Organ hırsızlığı yeni değil

Türk devleti bünyesindeki çetelerin katliam, talan ve yağmaya, organ hırsızlığını eklediği bilgisini paylaşan SOHR, Girê Spî’deki bilgi veren kaynağının gönderdiği fotoğrafı da paylaştı.

Türk devleti ve ona bağlı DAİŞ/El Nusra artığı çetelerin işgal ettikleri bölgelerde yaşanan insanlık dışı olaylar bir bir gün yüzüne çıkıyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ile işgal altında bulunan Girê Spî’de Türk devleti ve ona bağlı El Nusra/DAİŞ çetelerinin organ ticareti yaptığını açıkladı. Evleri ve iş yerlerini yağmalayan, halkın malına mülküne el koyan işgalcilerin insan bedenlerini de yağmaladığı, yaralı sivillerin organlarını çaldıkları belirtildi.

Gerçek Girê Spi’de yaşanan bir patlamanın ardından ortaya çıktı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) internet sitesinde yer alan rapora göre iddiaların güvenilir kaynaklardan alındığı kaydedildi. Girê Spi’de yaşanan patlamada araba parçaları satan F.T. isimli kişinin sadece elinden yaralandığı ve yürüyebildiği, ancak tedavi için götürüldüğü hastaneden cansız bedeninin geri getirildiği ifade edildi. Onlarca kişinin yaşamını yitirdiği ve çok sayıda kişinin yaralandığı patlamanın ardından yaşananları aktaran kaynaklar, ölü ve yaralıların Türk hastanelerine taşındığını belirtiyor. Gözlemevi’nin kaynakları bu kişinin karnının yarıldığını ve sonrasında dikildiğini gördüklerini, iç organlarının çalınmış olabileceğinden şüphelendiklerini belirtti. Uluslararası insan hakları kurumlarına olayın araştırılması çağrısında bulunan SOHR, şeffaf, adil ve açık bir araştırmanın, bölgede neler yaşandığını aydınlatmak için önemli olduğuna dikkat çekti.

Aslında yeni değil

SHOR’un gündeme getirdiği Türk devleti ve ona bağlı çetelerin organ mafyası kurduğuna yönelik bilgiler yeni değil.  2011’de Suriye’de iç savaşın başlamasının ardından mülteci olarak Türkiye’ye giden Suriyeliler ve işgal edilen bölgelerde benzer iddialar gündeme geldi. CHP Milletvekili Mehmet Şeker, Türk devletine bağlı çetelerin organ çaldığını 2015’te gündeme getirmişti. Şeker’in konuya ilişkin yaptığı kapsamlı araştırmadaki iddialar şöyleydi: Türk devletinin bilgisi ile DAİŞ, El Nusra, ÖSO gibi çete yapılanmaları Urfa, Antep, Hatay ve Güney Kürdistan’daki bazı özel hastaneler aracılığı ile faaliyet gösteriyor. Özellikle Hatay bölgesinden çok sayıda şikayet var; birçok Suriyelinin organları alındıktan sonra öldürüldüğü ve cesetlerinin Suriye tarafına atıldığı aktarılıyor. Türk yetkililer, organ çalan çeteleri görmezden geliyor ve hiçbiri hakkında işlem başlatmıyor.  DAİŞ-El Nusra ve ÖSO’nun kontrol ettiği alanlarda uygun kişi buldukları anda rızası olmadan organlarına el koyuyorlar. Piyasa giderek büyüyor. Suriye üzerine kurulan bir sektör. İnsanlık suçu işleniyor.  Organ mafyasının en fazla faaliyet gösterdiği yerler Türk devleti ve çetelerin hakim olduğu İdlip ve Halep’in bir bölümü.

Musul’dan da Türkiye’ye

Türk devleti ve çetelerin insanların organlarını çaldığına dair bir başka bilgi ise Musul’da ortaya çıkmıştı. DAİŞ’in 2014’te Musul işgalinin ardından organ ticareti için özel hastane açtığı ve çalınan organların Türkiye’ye getirildiği basına yansımıştı. O dönem basına yansıyan bilgiler şöyleydi: “Özellikle çocukları hedef alan DAİŞ, hastanede çoğunluğu çocuk insanların organlarına el koyuyor.  Birçok insan sağlıksız yapılan bu ameliyatlar nedeniyle yaşamını yitirdi. Çatışmalarda ailesini kaybeden ve kimsesiz kalan çok sayıda çocuğun ya kandırılarak ya da zorla kaçırılarak organları çalındı.”

Arte belgeselini yaptı

Arte televizyonu da çeteler-organ mafyası ve Türk devleti bağlantısına ilişkin belgesel yayınladı. Özellikle organ mafyasının eline düşen Suriyeli mültecilerin hikayelerine dikkat çekilen belgeselde mültecilerin açlıkla mücadele etmek veya Avrupa ülkelerine gelebilmek için böbreklerini satmak zorunda kaldıkları anlatıldı. Belgeselde, Hatay’da yaşayan ve böbreğini 5 bin euro karşılığında satmak zorunda kalan Suriyeli bir mülteci kadının yaşadıkları izleyicilere aktarıldı.

Mültecilerin sosyal medya üzerinden alıcılar veya böbrek mafyasıyla ilişki kurduğuna dikkat çekilen belgeselde İstanbul’da yaşayan bir başka genç bir mültecinin de böbreğini 15 bin dolara satıcı bulduğu ifade edildi. Belgeselin çekimi sırasında çalışan gazeteciler, organ mafyasının İstanbul’da nasıl mültecileri bulduğunu ve onları nakil öncesinde hangi otellerde tuttuğunu tespit etti.

Şehba, Bab ve Efrîn

Türk devletinin çeteler aracılığıyla yaptığı organ ticaretinin bir başka merkezi ise 2016’dan sonra işgal ettiği Şehba, Bab ve Efrîn. Bölgede sağlıklı bilgi alınamıyor, ancak görgü tanıkları Ezaz ve Bab’da kurulan bazı hastanelerde, Türk askerlerinin gözetiminde yaralı olarak hastane getirilenlerin organlarının çalındığına işaret ediyor. Bu organların Hatay, Antep üzerinden İstanbul’a ulaştırıldığı ve burada satıldığı belirtiliyor. Özellikle Efrîn’de katledilip araziye atılan cenazeler iç organlarının olmaması bu iddiaların doğruluğunu güçlendiriyor.

ANHA/QAMIŞLO

EN SON EKLENENLER