Şakran raporu: Talepler kabul edilmezse açlık grevi büyür

İZMİR – İHD, ÇHD, ÖHP, TİHV ve Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi, açlık grevinin 51’inci gününe girdiği Şakran Cezaevi’nde grevde bulunan tutuklarla yapılan görüşmeleri raporlaştırdı. Sağlık kontrollerinin düzenli yapılmadığı belirtilen raporda, talepler yerine getirilmezse grevin büyüyeceğini aktarıldı.

İzmir Aliağa Şakran Cezaevi’nde sürdürülen süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi 51’nci gününe girdi. İnsan Hakları Derneği (İHD), kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar, Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İzmir Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi’nden oluşan bir heyet, cezaevindeki tutuklularla yaptığı görüşmeye ilişkin rapor hazırladı. Heyet, İHD İzmir Şubesi’nde düzenlediği toplantı ile raporu kamuoyuna duyurdu. Raporu İHD İzmir Şube yöneticisi avukat Ali Aydın açıkladı.

Şakran T Tipi 2 Nolu Cezaevi’nde açlık grevine giren 8 tutuklunun aynı odaya alındığını ve yanlarına iki refakatçinin bırakıldığı belirtilen raporda, “Mahpushanedeki açlık grevine giren mahpuslar bir odada 10 kişi kalmaktadır. Kaldıkları odaların havalandırması sabah saat 08.00 ile akşam 19.00 arası açık bulunmaktadır. İstedikleri zaman havalandırmaya çıkmaktadırlar. Açlık grevinde oldukları için mahpushane idaresi tarafından tüm siyasi mahpusların eğitim, spor ve kültürel etkinlikleri askıya alınmıştır. Mahpuslar 2 çay kaşığı tuz, çay, meyve suyu (karışık ve şeftali ağırlıklı), limon, bitki çayı, günde 1 veya 2 bardak nescafe ve su tüketmektedirler. Açlık grevinde bulunan mahpuslar grev süresince sıvı ve ek madde ihtiyaçlarını kendi iradeleri ile almaktadırlar. Mahpushane idaresi ve doktorlar tarafından teknik anlamda hiçbir destek sunulmamıştır. Şöyleki; TTB’nin açlık grevleri kitapçığına göre açlık grevine giren herkese KARBONAT gerekir iken mahpushane idaresi ve doktorlar tarafından kendilerine bu durum söylenmemiştir” denildi.

‘ODA DIŞINDA SAĞLIK KONTROLÜ DAYATILDI’

Grevin ilk 30’ncu gününe kadar tutuklulara, cezaevi idaresi ve doktorlar tarafından Benexol B12 250mg ilaç verildiği ve bu ilacın tutuklular tarafından günde bir adet kullanıldığı kaydedilen raporda, şöyle devam edildi:

“Benexol B12 ilaçta az miktarda B1-B6 ve çok miktarda B12 bulunmaktadır. Bu ilaç kullanımı sırasında yapılan tahliller sonucunda açlık grevinde bulunan mahpusların B12 değerleri yüksek çıkmıştır. Bu nedenle kullanılan ilaç değiştirilmiştir. Açlık grevinin 30. gününden sonra Neuvitan 50 mg ilaç verilmiştir. Neuvitan 50 mg ilaç günde 1 adet kullanılmaktadır. Ayrıca D vitamini eksikliği için hafta da 1 kere olmak üzere Devit 3 ilacı verilmiştir. Bu ilaç ampul şeklinde olup, suya karıştırılarak alınmaktadır. 04 Nisan tarihinden geriye dönük son iki haftadır kullanılmaktadır. Açlık grevine giren mahpuslara ilk 20 gün boyunca oda dışında ve koridorda sağlık kontrollerinin yapılması gerektiği dayatıldığı bildirilmiştir. Ancak açlık grevine giren mahpuslar bu yöntem dayatmasının sağlıklı olamayacağı gerekçesiyle bu yöntemi reddetmişlerdir.”

‘İLK 20 GÜNDEN SONRA SAĞLIK KONTROLLERİ YAPILDI’

Grevin ilk 20 günü boyunca tutukluların sağlık kontrollerinden geçirilmediğine dikkat çekilen raporda, “İlk 20 günden sonra açlık grevinde bulunan mahpusların mahpushane doktoru ve sağlıkçıları tarafından odada muayene işlemi yapılmaya başlanmıştır. Mahpushane doktoru açlık grevinin başladığı tarihten 4 Nisan tarihine kadar toplamda 3 defa açlık grevine giren mahpusları ziyaret etmiştir. Bu ziyaretlerde doktor 2 defa odada ayaküstü sağlık durumlarını sormuş ve 1 defa ise oturarak sağlık durumlarına ilişkin bilgi almış ve detaylı sağlık kontrollerini yapmamıştır. İlk 20 günden sonra odaya hafta içi her gün sağlıkçı gelmektedir. Öğleden önce günde bir defa odaya gelen sağlıkçılar, günlük tansiyon ve kilo ölçümü yapmaktadır. Mahpuslar hafta sonları revire götürülmek istenmişlerdir. Ancak açlık grevine giren mahpuslar revire gitmek istememişlerdir. Çünkü her revire gittiklerinde odadan çıkıp tekrar odaya gelene kadar infaz memurlar, jandarma ve diğer görevliler tarafından provoke edici, aşağılayıcı, onur kırıcı insanlık dışı söylemler ile karşılaştıklarını iddia etmişlerdir. Bu yüzden idareye revire gitmemek için dilekçe verdiklerini bildirmişlerdir. İzmir Aliağa T-2 Mahpushanesi’nde çalışan 2 sağlıkçı bulunmakta olup, bunlardan bir tanesi mahpuslara hitaben ‘zamanımızı alıyorsunuz’ tarzında söylemlerde bulundukları belirtilmiştir” diye belirtildi.

‘DOKTORA ULAŞILAMIYOR’

Gerektiği durumlarda doktora ulaşılmadığının altı çizilen raporda, “Örneğin açlık grevinde bulunan bir mahpus, açlık grevinin 20. gününde yüksek ateş şikâyetiyle odadaki diğer mahpuslar tarafından mahpushane doktoruna ulaşılmaya çalışılmıştır. Ancak mahpushane doktoru hiçbir şekilde odaya gelmemiştir. Sağlıkla ilgili genel sorunlar; tansiyon düşmesi, yükselmesi, göz kararması, halsizlik, mide bulantısı, yutkunmada zorlanma, dil ve boğazda tortu toplanması sorunları ortaya çıkmıştır” ifadelerine yer verildi.

‘T3’TE DOKTOR BİR KEZ TUTUKLARI MUAYENE ETTİ’

Raporda, Şakran T Tipi 3 Nolu Cezaevi’ndeki genel durum ise şöyle özetlendi: “15 Şubat 2017 tarihinde 5 mahpus açlık grevine başlamıştır. Bu mahpushanede açlık grevcileri ayrı ayrı odalarda bulunmaktadır. Genellikle odalarda azami 18 kişi olarak kalmaktadırlar. Şu andaki açlık grevi 50.gününe girmiştir. Grev nedeniyle mahpusların birbirleriyle yalnız görüşmelerine izin verilmemiştir. Bazı mahpuslara 40.gününde, bazılarına 44.gününde sadece bir kez doktor gelmiştir. Genellikle kilo, tansiyon, nabız, vücut ısısı ölçümleri haftanın 5 günü bir hemşire tarafından yapılmaktadır ama hafta sonları hiç bir sağlık elemanının gelmediğini, diğer cezaevlerinde olduğu gibi T3’te de odada bulunan havalandırmanın kullanıldığı ve OHAL gerekçe gösterilerek hiçbir etkinlik yaptırılmadığı belirtilmiştir. Daha önceki uygulamalar açlık grevi olmasına rağmen herhangi bir esneklik gösterilmeden devam etmektedir.”

‘HAFTA SONLARI REVİRE GİTMELERİ ZORLANIYOR’

Ayrıca raporda, tutukluların sağlık durumları ile ilgili “Açlık grevindeki mahpuslarda baş dönmesi, idrar renginde değişiklik, uyku dengesinde bozulma, mide bulantısı, mide krampı, odaklanamama, görmede bulanıklık, kabızlık, karın kasılması, bazıları konuşurken çabuk yorulma,bazılarında eller ve ayaklarda soğukluk belirtileri vardır. Kilo kaybı 10 ile 16 kilo arasındadır. Genel anlamda açlık grevindeki mahpusların durumları iyi, algı açık, zihinsel aktivitelerde sorun olmadığı gözlenmiştir. Mahpuslar bol sıvı tüketmekte, meyve suyu, limonata, belirlenen oranda tuz-şeker karışımı,bitki çayları alınıyor ancak şimdiye kadar hiç karbonat kullanılmamıştır. Mahpuslar, içerisinde 250 mg B1,250 mg B6 ve bir miktarda B12 olduğu söylenen komplex bir vitamin (Beneday) almaktadırlar. 20’nci günden itibaren 1’er tane 35’nci günden itibaren ikişer tane kullanmaktadırlar. Bir kez doktor ziyareti gerçekleşmiş, diğer zamanlarda haftada 5 gün hemşire gelmektedir. Hafta sonları hemşire de gelmemektedir. Hafta sonları revire gitmeleri için zorlanmakta olup ancak mahpuslar hafta sonu revire gitmeyi kabul etmediklerini belirtmişlerdir” ifadeleri yer aldı.

‘MAHPUSLARIN GÖRÜŞMELERİNE İZİN VERİLMİYOR’

Şakran Kadın Cezaevi’ne ilişkin ise şunlar aktarıldı: “Açlık grevine giren bazı mahpuslar aynı odada bulunmalarına rağmen çoğu ayrı ayrı odalarda bulunmaktadır. Yanlarında başka insanlar da vardır. Genellikle 8-10 kişilik odalarda kalmaktadırlar. 22 Şubat’tan itibaren aynı nedenlerle süresiz dönüşümsüz açlık grevine dahil olmuşlardır. Kadın Cezaevi’nde 3 kişi 22 Şubat’ta, 2 kişi 25 Şubat’ta açlık grevine girmişlerdir. Odaların bulunduğu havalandırmalar kullanılmakta ve açlık grevine giden mahpusların birbirleriyle görüşme talepleri idarece kabul edilmediği belirtilmiştir. Açlık grevindeki kadın mahpusların sağlık durumlarının kontrolü için doktor bir kere gelmiş ancak haftanın 5 günü sağlıkçılar tarafından kontrolleri yapılmakta. Hafta sonları da gardiyanlarca nabız ve tansiyon ölçülerinin yapıldığını belirtmişlerdir. Açlık grevindeki kadın mahpuslar günde 1 litreye yakın su tükettiklerini, bunun yanı sıra limonata, meyve suyu, havuç suyu, bitki çayları, tuz-şeker su karışımı içtiklerini belirtmişlerdir. İlaç olarak sabah ve akşam olmak üzere iki tane Benexol verildiği, Saf B1verilmediğini, karbonat verilmediğini belirtmişlerdir. Mide ağrısı, bulantı, kusma, kabızlık, uyku düzensizliği, idrara sık çıkma, baş dönmesi, deride dökülme, saç dökülmesi, halsizlik, dikkat dağınıklığı, kas ağrısı, genel vücut yorgunluğu, yüksek sese karşı hassasiyet, 5-8 arası kilo kayıpları vardır. Bilinç, algı açık ve genel görünümün iyi olduğu belirtilmiştir.”

‘ARAMALAR TACİZ BOYUTUNA ULAŞTI’

Şakran T Tipi 4 Nolu Cezaevi için ise raporda, “Mahpuslar, çok uzun zamandır hastane sevklerinin yapılmadığı, sosyal ortak alanlara çıkartılmadıkları, spor faaliyetlerinin kaldırıldığı, mektupların gönderilmediği ve gelenlerin verilmediği, 1 ayda 3’den fazla arama yapıldığı, aramaların talan edercesine yapıldığı, yemeklerin azaltıldığı, dilekçelerin gönderilmediği, gönderilen dilekçelere de cevap verilmediği, tüm hakların engellendiği, idare tarafından verilen kimlik kartlarının odalarının dışına her çıktıklarında göstermeleri gerektikleri, göstermedikleri takdirde disiplin soruşturmalarının yapıldığı ve akabinde cezaların verildiği, odadan her çıkışlarında askeri nizamda yürütülmek istendikleri, duvar tarafına sıkıştırıp hareket imkanı bırakılmadıkları, sürekli tahrik ve taciz edici sözlerle hakaret ve tehditlerde bulundukları, havalandırmaların üstüne tel örgü çekildiği, mevcut kitaplarının toplatıldığı, istenilen veya getirilen kitapların verilmediği, gazete ve dergilerin sınırlandırıldığı, ailelerin ziyaretleri sırasında masa aralarında dolaşarak taciz edildikleri, görüşe gelen ailelerin üst aramalarını taciz boyutunda gerçekleştirdiklerini anlatmışlardır” belirtildi.

‘DOKTOR TUTUKULARA ALAY EDİCİ BİR TAVIR SERGİLİYOR’

T4’te grevin 37’nci gününe ulaştığı kaydedilen raporda, şunları aktarıldı: “Açlık grevindeki mahpusların her birinin ayrı ayrı odalarda kaldıkları, 3 kişinin aynı odada, diğerlerinin ayrı ayrı odalarda kaldığı belirtilmiştir. Mahpusların odaların bulunduğu havalandırmayı kullandıklarını ve grevcilerin bir araya getirilmediği belirtilmiştir. 24 Mart’ta doktorun sadece bir kere gelip tansiyon ölçüp gittiği belirtilmiştir. Doktor geldiğinde de mahpuslarla alay edici bir tavır sergilediği belirtilmiştir. Revire çıkmak istediklerinde mahpushane doktorunun mahpushanede olmadığını sadece haftada iki-üç gün geldiğini, revire gidişte kimlik dayatması olduğu için gitmediklerini belirtmektedirler. Sağlık personeli tarafından tansiyon, kilo, şeker kontrolü yapılıyor. Bazen gardiyanlar da tansiyon ölçüyor. Düzenli kilo ölçümü yapılmamaktadır. Sadece B12 alıyorlar. Bazıları kokusundan dolayı vitamini alamıyor.T4’ün farklı blok ve koridorlarına dağıtılmış koğuşlarda kalınıyor. Aynı koridorda adli tutuklu hükümlü (örneğin tecavüz sanıkları) kaldığı koğuşlar var. Sürekli baskının olduğu, hiçbir hakkın kullandırılmadığı iddia edilmektedir. Günlük çay, meyve suyu, su, kahve, limonata tüketilmekte, karbonat alınmamaktadır. Sık idrara çıkma, idrar renginde koyulaşma, baş dönmesi, yoğunlaşmada dağınıklık, kabızlık, gözlerde ağrı, denge kaybı, bulantı, mide krampı, uyku bozukluğu, zaman zaman ateşlenme, tuvalete çıkınca yanma-ağrı, tansiyon düşüklüğü var. 8 ile 13 kilo arasında kilo kayıpları olduğu belirtilmiştir.”

YETKİLİLERE VE KAMUOYUNA DUYARLILIK ÇAĞRISI

Raporda son olarak, “Açlık grevinde olan mahpuslara yapılan ziyaretler sonucunda mahpusların talepleri yerine getirilene kadar açlık grevlerine devam edecekleri, talepleri yerine getirilmedikçe de açlık grevine katılan mahpus sayısının artacağı kendileri tarafından görüşmelerde dile getirilmiştir. Açlık grevinde olan mahpusların sağlık durumlarının gün ve gün kötüye gittiği ve sağlık durumları açısından ruhen ve fiziken geriye dönüşü olmayan ağır hasarlar oluşacağı ihtimali yüksektir. Bu görüşmeyi yaptığımız gün de dahil olmak üzere her geçen gün değişik mahpushanelerde değişik sayılarda mahpuslar Şakran Mahpushanesi’ndeki bu duruma dikkat çekmek için süresiz dönüşümsüz açlık grevine başlamışlardır. Açlık grevlerine ilk başlayanların 50’nci gününe girildiği bu günlerde açlık grevlerinde oluşacak en ufak bir olumsuzluğun diğer mahpushanelere de olumsuz anlamda sıçrayacağı düşünülmektedir. Yetkilileri bu duruma, mahpusların isteklerini dikkate alan bir yerden yaklaşılmasını beklemekteyiz. Hem yetkilileri hem de kamuoyunu duyarlılığa davet etmekteyiz” denildi.

EN SON EKLENENLER