Minik Botan annesinin ‘işten’ dönmesini bekliyor

Sincan Kadın Cezaevi’nde bulunan annesi Nezehat Kaya’yı aylardır göremeyen 3 yaşındaki Botan, her telefon konuşması sonrası saatlerce ağlıyor. 3 ay annesiyle cezaevinde kalan ve babası tahliye olunca kendisi de “tahliye” olan Botan, işte olduğu söylenerek avutulan annesinin gelip kendisini parka götürmesini bekliyor.

Hakkari’nin Gazi Mahallesi’nde yaşayan Ayhan Saklı ve Nezehat Kaya’nın 3 yaşındaki oğulları Botan, annesi ile cezaevinde kalan veya annesi cezaevinde olduğu için ondan ayrı yaşayan binlerce çocuktan biri. “Örgüt üyesi olma” ve “Örgüt adına faaliyet yürütme” iddiasıyla 7 Temmuz 2016 tarihinde tutuklanarak Van T Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderilen annesini, Sincan Kapalı Kadın Cezaevi’ne sevk edildiği için 3 aydır göremeyen Botan, her telefon sonrası saatlerce ağlıyor.

ANNE VE BABASIYLA AYNI CEZAEVİNDE KALDI

2009 yılında Demokratik Toplum Kongresi (DTK) üyesiyken yürüttüğü siyasi faaliyetler suç sayılarak 6 yıl sonra tutuklanan annesinden 1,5 yaşındayken ayrılan Botan, babası Ayhan Saklı da tutuklanınca cezaevine girmek zorunda kaldı. 12 Aralık 2016’de tutuklanıp Van T Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderilen babasından 10 gün sonra Botan da, aynı cezaevinde bulunan ve aylardır sadece belirli tarihlerde ve izin verilen kısıtlı saatlerde görebildiği annesinin yanına alındı.

BU KEZ DE BABAYA HASRET

6 ay ayrı kaldığı annesine cezaevinde de olsa kavuşan Botan, bu kez de aynı cezaevinde olan ve sadece aralarında 50 metre mesafe bulunan babasına hasret kaldı. Annesi ve babasının resmi nikahı olmadığı gerekçesiyle babasını görmesine müsaade edilmeyen Botan, 3 ay boyunca cezaevinde kaldıktan sonra 2 Mart 2017’de babasıyla birlikte “tahliye” oldu.

CEZAEVİNİ ANNESİNİN ARKADAŞLARININ EVİ SANIYORDU

Yeniden kavuştuğu oğluna 4 aydır hem annelik hem de babalık yapmaya çalışan Saklı, Botan’ın cezaevine konulduğu ilk günlerde kapıların kapatılmasına dayanamadığını ve sürekli ağladığını anlattı. Botan’ın cezaevini annesinin arkadaşlarının evi sandığını dile getiren Saklı, “Ben cezaevine düşünce çocuk dışarıda dayanamadı ve on gün sonra annesine götürüldü. Ben C blokta, eşim ve oğlum benden 50 metre ileride bulunan A blokta kalıyorlardı. Ancak hiç görüşme fırsatım olmadı. Çünkü OHAL yüzünden aile dışındakiler ile görüşmeler askıya alınmıştı. Benimde resmi nikahım olmadığı için görüşemedim. Tahliye olunca Botan’ın içerde çektiği acılardan haberdar olduğum için yanıma aldım. Beni ilk gördüğünde çığlıklar atarak bana sarıldı ve oradaki herkesin ağlamasına neden oldu” diye belirtti.

3 AYDIR ANNESİNİ GÖREMİYOR

Minik Botan’ın en son 28 Mart’ta annesini gördüğünü belirten Saklı, Nisan’ın başında Botan ile cezaevine görüşe gittiğinde eşinin Ankara Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne nakledildiğini öğrendiğini söyledi. Tutuklanmadan önce Hakkari Belediyesi’nde taşeron işçi olarak çalışan ancak tutuklanınca işine son verilen Saklı, ekonomik durumlarından dolayı Botan’ı Ankara’ya götüremediğini dile getirerek, “Ankara çok uzak olduğundan ve ekonomik olarak imkanımızın olmamasında dolayı ziyarete gidemiyoruz. Çünkü Ankara’ya gitsem bile görüştürmüyorlar. Bu yüzden ziyarete gidemiyoruz” dedi.

TELEFON KESİLİNCE SAATLERCE AĞLIYOR

Botan’ın şimdi 15 günde bir yapılan 10 dakikalık telefon görüşmesiyle annesinin sesini duyabildiğine dikkat çeken Saklı, şöyle dedi: “Botan’ın annesi ile tek görüşme şansı 15 günde bir olan telefon görüşmesi. Zaten zaruri konuların dışında 10 dakikalık görüşme süresinin tamamını Botan’a ayırıyoruz. En son 20 Haziran’da annesi ile görüşebildi. Annesinin gelmesini ve kendisini parka götürmesini istedi. Telefon kesilince Botan yeniden strese girip saatlerce annesi için ağladı.”

ANNESİNİN İŞTE BİLİYOR

Kendisi olmadan yemek dahi yemeyen Botan’ın, annesinin işe gittiğini sandığını dile getiren Saklı, “Botan bensiz bir an bile durmuyor. Bir yere gitsem yanımda götürmek zorunda kalıyorum. Bu yüzden bir iş bulup da çalışamıyorum” diye anlattı.

SORUŞTURMA 1 YILDIR TAMAMLANMADI

“Gizlilik” kararı konulan soruşturma dosyasının 12 aydır bir türlü tamamlanamadığını vurgulayan Saklı, şöyle devam etti: “Bu güne kadar geçen süre zaten fiziki bir cezalandırma oldu bizim için. Eşim o dönem DTK sözcüsüydü ve yaptığı faaliyetlerin tamamı kendisine suç olarak yöneltilmiş. Bize ilk olarak dosyanın Diyarbakır’da olduğunu, ardından Batman’da olduğunu söylediler. Daha sonra dinleme yeri Silopi olduğu için ‘dosya orada’ dediler. Dosyanın açığa çıkması için çok çaba harcadık. Son olarak dosya Mart ayında Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde ortaya çıktı. 12 aydır dosya üzerinde gizlilik kararı var diye ne bana ne de avukatıma hiçbir şey söylenmiyor.”

EN SON EKLENENLER