Sanık avukatından mahkeme başkanına: Hangi IŞİD üyesi bir yıldan fazla tutuklu kaldı?

10 Ekim Katlamı’nın sanıkları ve avukatları tahliye talebinde bulunurken, mağdurları suçladı. Sanık Nihat Ürkmez’in avukatı Hüseyin Almaz, “Türkiye’de IŞİD üyesi kaç kişinin bir yıldan fazla tutuklu kaldığını gerçekten de merak ediyorum” diyerek müvekkilinin tahliyesini istedi.

10 Ekim Ankara Katliamı’nın 3’üncü duruşması 3’üncü gününde Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde devam ediyor. Duruşmaya tutuklu 19 sanık ve avukatları ile hayatını kaybedenlerin yakınları, yaralı kurtulanlar ve avukatları katıldı.

Öğlen arasında sonra devam edilen duruşmada sanıkların savunmasına geçildi.

‘POLİSLER BELİRLENSİN İFADE VERMELERİ SAĞLANSIN’

Sanık Suphi Alpfidan’nın avukatı Akın Deniz, müvekkilli Alpfidan’ın telefonunda kayıtlı olan Bestemi ve Hamit isimleri kaydedilen telefonların Antep Emniyetinden polislere ait olduğunu belirtilerek, “Antep emniyeti Bestami adındaki polisin kimlik bilgilerini tespit edemedikleri yönünde cevap verdi. Ancak Bestami’nin terfi edildiğini, Hamit adındaki polisin ise FETÖ kapsamında hakkında işlem yapıldığını gördük” dedi. Avukat Deniz, söz konusu bilgileri kendi araştırmaları kapsamında edindiklerini vurgulayarak, “Acaba bazı bilgileri gizlemeye mi çalışıyorlar? Bu polislere ulaşılsa bile bu konudaki gerçeklere ulaşılacağına dair umudum yok. Hiç olmazsa bu polisler belirlensin ifade vermeleri sağlansın” dedi.

‘KOD ADI SUPHİ AMA SUPHİ ALPFİDAN OLDUĞUNA DAİR DELİL YOK’

Savunmaya devam eden avukat Deniz, Suphi Alpfidan’nın gar patlaması ile ilgili değil, örgüt üyeliğinden yargılandığını söyleyerek, dijital verilerde geçen Suphi kod ismi ile birinin dosyada yer almasından kaynaklı olduğunu savundu. Deniz, “iddianameden neden kod adı Suphi olanın Suphi Alpfidan’a ait bilgi ve belge yok” diye savunma yaptı. Avukat Deniz, Alpfidan için tahliye istedi.
TAHLİYE TALEBİNDE BULUNDU

Sanık Hatice Akaltın’ın avukatı Oğuz Akman’ın “Eşinin yaptığından müvekkilim sorumlu değildi” sözleri üzerine müşteki yakınlarından tepki geldi.
Savunmaya devam eden avukat Oğuz, TEM ve Emniyetin müvekkili Akaltın’a psikolojik işkence ettiğini iddia ederek, müvekkiline sürekli “O valizi gördün mü?” sorusu ile karşılaştığını, “Valizin görülmesi önemli değil, önemli olan içinde ne olduğunun bilinmesidir” dedi. Avukat Oğuz, duruşma salonuna müvekkilinin de tıpkı kendisi gibi baskı altında olduğu için konuşamadığı iddiasında bulundu. Oğuz da tahliye talebinde bulundu.

SALON BOŞALTILSIN DİYEN AVUKATA TEPKİ

Sanık Esin Altıntuğ’un avukatı Yusuf Yılmaz da, davanın tiyatroya dönüştürüldüğünü iddia ederek, salonun boşaltılması talebinde bulundu.

Avukat Yılmaz, Tertip Komitesindeki isimlerinin incelenmesini ve komitenin neden miting saatini özellikle erken saatte talep edildiğinin araştırılmasını istedi. Yılmaz, “Suruç patlamasında da böyleydi. Organize eden hiçbir HDP milletvekili zarar görmedi, halk zarar gördü, bu katliam hem devlet, istihbarat hem de bu gösterileri düzenleyenler tarafından bilinçli olarak yapıldı” iddiasında bulundu. Avukatın bu iddiaları üzerine salondan “Sen savunma yapmıyorsun, siyaset yapıyorsun” tepkileri yükseldi. Yılmaz, yaşamını yitirenlerin avukatlarına da suçlamalarda bulundu.

PROVOKATİF SÖYLEM: ŞOV YAPANLARI KABUL ETMİYORUZ

Sanık Esin Altıntuğ’un avukatı Hüseyin Yılmaz, müvekkilinin sadece Halil İbrahim Durgun’un eşi olması nedeniyle tutuklu olduğunu ileri sürerek, “Müvekkilim daha önce açık bir insandı. Evlendikten bir yıl sonra eşi tarafından baskı kurularak kapanmıştı. Aslında müvekkilim hiçbir zaman IŞİD’e yakınlık duymamış, hakeza eşi de sürekli kendisine yalan söylemiştir. Bu Altıntuğ’un örgütle ilişkisinin olmadığını gösteriyor” diye konuştu. Yılmaz, müvekkilinin tahliyesini istedi.

‘HANGİ IŞİD ÜYESİ 1 YILDAN FAZLA HAPİS YATIYOR?’

Sanık Nihat Ürkmez’in avukatı Hüseyin Almaz, “Türkiye’de IŞİD üyesi kaç kişinin bir yıldan fazla tutuklu kaldığını gerçekten de merak ediyorum” diyerek savunmasına başladı. Almaz hâkime, “Bu ortam olmazsa, başka bir ortam olsa gerçekten bir IŞİD üyesi bir buçuk yıl tutuklu kalır mıydı? Müvekkilim bir yıldır tutuklu. Elâzığ dosyasında müvekkilimin yüz fotoğrafı var, zaten ne yaptığı o iddianamede belli. Ama burada bir tane fotoğrafı var. Ağır cezadaki dosyanın Ankara’ya gelmediği zaten ortada. Fotoğraf da zaten nerede ve ne zaman çekildiği belli, değil. Müvekkilimin Ankara ile bir ilişkisi zaten yok. Müvekkilimin dosyasının tefrik edilmesini istiyoruz. Dosyanın Elâzığ dosyası ile birleştirilmesini istiyoruz” dedi. Avukat Almaz, müvekkilinin ailesinin geçim sıkıntısı yaşadığını belirterek, adli kontrol uygulanması ve tahliye edilmesini istedi.

MAHKEME BAŞKANINA SUÇLAMA

Antep, Diyarbakır, 10 Ekim davalarında DAŞİ üyelerinin savunmasını yapan Orhan Şahin de, mahkemenin kendi ideolojileri ile hareket ettiğini iddia ederek, şunları söyledi: “Bizim güvenliğimizi jandarma ve polis sağlıyor, şahsım ve avukat arkadaşlarım gözlerinden yaralanıyor. Burada güvenliği sağlayan polis arkadaşlar hakkında suç duyurusunda bulundu. Bu adaletten ayrılma anlamına geliyor. İddia makamı sanki müşteki avukatı gibi davranıyor.” Şahin, sanıkların yaşam tarzı ve inançlarından dolayı yargılandığını ileri sürerek, müvekkillerinin tahliyesini istedi.

Avukatlarından sonra sanıklar savunmaya geçti.

MAHKEME BAŞKANI: KİMSENİN TESİRİNDE KALMAM

Sanık Yakup Karaoğlu’nun Mahkeme heyetine, “Size bile baskı uygulanırken ben kendimi rahat ifade edemem” demesi üzerine mahkeme başkanı, “Ben kimsenin tesiri altında kalmam, 25 yıllık hakimim” cevabını verdi. Sanık Karaoğlu, elde edilen delillerin hiçbirinde isminin geçmediğini belirterek, “Açılmış dosyalarımın hepsi ticaret ile ilgilidir. İnsanlar gittiği düğünde birkaç fotoğraf çektirdi diye suçlu olacaksa, ya da avukatlar PKK ve DHKP-C avukatlarıdır desem onlar suçlu mu ilan edilecek” diye konuştu. Karaoğlu tahliyesini istedi.

Sanık Burak Ormanoğlu da önceki savunmasını tekrarladığını söyledi. Kendisine yönelik Çeto kod isimli IŞİD üyesi ile canlı bomba olduğuna yönelik suçlamaları ret etti.

MÜŞTEKİ AVUKATLARINA İTHAMDA BULUNULDU

Metin Akaltın da eşine talimat verdiği yönündeki suçlamayı reddederek, müşteki avukatlarına “Bunların derdi üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek” suçlamasını yönlendirdi. Akaltın, daha önceki ifadesini tekrar ettiğini söyledi.

Erman Ekici, müşteki avukatlarına yönelik suçlamalarda bulundu. “Avukat dersini iyi çalışmamış belli ki, ezbere geliyorlar, dosyada bana ait hiçbir şey yok” dedi. Ekici, Yunus Durmaz’ın emrinde çalıştığına dair suçlamaları kabul etmediğini de ifade ederek, tahliye talebinde bulundu.

Sanık Esin Altıntuğ İbrahim Halil Durgun’a yardım etmek suçlamasını kabul etmeyerek, daha önce verdiği ifadeyi sözlü olarak tekrarladı.

Duruşma devam ediyor…

EN SON EKLENENLER