Mezarlara saldırı acizliği…

Birçok inançta mezarlar kutsaldır. İnsanlar ölülerini inanç ritüellerine göre gömerler. Öyleki bayramlarda ya da inançlara göre önemli günlerde mezarlık ziyaretleri yapılır. Bu neredeyse inancın olmazsa olmazıdır. İnanmayanlar açısından da mezarlar önemlidir, cenazelere saygı duyulur. Bu insan olmanın gereğidir.

Mezarlar önemlidir. Eğer kişinin bir mezarı yoksa ölmemiş kabul edilir, başında ağlayacak mezarları olmayanlar için, bunun duygusu azaptır.

Bunun içindir ki mesela Cumartesi Anneleri yakınlarının kemiklerini bulmak ister, başında ağlayacak mezarları olsun ister. O mezarların başında dua okumak isterler.

Son dönemlerde Kürdistan’da, Türkiye’de yapılan mezar saldırıları da insanların inançlarına, değerlerine, kültürüne saldırmak içindir.

Mezar taşlarını kırmak, mezarlıkları dağıtmak bir halkta kutsal olan tüm değerlere saldırmaktır. Bu saldırıları yapanlar da bunu gayet net bilerek yapıyor.

Bu yüzden insanların kemikleri kaldırımlara öylesine gömülüyor, bu nedenle kemikler kargoyla gönderiliyor. Bu nedenle mezar taşlarına saldırılıyor.

Kutsal olanı ezmek, bir halka zulm etmek için yapılıyor…

Geçtiğimiz günlerde Almanya’da da benzer bir saldırı yaşandı. Almanya’nın Ludwisburg kentinde Alevilerin mezarları tahrip edildi. Mezar başında yakılan mumlar, semboller kırılarak çöpe atıldı. Duruma şahit olanlar bu durumun ilk olarak yaşanmadığını söylüyor. Zira farklı kentlerde de benzer durumların yaşandığı belirtiliyor.

Anlatılanlara göre birçok kişi yakınlarının mezarlarına ait sembollerin tahrip edildiğini ifade etmiş. Fakat yetkililer bu konuda henüz birşey yapmamış. Nitekim Ludwisburg kentinde 3 kadın yakınlarının mezarlarını ziyarete gittiklerinde daha önce de yaşandığını ifade ettikleri durumla bir kez daha karşılaşıyorlar. Birbirlerinden bağımsız tesadüfen orada olan kadınlar bu kez sözlü şiddetle de karşılaşıyorlar.

Yakınlarının mezarını ziyaret eden Alevi kadınlara birileri yaklaşarak, “Niye bu taşlara tapıyorsunuz, niye çiçek ekiyorsunuz, niye mezara bakım yapıyorsunuz, bu günahtır” gibi ifadeler kullanıyor.

Aynı zihniyet Alevilerin cenaze erkanlarına da hakaret ediyor, aynı zihniyet zaten Aleviliği tanımıyor, Alevileri tanımıyor. Aynı zihniyet kendi bağnaz ideolojileri ile bağdaşmayan bütün değerlere saldırıyor.

Zira Almanya’da Alevi mezarlıkları açıldığında kıyametleri koparan da aynı zihniyet. (Almanya’da Hamburg ve Berlin kentlerinin yanında bir kaç kentte Alevi mezarlığı bulunuyor. Fakat Ludwisbug’da Alevi olduğu bilinenlerin mezarları tahrip ediliyor.)

Ludwisburg mezarlığında tartışmaların ardından kadınlar çöplere baktıklarında mezar başındaki melek sembollerinin, mumların çöpe atıldığını görüyorlar. Kimliği belirsiz kişilerin sözlü saldırılarına maruz kalan kadınlardan biri ablasının mezarını 8 yıl içerisinde 3 defa yaptırdıklarını belirtiyor.

Kadınların üçü de özellikle altını çiziyor: Bu yeni bir durum değil.

Mezarları tahrip edenlerin kimlikleri bilinmiyor, ama zihniyetleri gayet net..

Almanya’da yabancılara yönelik saldırılar, ırkçı söylemler neredeyse gündelik yaşamın bir parçası haline gelmiş durumda. Bu saldırıları ırkçılık olarak değerlendirenler, ana‚ ‘dilimizi korumalıyız, inancımızı korumalıyız’ diyenler her nedense yüzünü ülkelerine döndüklerinde eleştirdikleri zihniyetten daha katmerli ırkçılık yapıyor. Hatta saldırıyor…

Ludwisburg’ta basına yansıyan bu tahribatları yapanları bir kaç kendini bilmez olarak nitelendiremeyiz. Zira bu saldırıyı yapma cesaretlerini onlara aşılanan zihniyetten aldıkları malumunuz.

Şükrü Erbaş’ın dizelerini hatılatalım bir kez daha: Mezar taşları ile barış olmaz…

özgür politika

EN SON EKLENENLER