MÜLTECİLİK KADER DEĞİLDİR

MAHİR YORULMAZ

Mülteci yada sığınmacı; dini, dili, ırkı nedeniyle zulüm gören yada görme endişesi ile ülkesinden ayrılan/ ayrılmak zorunda kalan, ölüm korkusu ile geri dönemeyen kişilere denir.

Mülteci yada sığınmacı olmak insanları kaderi değildir. Mülteciler, Kapitalist ve Emperyalistlerin doymak bilmeyen açgözlülüğün kurbanlarıdır. Mülteciler, Kapitalistler ve Emperyalistlerin sömürge arayışlarının, işgallerinin kurbanlarıdır. Mülteciler, Emperyalistlerin orta doğuda kendi çıkarları doğrultusunda lider yaratmasının kurbanıdır. Mülteciler, cehaletin, gericiliğin kurbanlarıdır. Avrupa’ da ki iki yüzlü siyasetin bedelini kadınlar ve çocuklar çekiyor. Bilmedikleri bir ülkede her türlü, ırkçılığa, tacize, tecavüzü uğramak kader değildir.

Mülteci yada sığınmacı olmak dünyanın en zor işidir. Yaşam koşullarını bilmediğin, dilini bilmediğin bir ülkede yaşam, ”suda çıkmış balık gibidir.”

Mültecileri dünyanın en demokratik ülkelerinde dahi güvenli bir yaşam koşulları yoktur. Orta doğu savaşı ile birlikte, en çok sığınmacı canını kurtarmak için yollara düştü. Yılarca yaşadıkları, topraklarını silah baronları daha çok kazansın diye terk etmek zorunda kaldılar. Ata topraklarını geride bırakarak, çocuklarını ve değerli eşyaları yanına alarak sonunu bilmedikleri umut yolculuğuna zorlandılar. Mülteciler, ne garip ki kendilerinin sığınmacı konumuna düşüren ülkeleri kendilerine umut olarak gördüler. Bunca Arap ülkesi var iken, Avrupa ülkelerini kendilerine umut olarak gördüler. Avrupa kapılarını kapatınca, Türkiye kendilerine kucak açtı. Avrupa, Mültecileri Türkiye’de tutmak için, Türkiye’ye para vereceğini söyledi. Ne kadar sözlerinde durduklarını da bilmiyoruz. Ülkemizin , Ege sularında her gün insan cesetleri kıyıya vurdu. Bu sadece ege sularında olmadı, Avrupa’nın denize kıyı ülkelerinde de oldu. Türkiye’nin baştan beri yanlış politikalarla, yürüdüğü Suriye politikasının bedelini hem canımızla hemde ekonomimizin kötüye gitmesi ile ödüyoruz.

Asker kayıplarından sonra, yanlış üzerine yanlışlar yapmaya başladılar. Avrupa ülkelerine gitmek isteyen, sığınmacılara kapıları açtı. Edirne de yaşananların insanlıkla hiç bir bağı yoktur. Ege sularında yaşananlar çağ dışıdır. Ege sularında  yaşanan olaylara insanların sesiz kalması, insanlığın bilmiş olduğunu gösteriyor. Her savaşta olduğu gibi , savaşın bedelini çocuklar çekiyor. Ege denizin soğuk suyunun dili olsaydı, çocukların çığlıklarını yüzünüze vururdu. İnsanın canı savaş pazarlığı yapılmaz. Savaş yerine barışın tüm diyalog yolları açılmalıdır.

04 03 2020

EN SON EKLENENLER