Türkiye son dönemde üst üste sel, yangın gibi felaketleri yaşıyor. Son olarak Karadeniz’de yaşanan sel felaketinde, AFAD’ın açıkladığı bilgilere göre, Kastamonu’da 62, Sinop’ta 15, Bartın’da 1 olmak üzere 78 yurttaş yaşamını yitirdi.
Yaşanan bu felaketler ile ilgili CumhuriyetTV’ye açıklamalarda bulunan Kuzey Ormanları Savunması Sözcüsü Başar Alipaça, yaşanılan afetlerin hemen unutulduğunu belirterek, “3 ayda ulusal çapta büyük 3 felaket yaşadık. Orman yangınları sel ve her ne kadar unutulmuş olsa da müsilaj… Resmi tüm organlar, üniversiteler, uzmanlar bu yaşadığımız felaketlerin doğanın bize bir uyarısı olduğunu söylüyor. On yıllardan beri doğanın bize sunduğu olanakların çok fazlasını harcadık ve artık sürdürülebilirlikten çıktık. Orman yangınları da iklim krizinin kuraklığın bir sonucu. Zaten çıkmakta olan yangınları daha da zor söndürülür hale getirdi. Son iki üç yılda çıkan yangınların oranları iki üç kat artmış durumda” dedi.
MARMARA’DA HALEN YAŞAM VARSA KUZEY ORMANLARI SAYESİNDE
Kuzey ormanları havzasında bulunan derelerin artık bölgenin yükünü kaldırmadığını ifade eden Alipaça, şunları kaydetti:
“Bugün Marmara Bölgesi’nde yaşam devam ediyorsa bu Kuzey Ormanlarının bize sunduğu olanaklar sayesindedir. Burada bulunan derelerimiz artık bu sanayi yükünü kaldıramıyor ve atıklar halen Marmara Denizi’ne akmaya devam ediyor. Hükümetin acil eylem planı hazırlamış olmasına rağmen, yaptığımız gözlemlerde derelerimizin simsiyah aktığını gördük.”
ORMANLAR BÜYÜK BİR HABİTAT PARÇALANMASI İÇİNDE
Alipaça, ormanlarda orman dışı faaliyetlere çok büyük oranda izin verildiğini söyleyerek, “Ormanların içinde tespit ettiğimiz 30’dan fazla tehdit türü var. Ormanlar kendi içinde gerçekleşen doğal olaylara karşı dahi savunmasız hale geldi. Çünkü ormanların en büyük savunma gücü ekosistem bütünlüğüdür. Bu bütünlüklerden parça parça bozmaya başladığınızda ormanın çatısını yıkmaya başlarsınız” diye konuştu.
TÜRKİYE ORMAN ZENGİNİ BİR ÜLKE DEĞİL
Alipaça, 77 kişinin yaşamını yitirdiği sel felaketinden en çok etkilenen illerden biri olan Kastamonu’nun, kontrolsüz ağaç kesiminin en çok yapıldğı illerin başında geldiğini söyleyerek, şu şekilde devam etti:
“Bu ormanların çıra gibi yanması tesadüf değil. Orman yangınlarının büyük bölümünün insanların attığı izmaritler, bıraktığı şişeler kaynaklı olduğunu biliyoruz. Orman içinde verilen çeşitli izinler nedeniyle de orman-insan ilişkisi çok artırılmış durumda. En azından yaz aylarında denetimsiz orman girişlerinin, av faaliyetlerinin ve pikniklerin yasaklanması ve caydırıcı cezaların uygulanması gerekiyor.”
Alipaça, orman yangınlarının önlenmesi için yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı:
Türkiye’nin kendisine ait gece donanımlı yangın söndürme hava filosunun olması gerekiyor. Ormanlarda orman dışı faaliyetlere en azından yaz aylarında izin verilmemeli.Elektrik iletim hatlarının ormanlardan geçirilmemesi, var olanların da kademeli olarak orman dışına alınması şarttır. Ormanlar için bir seferberlik ilan edilerek bir çöp seferberliği ile temizlenmesi ve bir daha kirletilmemesi için gerekli denetim mekanizmaları sağlanmalıdır.