancak müstakbel kampın su ihtiyacını karşılamak için 8 kuyu açılması hedefleniyor. Bu kuyulardan biri açıldı ve inşaat alanında kullanılıyor. Yeni kuyular halkın susuz kalması ve tarım alanlarının kuruması demek. Öte yandan sığınmacı kampının içine bir askeri alan da inşa edilmesi düşünülüyor. Proje gerçekleşirse bölge kültürel, ekonomik, manevi bir erozyona uğrayacak. Bunula birlikte Habitat Bölgesi olan Pazarcık aynı zamanda birinci dereceden de deprem alanı. Aşağı Terolar köyüne kurulan çadırlar jandarma tarafından iki kez sökülüp atıldığı için yurttaşlar direnişi, cemevi çevresinde sürdürüyor.

Çobana yurt dışı yasağı

Pazarcık’ın Demirciler Köyü çobanı Zeynel İ., önceki gün direnişe katıldığı ve jandarmaya saldırdığı gerekçesiyle savcılık tarafından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Direniş sırasında koyunları otlatmaktan gelen Demirciler köyü çobanı, kalabalığın arasına karıştı. Üzerinde kırmızı bir kazak vardı. Başka bir kırmızı kazaklı eylemci zannedilerek gözaltına alındı. Sonunda mahkeme kırmızı kazaklı kişinin ‘o çoban’ olmayabileceğine karar verdi. Buna rağmen mahkeme, çobana haftada üç gün en yakın karakolda imza atması koşuluyla denetimli serbestlik verdi. Çobana aynı zamanda yurt dışı yasağı da getirdi.
ERK ACARER / birgun.net

EN SON EKLENENLER