Sanatın her hali Tophane-i Amire’de

Sanatın tarihe karışmasını hep çok sevmişimdir. Dün, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’ndeydim. Resim, heykel, fotoğraf, video, grafik tasarım, görsel iletişim tasarımı, baskı sanatları, cam, seramik ve tekstil bölümlerinden yeni mezun öğrencilerin çalışmaları bir çatı altında toplandı. 

BASE Türkiye’nin ortak güzel sanatlar fakülteleri yeni mezunlar sergisinin amacı da bu zaten.

Tarihi 15. yüzyıl Bizans dönemine dayanan Tophane-i Amire binasının her alanı kullanılmış. İki büyük salon ve sarnıçlar yapıtlara ev sahipliği yapıyor. Tüm yapıtlar birbirinden iyi ve dikkat çekici. 

BASE‘in bu yıl düzenlenen 5. edisyonu 3 Ekim’e kadar sanatseverlerle buluşacak.

Yapıtları tek tek incelerken pandeminin sanatçı adayları üzerindeki etkisi de açıkça görülüyor.

Öznur Oğraş Çolak ve Derya Yücel

SANATÇI ADAYLARI

Sergiyi gezerken karşılaştığımız BASE’in kurucularından İdil Bilge, yeni mezun sanatçı adaylarını kamu, sanat sektörü, yaratıcı endüstriler ve medya ile buluşturmayı hedeflediklerini söylüyor ve ekliyor:  “BASE, mezuniyetten profesyonel sanat hayatına geçişlerinde onlara destek olmayı, kariyerlerine bir ivme ve yön kazandırmayı amaçlıyor. Türkiye’nin gelecek sanatçı nesline ışık tutmayı hedefledik, aynı zamanda galeri, koleksiyonerler, sanatseverlerin ve yaratıcı endüstrilerin de genç yetenekler keşfetmesine aracı olmaya çalışıyoruz. Her yıl jüri üyelerinin belirlediği eserleri sergiliyoruz. Sadece BASE ile sınırlı kalmıyor sanatçı adayları yıl boyunca çeşitli sergilere de katılıyoruz” diyor.

Bu yılki teması “Rezonans” olarak belirlenen BASE’de 32 üniversitenin resim, heykel, fotoğraf, video, baskı, grafik tasarım, cam ve seramik, geleneksel Türk sanatları bölümlerinden yeni mezun 100 sanatçı adayının 114 eseri izleyici karşısına çıktı.

BASE’nin küratörü Derya Yücel, BASE’nin bu yılki teması olan “Rezonans”ı “Beş yıldır yaratıcı aktarımların hayata geçmesini sağlayan ortak titreşim ve bütünsel bir enerji alanı yaratan BASE’nin 2021 seçkisi bir metafor olarak “rezonans” kavramını merkezine alıyor. Çünkü BASE, birbirinden farklı üretimleri, tavırları, düşünce ve yönelimleri, tıpkı birçok frekansı yapısında bulunduran ve karmaşık titreşimleri barındıran bir rezonans alanını paylaşıyor, çoğaltıyor, geleceğe aktarıyor. Politik, sanatsal ve kültürel olarak değişen rezonanslarda aynı titreşimsel ritmi yakalamak ve o ritmin sürekliliğini sağlamak… İşte belki de bu bizi “Rezonans”ın yaratacağı o ortak enerji ile doğabilecek bir şifaya ulaştırabilir” cümleleriyle anlattı.

EN SON EKLENENLER