Sancar: Kürt sorununda imhayı seçen çöker

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Sancar, halkın birinci gündeminin “ekonomik anlamda çöküş” olduğunu ifade etti. Sancar, Ramazan Bayramı program kapsamında kendisinin Ankara’nın Şerefli Koçhisar ilçesinde mevsimlik işçileri, Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın da İstanbul’da tekstil işçilerini ziyaret ettiğini söyledi.
Sancar, ziyarette bulunduğu mevsimlik işçilerin durumuna şu sözlerle dikkat çekti:
“Derme çatma çadırlarda, aileleriyle birlikte bin 500’e yakın insan var ve bunların 700’ü doğrudan tarlalarda emek sarf etmektedir. Bunların bir kısmı Urfa Siverek’ten. Kendileriyle de sohbet etme imkanı bulduk. Eğitim imkanlarından yoksunlar. Övünerek dile getirdikleri EBA’dan haberleri bile yok. Bu bölgede yaklaşık 10 bölüm daha var. Bunlar toplamda 15 bin insan demek. Şu an orada çalışan demek. Şimdilik sadece soğanın yetişme dönemi, sonra hasat başlayacak ve daha fazla işçi gelecek. Sorduk, sadece Ankara çevresinde 150 bin insan çalışmak için burada bulunacak.
Sadece burada Türkiye’nin pek çok bölgesinde aynı şartlarda aynı koşullarda çalışan yüzbinlerce, milyonlarca insandan bahsediyoruz. Yaşadıkları ortak insanlık adına utanılacak ortamlar. Peki, neden bu sefalet? Cevap belli. Cevap, insanları köleliği zorlayan bu kirli düzendir. Ülkenin kaynaklarını bir avuç yandaşa peşkeş çeken, işçiyi ve çalışanı düşman olarak gören bu rejimdir. Bunu değiştirmek temel hedefimiz ve mücadele gerekçemizdir. Bunu değiştirmek temel hedefimiz ve mücadele gerekçemizdir. İnsanlarımızın onuruna yaraşır şartlarında yaşaması için varımızı yoğumuzu ortaya koyacağız koyuyor da. Bu bizim en büyük borcumuzdur en önemli görevimizdir.”

‘SÖMÜRÜ VE YOKSULLUK DÜZENİ’

Halkların en yakıcı ve ortak sorunlarından birinin sömürü ve yoksulluk düzeni olduğunu söyleyen Sancar, “Halkın cebi ve sofrası yangın yeri. 17 günlük güvencesiz kapanmada insanların çaresizliğe mahkum edildiği, açlık ve sefaletle karşı karşıya bırakıldığı bir süreci hep birlikte yaşadık. Halkın sosyal ölüm ortamına sürüklendiği vicdansız bir süreci herkes iliklerine kadar yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Uluslararası araştırma raporlarında Türkiye sefalet endekisinden Güney Afrika’dan sonra ikinci sırada yer almaktadır. AKP’nin borç vermemekle övündüğü IMF’nin yoksulluk sayısı, son raporlarına göre son iki yılda 3 milyon kişi artarak 10 milyona varmıştır. Gerçek sayının daha fazla olduğunu biliyoruz” dedi.
Turizm bölgelerinde çalışanların taktığı “aşılandım” maskelerini eleştiren Sancar, “Halkı ekonomide çarklar dönsün, turizm işlesin diye neredeyse köle gibi reklam malzemesi yapmaya çalışıyorlar. Şu turizm bölgelerinde çalışanlara taktıkları maskelerde ne yazıyor orada? Turistler o maskeye bakıp şunu görecekler, ‘keyfine bak ben aşılandım’ bu bir utanç vesikasıdır. Bu iktidarın halkını parya olarak gördüğünün en açık itiraflarından biridir. Buna hakları yok bunun olmasına izin vermeye de bizim hakkımız yok. ‘Mayıs ayına kadar turistlerin görebileceği herkesi aşılatacağız’ demişti. Akıl böyle işliyor çünkü düşündükleri tek şey bozuk düzeni devam ettirmek, rant, talan yalan savaş. Böyle olunca halka düşen refah adına bir şey kalmıyor” ifadelerini kullandı.

‘ESNAFA HİÇBİR GÜVENCE YOK’

Sancar, 17 günlük “kapanma” boyunca esnafa hiçbir güvence verilmediğini belirterek, “Kapanmadan önce bir şey yok, kapanmada aşı yok kapanmadan sonra çiftçiye esnafa sadaka türünden bir müjde açıkladı. Hayal satmaya çalışıyor nasıl bir hayal bu kadar inandırıcılıktan yoksun olabilir. Halkın kabul etmeyeceğini bunun doğru olmadığını bile bile böyle bir müjde vermeyi neden yapar iktidar? Halkı görmüyor ne yapıyor? Bir defaya mahsus 3 bin ya da 5 bin hibe destek vereceğini açıklıyor. 15 aydır kepenk kapalı borç altında ezilen icra dosyaları ile boğuşan esnafa açıklanan destek bu işte. AKP Genel Başkanı bir kereye mahsus diyor, oysa pandemi 15 aydır devam ediyor. Esnaf ve çalışanlar kan ağlıyor. Esnafa gelince bir kereye mahsus, yandaşa 5’li çeteye gelince de 128 kez. Bu 128 rakamında bir şey var gerçekten. Son 10 yılda 5’li çeteye sağlanan vergi affı 128 kez gerçekleşti. Verdikleri yardım susuzluktan ölmek üzere olan bir insana, parmakla su damlatmaktan daha fazla bir anlam ve etki taşımıyor” diye belirtti.

‘HELALLEŞME YÜZLEŞME İLE OLUR’

Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “helalleşme” açıklamasını da eleştiren Sancar, “Helallik istemek önemli bir iştir. Bunu sadece sözle ifade istemenin bir anlamı yok. İki noktaya vurgu yapalım, helalleşme istiyorsanız, önce yüzleşecekseniz. Sebep olduğunuz, itiraf ettiğiniz sorunların nedenlerini açıklayacaksınız, Neden esnaftan helallik isteme noktasına geldiğinizi açık bir şekilde açıklayacaksınız. Biraz önce açıkladım, önce bu niyeti ortaya koyması lazım. Bunu yaptıktan sonra diğer adım, gasp edilen kul hakkını geri vermek için ne gerekiyorsa onu yapacaksınız. Kul hakkını gasp ettiğinizi itiraf ediyorsunuz, o zaman yüzleşin. Bu helalleşme talebinizi dile getirmenize neden olan sebepleri samimi bir şekilde dile getirin. Daha sonra neden olduğunuz hakları iade edin. Bu bir hesap verme meselesidir aynı zamanda. Bunu yaparsanız o zaman bu ülkede bizim dediğimiz çerçevede bir yolun açılmasını sağlayacak çalışmaları derinleştirmek bize kalıyor. Bunu yapmayacağını biliyoruz. Madem dile getirdi buyur şartları burada. Yapamazlar. O zaman biz ne yapacağız? Hesabını soracağız. Halkı mahkum ettikleri açlığın işsizliğin yoksulluğun hesabını soracağız” şeklinde konuştu.

‘İMHAYI SEÇEN TOPLUMU DA KENDİSİNİ DE ÇÜRÜTÜR’

İktidarın yarattığı çürüme ve yozlaşmanın ülkeyi mafya ve suç örgütleri düzeyine getirdiğini belirten Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün ortalığa saçılanlar hiçbirimize yabancı değil, hele bize değil. Biz bu kirliliği geçmişten biliyoruz sebeplerini de çok iyi biliyoruz. Bir iktidar Kürt sorununu inkar ederse Kürt sorununa güvenlikçi bir yaklaşımla yaklaşırsa geleceği yer çürümedir. Bu çürüme devleti de toplumu da çürütür. ’90’ları hatırlıyoruz, binlerce, on binlerce faili meçhul, binlerce yakılan köy, yerlerinden edilen milyonlarca Kürt ve bunları yapan ahlaktan yoksun bir yönetim anlayışı… Ne oldu? Her taraf suç mahali haline geldi. Her türlü kaçakçılık her türlü mafyatik ilişki bu ülkenin her alanına yayıldı. Temel sorun bu. Kürt sorununda inkarı ve imhayı tek yol olarak gören iktidarlar toplumu da çürütür devleti de çökertir. Bugün ortalığa saçılan videoların tek tek üzerinde durmayı gerekli görmüyoruz, bunların ayrıca görünen buzdağının görünen kısmı olduğunun farkındayız meselenin kaynağından gözümüzü ayırmayalım. O bunu şu bunu dedi değil, buraya nasıl ve neden geldik onu görelim. Buraya gelmemizin temel nedeni Kürt sorununda inkar ve imha zihniyetidir. O zaman zehirli yılanlarla aynı torbaya girmek zorunda kalıyorsunuz. Bunun neden demek olduğunu AKP genel başkanı çok iyi biliyor.”

FİLİSTİN-İSRAİL ÇATIŞMASI

İsrail yönetiminin Filistinlilerin yerleşim yerlerine saldırısı sonucunda şu ana kadar 200 civarında insanın hayatını kaybettiğini belirten Sancar, “Filistinlilere ait tarih ve hafıza adım adım yok ediliyor. Filistin halkının acılarını paylaşıyorum. Enternasyonalist anlayışımızın gereği olarak Filistin halkıyla dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyorum. Bir gerçeği yeterince görmek isteyenler olabilir. Biz hatırlatalım, İsrail toplumunda hakkaniyeti adaleti barışı savunan geniş kesimler var. İsrail yönetiminin her saldırısında da sokağa çıkıyorlar. Sağcı ırkçı yönetimlerin veya çerçevelerin oyununa terk etmemek için Filistinlilerle birlikte adalet ve barış istiyorlar. Eğer bizler bu konuda burada da aynı şeyi yapabilirsek hem Türkiye hem Filistin’e hem de Ortadoğu’ya barış ve adalet için hizmet etmiş oluruz bunu hatırlatayım. Sorunların çözüm yolu çatışma, şiddet ve savaş değil, diplomasi diyalog ve müzakeredir” dedi.

EN SON EKLENENLER