Sahnelerin gücü adına

Pandemiyle beraber bir buçuk yıl boyunca ekonomik güçlüklerle ayakta kalmaya çalışan tiyatro dünyasına nefes aldıracak festival için geri sayım başladı. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 25’incisi düzenlenecek İstanbul Tiyatro Festivali, 22 Ekim’de perdelerini açıyor. “Bu Zamanda Tiyatro” sloganıyla duyurulan festivale 25 yerli ve uluslararası yapım konuk oluyor. Festivalin bir özelliği de hem çevrimiçi hem de fiziksel gösterimlerinin olması.

Yurtdışından 11 yapımı tiyatro severlerle buluşturacak festival, 14 yerli yapımın ise Türkiye prömiyerine sahne olacak. Festival ayrıca “kulak tiyatrosu”ndan çocuk oyunlarına, beyazperde gösteriminden ücretsiz takip edilebilecek panel, söyleşi ve okuma tiyatrolarına uzanan programla izleyicilerle buluşacak. Öte yandan festival bu yıl ilk kez ‘kadın’ ve ‘ekolojik sürdürülebilirlik’ isimli iki tema ile seyirci karşısına çıkacak. 25. Tiyatro Festivali’nin direktörü Leman Yılmaz ile festivali konuştuk.

“Bu Zamanda Tiyatro” sloganı ile başladık sohbetimize. Sözlerine umut kavramının önemine değinerek başlayan Yılmaz, bu sloganın ardındaki anlamı şöyle açıkladı: “Son bir buçuk yıldır yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen, geleceğe hep umutla bakmak çok önemli. Özellikle pandemiyle birlikte uzak kaldığımız her şeyin değerini daha da çok anladık. Tiyatroların açılmasını dört gözle bekledik. Sahnede oyun izlemek, birlikte olmak, konuşmak, paylaşmak… Ne kadar da değerliymiş.”

UMUTSUZLUĞUN UMUDU OLDU

Geçtiğimiz yıl da zorlu koşullara karşın festivalin yapıldığını hatırlatan Yılmaz, “Dünyanın her yerinde tüm festivallerin iptal olduğu bir dönemde biz her şeye rağmen festivali yapmaya karar verdik. Yaşanan tüm umutsuzluğun içinde hepimiz için bir umut oldu” şeklinde konuştu. Hem ekonomik güçlük çeken özel tiyatrolar için hem de sahnelerle buluşmayı özleyen seyirci için bir fırsat sunduklarını belirten Yılmaz, düşüncelerini şöyle aktardı: “Festivalde 14 yerli yapımımız var. Bunlardan 11’i fiziksel olarak mekânlarda seyirci ile buluşacak. Bir taraftan uzun zamandır ara verilen tiyatro üretimine bir katkısı olacak festivalde, diğer taraftan fiziksel mekânlarda seyircimizle yeniden bir araya gelme fırsatını yakalayacağız. Hepimiz sahneleri çok özledik.”

Yılmaz, oyunların nasıl bir hassasiyetle 25. İstanbul Tiyatro Festivali’nin programında buluştuğunu sorduğumuzda, “Yurt dışından davet ettiğimiz topluluklarla geçen yıldan bu yana yazışıyorduk. Özellikle Hollanda seçkisi zaten bir süredir üzerine çalıştığımız bir programdı. Uluslararası dolaşımın pandemi ve karantina koşulları nedeniyle yapılamadığı bu dönemde seyircimizi fiziksel oyunların yanı sıra önemli koreograf ve yönetmenlerin çalışmalarıyla çevrimiçi olarak buluşturmayı planladık. Yerli yapımlarda ise geçen yılın aksine artık ekranda oyun izlemenin de ilk aylardaki etkisinin azaldığını da düşünerek daha çok fiziksel mekânlara yönelik bir program yaptık” yanıtını verdi.

Festivale konuk olacak yapımın bir bölümü çevrimiçi gösterimlerle tüm Türkiye’den izlenebilirken bir bölümüyse Alan Kadıköy, Atlas 1948 Sineması, Profilo Kültür Merkezi Batı Ana Sahne, Duru Ataşehir, Moda Sahnesi, Caddebostan Kültür Merkezi, Müze Gazhane, Yapı Kredi bomontiada ve Zorlu PSM’de fiziksel olarak izleyicileriyle buluşacak.

Yılmaz’ın çevrimiçi gösterimlerin tiyatronun doğasına aykırı olduğu konusundaki eleştirilere cevabı şöyle oldu: “Çevrimiçi gösterimlerden neyin kastedildiği çok önemli. Çünkü çok farklı yöntemler söz konusu. Öyle çevrimiçi oyunlar var ki çok sayıda kamera ile çekiliyor ve teatral sahnenin özelliklerini yitirmeden izleyebiliyorsunuz. Ayrıca çevrimiçinin de en önemli artısı festival olarak İstanbul dışındaki izleyicilere de ulaşabilmek. Ama tabii ki sahnenin gücü çok önemli.”

Festivalin onur ödülleri, bu yıl yazar ve akademisyen Prof. Dr. Ayşegül Yüksel ile İtalyan yönetmen Pippo Delbono’ya değer görüldü. Yılmaz, isimlerin neye göre belirlendiğini şu sözlerle anlattı: “Prof. Dr. Ayşegül Yüksel tiyatro alanında hem akademisyen, hem yazar, hem eleştirmen olarak çok önemli ve çok değerli bir isim. Kitapları başucumuzda her zaman başvuru kaynağımız. Ayşegül Hoca’nın tiyatro sanatına katkısı çok önemli. Pippo Delbono ise sahnelediği oyunlarla, oyunculuğa getirdiği farklı bakışla, sahne üzerinde yarattığı şiirsel ve renkli sahne diliyle İtalya’nın önde gelen yönetmenlerinden. Bu özelliklerinden yola çıktık.”

Işıl ÇALIŞKAN

BirGün Gazetesi

EN SON EKLENENLER