Meclis’te iç tüzük mesaisiHDP’li Sancar: Muhalefetin sözünü duyurma imkânı kaldırılıyorCHP’li Özel: Kürsü dokunulmazlığı açısından fecaattir

İç tüzük değişikliği teklifi görüşmelerinde konuşan HDP’li Mithat Sancar, teklifin muhalefetin, burada sözünü duyurma imkânlarını ortadan kaldırmaya dönük olduğunu savundu. CHP’li Özgür Özel ise düzenlemenin bir fecaat olduğuna vurgu yaptı.

Meclis’teki iç tüzük görüşmelerinde değişiklik teklifinin tümü üzerine HDP adına Mardin Milletvekili ve Anayasa Komisyonu üyesi Mithat Sancar, söz aldı.

‘MUHALEFETİN SÖZÜNÜ DUYURMA İMKÂNLARI ORTADAN KALDIRILIYOR’

Sancar, teklifin hızla komisyona getirildiğini ifade ederek, “İç Tüzük teklifine baktığımızda, teklif sahiplerinin gerekçe olarak Meclisin daha hızlı ve verimli çalışması gereğini vurguladıkları görülüyor yani ‘Bu değişiklikle güdülen amaç, Meclisi daha hızlı ve daha verimli çalıştırmaktır.’ diyorlar. Eğer yasa yapma konusunda bir sıkıntısı yoksa iktidarın, istediği kanunu istediği hızda geçirebiliyorsa niye böyle bir İç Tüzük değişiklik teklifini önümüze getirdi? Bunun iki tane temel nedeni var değerli milletvekilleri. Birincisi: Parlamentoda muhalefeti iyice etkisiz kılmak yani muhalefetsiz bir Parlamento yaratmak. İkincisi: Tek sesli bir Parlamento ve tek sesli bir toplum yaratmak. Nereden çıkarıyoruz bunları? Muhalefetin, burada sözünü duyurma imkânlarını ortadan kaldırma amacına yönelik bu değişiklikler” diye konuştu.

‘KÜRDÜ YASAKLAMAK İÇİN GETİRİLMİŞTİR’

Sancar, teklifin “Kürdistan”, “Kürt illeri” gibi ifadeleri kullanan milletvekillerine ceza verilmesini ön gören 15’inci maddeye ilişkin sert eleştirilerek, getirerek şöyle devam etti:
“Komisyon çalışmaları boyunca, doğru dürüst cevap veremedi teklif sahipleri, sürekli çeşitli kelime oyunlarıyla bu tartışmayı geçiştirmeye çalıştılar. Esasen, teklif sahiplerinin buna dönük sorulara ana Komisyonda cevap verdiklerini de söylemek mümkün değil. Soruyoruz değerli arkadaşlar: Neyi kastediyorsunuz bununla? Yani Türk milletinin tarihine ve ortak geçmişine hakaret etmek ve sövmek ne demektir, bununla ne kastediyorsunuz? Tek bir tarih yorumu mu dayatmak amacınız? Mesela, Türkiye tarihinin hangi dönemlerini, hangi yorumla bizler kabul edeceğiz, hangi sözcüklerle konuşacağız, bunu iktidar partisi mi ya da iktidar bloğu içindeki partiler mi belirleyecek? Mesela, Ermeni meselesinde ‘soykırım’ demek burada bir ceza nedeni olacak mı; Meclisten geçici çıkarma, artı, yolluk ve ödeneklerin üçte 2’sinin para cezası olarak kesilmesi? Mesela, istiklal mahkemeleriyle ilgili farklı görüşler var, hangisini esas alacağız? Yine, mesela, Osmanlı döneminin çeşitli gelenekleri ve orada kullanılan çeşitli terminolojiler var. ‘Kürdistan’ kelimesi Osmanlı döneminde zaten fermanlara da geçmiş bir kelime. Bugünün Sayın Cumhurbaşkanı, dünün Başbakanı da ‘Kürdistan’, ‘Lazistan’ kelimelerinden niye korkuyoruz? Eyalet sistemi güçlü Türkiye için korkulacak bir şey değildir.’ demişti. ‘Şimdi bunların hepsi suç mu olacak?’ diye soruyoruz, cevap vermiyorlar ama biz anlıyoruz ki özellikle bu yeni eklenen cümlenin son kısmında getirilen düzenleme Kürt kültürüne ilişkin ve Kürt coğrafyasına ilişkin tanımlamaları yasaklama niyetiyle getirilmiştir. Yani, anladığımız, bu kürsüden ‘Kürdistan’ diyene geçici çıkarma cezası vermek istiyorlar ve üstüne bir de yolluk ve ödeneklerin üçte 2’sini kesecekler.”

AKP VE MHP’NİN İMZASIYLA GELDİ MHP’Lİ AKÇAY ‘MUTABAKATI’ SAVUNDU

Daha sonra konuşan MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ise, muhalefetin iç tüzük teklifine dair “uzlaşma aranmadı” eleştirilerine yanıt verdi.
Akçay, “Bu iddia kesinlikle doğru değildir değerli arkadaşlar. 8 Haziran’da Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın İsmail Kahraman ile dört partinin grup başkan vekilleriyle birlikte bir araya geldik. İç Tüzük değişikliğine ilişkin görüşlerimizi paylaştık. Bu görüşmede CHP ve HDP’nin temsilcisi sayın grup başkan vekilleri İç Tüzük çalışmalarına katılmayacaklarını ve katkı vermeyeceklerini açık ve seçik olarak belirtmişlerdir. Bugün ‘Uzlaşma yok.’, ‘Uzlaşma aranmadı.’ eleştirilerini yapanlar dün müzakereden ve uzlaşmadan kaçınan arkadaşlarımızdır.
MHP ve AKP gruplarının temsilcileri olarak 22 Haziran’da bir araya geldik. Son derece iyi niyetli ve makul bir çalışma yürüttük. Karşılıklı müzakereler neticesinde her iki partinin de aktif katılımcı olduğu bir İç Tüzük değişiklik metnini hazırladık, imzaladık ve bir uzlaşma içerisinde 18 madde hâlinde Meclis Başkanlığına sunduk” diyerek, teklifin, 24’üncü dönemde kurulan iç tüzük komisyonunda partilerin mutabakata vardığı metinlerin esas alındığını savundu.

Ancak, Akçay’ın bahsettiği maddeler arasından “Kürdistan” ve “Kürt illeri” gibi kavramlara dair ceza yaptırımı gündeme dahi gelmemişti.
Akçay’ın bu söylemleri sırasında CHP’li Murat Emir, “6 maddede mutabakat yok. Televizyon yayınında mutabakat var mı? Yoklamada mutabakat var mı?” dedi.

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ise “Dünya tarihinde ilk kez bir muhalefet partisi kendi sesinin kısılmasını sağlıyor. Bravo size valla!” diyerek, Akçay’ın söylemlerine karşılık verdi.

‘İÇ TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ MUHALEFETİN TALEBİYLE OLUR’

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise kürsüye siyah örtü sererek yaptığı konuşmasında, “Dünyadaki bütün iç tüzük değişiklikleri muhalefet partilerinin talebiyle oluyor artık. Denetim olanakları artsın, denetim yolları çeşitlensin, süreler uzasın istiyor muhalefet, iktidar partisi bu öneriyi desteklediği oranda, o, onun onuru oluyor, gururu oluyor, övünüyor çünkü ‘Öz güveni yüksek bir iktidarım; istediği gibi denetlesinler, bolca konuşsunlar, ne kadar çok konuşurlarsa o kadar faydalanırım.’ diyor ama bugünkü gibi bir kaptıkaçtı iç tüzük denetim olanaklarının daraltılıp sözün kısıtlandığı bir gün, demokrasi tarihine bir kara olarak geçer” diye konuştu.

Özel’in bu şekilde konuşmasını sürdürdüğü sırada Meclis TV yayını keserek, Özel’in konuşmasını yayımlamadı.

‘KÜRSÜYÜ SUÇ YAZAN İLK PARLAMENTO OLACAKSINIZ’

Özel, teklifin 15 ve 16’ncı maddelerinin kürsü dokunulmazlığı ve ifade özgürlüğü açısından tam bir fecaat olduğuna vurgu yaparak, “Metne dercettiğiniz cümleler, kelimeler işin doğası gereği metni ileriye taşımak içindir, daha güzele, daha iyiye, daha olumluya ama bir metnin içine iki cümle sokup o metni iki yüz elli yıl geriye götüren tek örnek budur dünya siyaset tarihinde. Diyorsunuz ki: “Biz iki cümle ekliyoruz oraya ve dışarıda suç olmayan bir şey bu kürsüde suç olacak. Kürsü dokunulmazlığı şudur: Dışarıda suç olan bazı şeyleri burada suç olmaktan çıkarır; çıkarır ki milletin vekili istediği gibi konuşsun, düşünüp düşünüp korkup milletin kendine verdiği görevi yapmaktan bir zerre dışarıda kalmasın. Çağdaş ülkelerde kürsü masuniyetinin sınırlandığı örnekler ilerlemektedir ama dışarıda suç olmayan bir şeyin kürsüde suç olduğunu yazan ilk parlamento sizsiniz.”

EN SON EKLENENLER