‘Onları yalnız bırakmayalım’

169 gündür açlık grevinde olan Gülmen ve Özakça, 14 Eylül’de ilk kez hakim karşısına çıkacak. Aileleri davaya katılım çağrısı yaparken, emekçiler için eylem yapan avukatları ise, gözaltına alındı

KHK ile işlerinden ihraç edilen yüzlerce kişiden ikisi olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevi 169’uncu günde devam ediyor. Hukuksuzca tutuklanan iki emekçinin duruşma tarihi ise, 14 Eylül. Gittikçe kötüleşen sağlık durumları ve duruşmaları için aileleri katılım çağrısı yaparken, müvekkileri için eylem yapan avukatlar ise gözaltın alındı.

6 kişi gözaltına alındı

Gülmen ve Özakça için OHAL Komisyonu’nun hizmet verdiği bina önünde emekçilerin başvuruların “derhal görüşülmesi” için açıklama yapmak isteyen avukatları ve doktorlarına polis saldırdı. Saldırıda avukatların da aralarında olduğu 6 kişi yerlerde sürüklenerek gözaltına alındı. Gözaltına alınan 6 kişiden 5’inin isimleri ise, şu şekilde: Mehmet Refik Atalay, Naim Emmioğlu, Ebru Timtik, Didem Ünsal, Ayşegül Çağatay.

Ailelerden çağrı

Gülmen ve Özakça’nın aileleri 14 Eylül’de görülecek davaya katılım çağrısı yaptı. Gazete Duvar’ın haberine göre, açlık grevinin 190’ıncı gününde görülecek dava için Gülmen ve Özakça’nın aileleri “Onları bu davada yalnız bırakmayalım! Onlara destek verirken zarar görenleri, gözaltına alınanları ve hapsedilenleri yalnız bırakmayalım” açıklaması yaptı. İlk kez hakim karşısına çıkacak emekçilerin davası 14 Eylül perşembe günü, saat 13.30’da, Ankara Adliyesi’nde görülecek.

‘Nuriye ve Semih’e bin selam’

Yüksel Caddesi’nde devam eden direnişe de dün yine polis saldırdı. Bugün 290’ıncı güne giren direnişin dün öğlen açıklamasına saldıran polisler, “Nuriye Semih işe alınsın” pankartı taşıyan gruba saldırarak, Meşrutiyet Caddesi’ne kadar sürükledi. Saldırıya tepki gösteren eylemciler, “Nuriye ve Semih’e bin selam” diyerek, mücadeleye devam edeceklerini belirtti.

Direnmezsek her şeyimizi alırlar

Gülmen ve Özakça için daha önce 7 günlük açlık grevi yapan tiyatro sanatçısı Defne Halman, emekçilerin taleplerinin kabul edilmesini istedi. Gülmen ve Özakça’nın taleplerinin kendisinin de talepleri olduğunu ve onlarla kendi seçmiş oldukları direniş biçimi ile dayanışma içinde olmanın kendisi için çok önemli olduğunu belirten Halman, “Bu açlık grevlerinin 120’nci günüydü. Biz de açlıklarını paylaşmak için açlık grevine girdik. Sonra o günün akşamında Esra Özakça açlık grevini sürdürüyordu ve 45’inci günündeydi. Sokakta işkence yapılarak, darp edilerek yaka paça gözaltına alındı. Gördüğüm o görüntülerin ardından açlık grevimi sürdürme kararı alarak bir hafta açlık grevine girdim” dedi.

‘Tek bir ses isteniyor’

Gülmen ve Özakça’dan aldıkları cesaret, güç ve dirençle alanlarda olmaya devam edeceklerine dikkat çeken Halman, eylemlerin çeşitliliğini arttırarak, her yerde yaygınlaştıracaklarını söyledi. Ülkenin her geçen gün daha da kötüye gittiğine ve şiddet ile baskının arttığına da değinen Halman, ülkenin her yerinde baskı ve yıkımın hakim olduğunu belirterek, “Sur yerle bir edildi, Hasankeyf bombalanıyor, Dersim’de ormanlar yakılıyor. Her yerde insanların hayatları gasp ediliyor. Bu korkunç bir tablodur. Pek çok medya kuruluşu kapatıldı, susturuldu. Tek bir ses isteniyor. Tek bir adam her şeye hükmetsin isteniyor. Gazeteciler, milletvekilleri, insan hakları savunucuları tutuklanıyorlar. Elimizden yaşam alanlarımız alınıyor ve bizlere söz hakkı tanınmıyor. Bunlara karşı koymazsak, direnmezsek bu sefer her şeyimizi elimizden alacaklar. Hiçbir söz söyleme hakkımız olmayacak” dedi.

Mücadelemiz sürecek

Sanatçılar Yürüyor Platformu üyesi olarak da mücadelelerini sürdüreceklerini belirten Halman, “Çürümeye terk edilen Atatürk Kültür Merkezi’nin, restorasyon adı altında yok edilen Emek Sineması’nın, kapatılan onlarca sahnenin sesi olmak için, sinemada sansürüne dur demek, ödenekli sanat kurumlarının başının üstündeki giyotini parçalamak için, haksız yere işinden atılan meslektaşlarımızın taleplerine ses olmak için de mücadele edeceğiz” dedi.

HABER MERKEZİ

EN SON EKLENENLER