Musa Anter davasının tek tutuklu sağını da tahliye edildi

Musa Anter cinayeti davasının tek tutuklu sanığı Hamit Yıldırım tahliye edildi. Anter’in avukatı Selim Okçuoğlu, “Bizim endişemiz sanığın tahliye sonrası kaçması. Bu ihtimal kuvvetle muhtemel” dedi.

Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, gazeteci-yazar Musa Anter’in Diyarbakır’da öldürülmesine dair açılan davada tek tutuklu sanık olan Hamit Yıldırım hakkında “5 yıllık tutukluluk süresi dolduğu” gerekçesiyle tahliye kararı verdi. Kararı değerlendiren Anter’in avukatı Selim Okçuoğlu, “Bir nevi zorunlu tahliye olarak görünüyor. Ancak geride bıraktığımız 5 yıl içinde yargılamanın bitmemiş olması, bu sonuca yol açtı. Mahkeme yeterince hızlı çalışmadı. Bu karar bu şartlar altında alındı” dedi.

Literatürde “faili meçhul” olarak geçen “Musa Anter-JİTEM Ana Davası”, “Ankara JİTEM Davası”, “Kızıltepe JİTEM Davası” gibi davalar, 2009 yılında Ergenekon soruşturmalarıyla birlikte üst rütbeli askerlerin tutuklanmasının sonucu açılmaya başlanmıştı. 29 Haziran 2012’de gözaltına alınan Hamit Yıldırım ise, söz konusu “yüzleşme davaları”nın tek tutuklu sanığıydı.

Okçuoğlu, bu davaların tek tutuklu sanığının da tahliyesini şöyle değerlendirdi: “Bu davalar maalesef sağlıklı bir zeminde yürütülmedi. İstenilen adalet duygusunu oluşturmadı. Musa Anter davasında da bu sorunu yaşıyoruz. 5 yıl geçti ama bir sonuca ulaşmadı. Kamu kurumları bilgi ve belge göndermedi, mahkemelerle iş birliği yapmaya sıcak bakmadılar. Geçmişin hesabının sorulması yerine geçmişin aklanması davalarına dönüştü. Bizim dava da bu şekilde. Bizim endişemiz tutuklu sanığın tahliyesi sonrası kaçmasıdır. Bu ihtimal kuvvetle muhtemel.”

ANTER: TAHLİYESİ SÜRPRİZ DEĞİL

Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, Türkiye’deki adaletin işleyişi açısından Anter cinayetinin bir numaralı sanığı olan Hamit Yıldırım’ın serbest bırakılmış olmasının kendilerine sürpriz gelmediğini söyledi. Anter, “Hukuk sistemini biliyorsunuz. Söylenecek çok şey var. Hamit Yıldırım olayını biliyorsunuz Sabah Gazetesinden iki kişi ortaya çıkardı. Dava ivme kazandı. Abdulkadir Aygan o dönem kendisine Hamit Yıldırım’ın fotoğrafları gösterildiğinde, cinayetin işlendiği dönemde 19-20 yaşındaki Yıldırım’ın fotoğraflarını teşhis etti. Uzaydan gösterseniz bunu tanırım dedi. Ama 40 yaşlarındaki fotoğraflarını haklı olarak tam tanıyamadı” şeklinde konuştu.

‘BİR GÜÇ DEVREYE GİRDİ’

İlk başlarda cinayetin işlendiği sıralarında olaya tanık olan ve cinayet konusunda da hakkında kuşkular bulunan AKP Milletvekili Orhan Miroğlu’nun ilk başlarda Hamit Yıldırım’ı suçladığını belirten Anter, “Miroğlu’da budur diyordu. Ondan sonra ne oldu, bir güç devreye girdi bunlar birden bire ‘biz günaha girmek istemiyoruz’ demeye ve kıvırmaya başladılar” dedi.

‘MİT VE GENELKURMAY BELGELERİ GÖNDERMİYOR’

Yargılamada asıl olarak adaletin yerini bulmasının engellendiğini Genelkurmay ve MİT’in cinayet ile ilgili gerekli belgeleri sunmadığını belirten Anter, tanıkları çağırdıklarını ve en dürüst tanıklardan birinin yine Mehmet Eymür çıktığını söyledi. Eymür’ün de cinayetle ilgili olarak MİT belgelerine işaret ettiğini hatırlatan Anter, ancak MİT’in belgeleri vermemekte ısrar ettiğini bununla da bir şeylerin gizlendiğini söyledi.

Anter, “Dava kaplumbağa hızıyla gidiyor. Hukuk’un işlememesi bizim aleyhimize. Önce Diyarbakır Ağır Ceza’daydı. Sonra Ankara’ya alındı hakimler savcılar değişti. Bu tür durumlarla karşılaştık. Her gelen hakim savcı davayı yeniden incelerse zaman aşımı oluyor” dedi.

Hamit Yıldırım’ın serbest bırakılmasını da, Sivas katliamı sanıklarının durumuna benzeten Anter, “Madımak’ı yakanlar vardı ya onlar 10 yıl sonra serbest bıraktılar. Çıktıktan sonra da bir hafta sonra tutuklama kararı çıkarıldı. Ondan sonra hepsi kaçtı o kişiler nerede kimse bilmiyor. Ben Hamit Yıldırım’ın buralarda kalacağını tahmin etmiyorum” şeklinde konuştu.

Adalet talep eden biri olarak CHP’nin yürüttüğü Adalet Yürüyüşüne de güvenmediğinin altını çizen Anter, CHP’nin adaleti sadece kendisi ve tutuklu milletvekili için talep ettiğini söyledi. Anter, “HDP’li vekilerin tezkeresini onaylıyorsun. Enis Berberoğlu içeri girdi ondan sonra adalet diyorsun. Ne adaleti bakın Nuriye Semih orada, onlara karşı gelmiyorsun, bir tane adam için -ki onun ne olduğu Gabar’da Erdoğan ile verdiği fotoğraftan biliyoruz- adalet yürüyüşü başlatıyorsun” dedi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

1999 yılında düzenlenen iddianamelerle 11 sanığın ve 2005 tarihli iddianameyle yargılanan 5 sanığın yargılandığı JİTEM örgütüne ilişkin davalar 2010 yılında birleştirilmiş ve dava “JİTEM Ana Davası” olarak anılmaya başlanmıştı. Bu sırada gazeteci yazar Musa Anter’in 20 Eylül 1992’de öldürülmesiyle ilgili 1992 yılında açılan soruşturma kapsamında, eski JİTEM tetikçisi Abdülkadir Aygan’ın fail olarak işaret ettiği Hamit Yıldırım 29 Haziran 2012’de gözaltına alınmıştı.

Hamit Yıldırım’ın 2 Temmuz 2012’de tutuklanmasıyla dava zamanaşımından kurtulmuş ve soruşturma sonucu hazırlanan 25 Haziran 2013 tarihli iddianame 5 Temmuz 2013’te Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti. Musa Anter Davası 23 Aralık 2014 tarihinde JİTEM Ana Davası ile birleştirilmiş ve 16 Ocak 2015 tarihinde “güvenlik” gerekçesiyle Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledilmişti. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, birleştirme kararına itiraz etmiş ancak, itirazı değerlendiren Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 29 Ocak 2016 tarihli kararıyla iki davanın birleşmesi kesinleşmişti.

Birleştirilen iki dava Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediyor. Dava bir sonraki duruşması 27 Eylül 2017’de görülecek.

EN SON EKLENENLER