Rağbet yok ama tahta beşikleri üretmeyi sürdürüyor

Silopili ahşap ustası Abdullah Gören yıllardır gelişen teknoloji karşısında rağbetin azaldığı tahta beşik üretimine devam ediyor. Gören’in tek isteği ise kimyasal maddelerin kullanılmadığı beşiklerin yapımını birilerine öğretmek.

Şırnak’ın Silopi ilçesindeki ahşap ustası Abdullah Gören (35), bölgede “landik” ve “mehdik” olarak bilinen el yapımı tahta beşikleri, azalan talebe rağmen yapmaya devam ediyor. 18 yıldır kent merkezinde bulunan 50 metrekarelik atölyesinde beşik üreten Gören, Şırnak ve köylerinden tedarik ettiği kavak ağaçlarını işlemeye hazır hale getirerek işe başlıyor. Gören tarafından dikkatli bir şekilde 25 santimetre uzunluğunda kesilen tahta çıtalar, ilk olarak yumuşamaları için kaynamış suda iki saat bekletiliyor. Sonra beşik yapımına uygun hale gelmesi için bir hafta ılık suda bekletiliyor. Daha sonra pres aleti ile eğim verilen çıtalar el yapımı kalıplarda bir hafta kurutuluyor.

KİMYASAL MADDELER KULLANILMIYOR

Bu işlemin ardından oval şeklini alan çıtalar, zımparalandıktan sonra çiviler ile bir araya getirilerek beşik haline getirilip satışa sunuluyor. Günde ortalama 5 tane üretilen beşikler büyüklüklerine göre 60 ile 80 TL arasından alıcı buluyor. Kimyasal katkı maddelerinden bağımsız bir şekilde tamamen doğal malzemelerden üretilen tahta beşiklere rağbet ise gün geçtikçe düşüyor.

‘GELİŞEN TEKNOLOJİDEN DOLAYI EMEĞİMİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUM’

Daha 17 yaşındayken babasının yanında çıraklık yaparak mesleği öğrendiğini aktaran Gören, tüm olumsuzluklara rağmen mesleğini yaşatmaya çalıştığını ifade etti. Gelişen teknoloji karşısında emeğinin karşılığını alamadığını söyleyen Gören, “Zahmetli bir iş yapıyorum. Alın teri dökmek lazım. Ancak bu kadar emek vermeme rağmen zar zor ailemin rızkını çıkarıyorum. Buda yetmiyormuş gibi sokağa çıkma yasaklarından dolayı kiramı çıkaramaz hale geldim” dedi.

‘BEBEKLERİN SAĞLIĞI İÇİN DAHA İYİ’

Beşik yapımında kimyasal maddelerin kullanılmamasının bebeklerin sağlıklı gelişimi için önemli olduğunu vurgulayan Gören, “Bu beşiklere rağbet gösterilmiyor. Hazır mobilyalar daha çok talep ediliyor. Bu beşiklerde büyütülen bebeklerin kemik gelişimleri daha iyi oluyor. Kimyasal malzeme bulunmadığı için solunum yollarında da problemler olmuyor” dedi.

‘EMEĞİMİZE SAYGI DUYULMUYOR’

Bazen beşik yapımında kullanılan malzemeleri tedarik etmekte güçlük çektiğini kaydeden Gören, “Bölgede çalışan tedarikçiler bile seri üretim yapan mobilyacıları tercih ediyor. Çünkü artık malzemeciler de yaptığımız işe saygı duymuyorlar. Kendilerine daha fazla para getirecek yerlere satım yapıyorlar. Seri üretim yapan mobilyacılara daha çok değer veriliyor” şeklinde konuştu.

TEK İSTEĞİ; KAYBOLMAYA YÜZ TUTMUŞ MESLEĞİ BİRİLERİNE ÖĞRETMEK

Kentte kendisi dışında beşik yapan usta bulunmadığını belirten Gören, mesleği kimseye öğretemediğinden dert yandı. “Bizden sonra bu işi yapacak kimse yok. Yanımda çalışan çıraklar bile mobilyacılarda çalışmayı tercih etti. El emeği ve zahmeti çok olduğu için çıraklar bu işe yanaşmıyor” diyen Gören, kaybolmaya yüz tutmuş mesleği birilerine öğretmeyi çok arzuladığını dile getirdi.

Berivan Karataş – dihaber

EN SON EKLENENLER