OHAL rejiminde şimdi de Kürtçe savunmaya fiilen yasak başladı…

Silivri Cezaevi’nde ‘Kürtçe bilen yok’ gerekçesi ile tutukluların Kürtçe savunmalarına el konuluyor. Avukat Selin Yıldırım, uygulamanın ‘savunmayı kısıtlamak’ anlamına geldiğini söyledi

Kürt siyasetçilerine yönelik 2009’da başlatılan KCK operasyonları kapsamında yargılananların ısrarı sonucu kazanılan Kürtçe savunma hakkı, cezaevleri tarafından engelleniyor. Silivri Cezaevi’nde tutukluların hazırladığı Kürtçe savunmalara el konuluyor. Herhangi bir karar bulunmamasına rağmen gardiyanlarca engellenen ve el konulan Kürtçe savunmalar için, “Kürtçe bilen yok. Ne yazıldığını anlamıyoruz” deniliyor. Gardiyanların uygulamalarına karşı idare ile yapılan görüşmelerden de her hangi bir sonuç alınmıyor.

Tüm haklar KHK ile gasp ediliyor

Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) üyesi Avukat Selin Yıldırım, cezaevinde karşılaştıkları Kürtçe savunma krizini değerlendirdi. Engellemelerin OHAL ile birlikte Türkiye’nin “Muz Cumhuriyeti”ne dönüştüğünü ifade eden Yıldırım, “Tüm haklar KHK ile gasp ediliyor. Müvekkilimiz bize Türkçe savunmayı teslim etti. Biz de onu tercüman vasıtası ile Kürtçe’ye çevirdik ve geri götürdük. İçeriye verdik. Dosya evrakı olduğu için kendilerine teslim ettik. Gardiyanlar da bunu gördü. O gün görevli olan gardiyan ‘burada ne yazdığını bilmiyorum, bunu çevirecek kimse de yok’ diyerek almadı. İlk anda bireysel olabilir ama sonrasında infaz koruma memurlarından yetkililerle de görüştük ancak kesinlikle kabul edilmedi. Resmi olarak da evrakı teslim etmemize izin verilmedi. İlginç olan müvekkilin içerde yazdığı savunmaya da el koydular” dedi.

Tepki olmazsa yaygınlaştırıyorlar…

Uygulamaların KHK’leri bile aştığını vurgulayan Yıldırım, “Belki artık bir hukuk devleti değiliz. Artık bunun düşünülmesi gerekiyor. Bir uygulama başlatılırken, ilk olarak bir adım atılır. Bu atılan adıma tepki gelmezse ona göre yaygınlaştırıyorlar” dedi. Yıldırım, cezaevlerinde anadil önündeki engellerin 2009 KCK operasyonları döneminin daha da gerisinde olduğunu söyledi.

EN SON EKLENENLER