Siirt’te binlerce kişinin katılımıyla “Özgürlük Zamanı” mitingi

Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), “Özgürlük Zamanı” kampanyası kapsamında Siirt’te halk buluşması düzenledi.

HDP il binası önündeki buluşmaya, DBP Eşbaşkanı Saliha Aydeniz ve HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, HDP milletvekilleri Feleknas Uca, Ebru Günay, Remziye Tosun, Necdet İpekyüz, Sıddık Taş, Ömer Öcalan, İmam Taşçıer, TJA aktivistleri ve Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile binlerce kişi katıldı. Buluşmanın yapıldığı alana gelen halk, yöresel kıyafetleri ile katılırken, HDP bayrakları ile alan donatıldı. Çekilen halaylar ve atılan “Bijî Serok Apo”, “HDP halktır halk burada” ve “Bijî berxwedana zindanan” sloganları ile başlayan buluşmada zılgıt ve alkışlar neredeyse hiç eksik olmadı. Eşbaşkanların alana girmesi ile birlikte halk ellerindeki bayraklarla, slogan ve çekilen zılgıtlar ile karşılama gerçekleştirdi.

Buluşmada ilk konuşmayı yapan DBP Eşbaşkanı Saliha Aydeniz Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecride dikkat çekti. “Bugün burada alanı doldurmanız ve direniş ruhunuzu buraya yansıtmanız çok önemli. Botan halkı bir daha kendini gösterdi. Binlerce kes selamlıyorum sizi. Selam olsun size. Onurlu bir barış, özgür bir toplum için Abdullah Öcalan’ın özgür bırakılması acildir. Bu gün dünyaya rezil olmuş bir Türkiye hukuku var. Kendi hukukunu hiçe sayarak bir tecrit uyguluyor. Ve bu tecridi ağırlaştırmış bir şekilde devam ettiriyor” diyen Saliha Aydeniz, Kürt halkı dili varlığı toprağı özgür olsun diye mücadele verdiğini belirtti.

Kürdistan’da siyaset yapanların bu halkın kimseye ihtiyacı olmadığını bilmesi gerektiğini de vurgulayan Saliha Aydeniz, “Kürt halkı yalan yanlış sözlere inanmıyor. Bu halk Newroz’lar da muhatabın Abdullah Öcalan olduğunu haykırdı. Bu halkın bu talebi gittiğimi her yerde karşımıza çıkıyor. Halkın talebi bu. Kimse bunun önüne geçemez” diye konuştu.

‘TÜRKİYE’NİN SALDIRILARINDAN IRAK HÜKÜMETİ DE SORUMLU’

Konuşması “Bijî berxwedana zindanan”, “Biji Serok Apo” sloganı ile kesilen Aydeniz Şengal’e yönelik saldırıya tepki gösterdi.

“Bunların yüz yılları aşan katliam politikaları var. Bundan dolayı Şengal’e saldırıp katliam gerçekleştirildi. Bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Şengal’in statüsünün tanınması lazım. Ne Irak hükümeti ne Başur yönetimi Şengal halkını koruyamıyor. Irak hükümeti bunu görmeli. Saldırıların önüne geçilmeli. Türkiye’nin saldırılardan Irak hükümeti de sorumlu. Fermanlar ile karşı karşıya kalan Şengal halkı her zaman olduğu gibi yine de geri adım atmadı. Hiçbir zaman da geri adım atmayacak. 4 parça Kürdistan da çatışma hali devam ediyor. Bunun sebebi Kürt kimliğini yok etmek. Kürtleri statüsüz bırakmak. Ancak Kürt halkı nerede olursa olsun direniyor. Kürt halkı kendisine yapılan hiçbir saldırıyı unutmaz. Başur yönetimi de Irak hükümeti de bunu unutmasın” diyen Aydeniz Kürt halkının büyük bir direniş cephesi olduğunu da sözlerine ekledi.

Rojava, Başur, Bakur ve Rojhilat’ta büyük bir direnişin sergilendiğini de söyleyen Saliha Aydeniz, “Kapitalist devletlerin Kürtler üzerinde kirli planlarına karşın bu halk direniyor. Ancak Kürt halkı hiçbir zaman buna izin vermedi. Bu temelde ulusal birlik çok önemli. Kürtlerin birliği ile bu saldırılara karşın daha da güçlü bir duruş ortaya çıkıyor. Bu bilinsin ki bu halk özgürlüğü için her gün alanda olmaya devam edecek. Statüsüz, kölece yaşamı hiçbir zaman kabul etmeyeceğiz. Kürt mücadelesinin en büyük kazanımı Öcalan’ın özgürlüğü olur. O yüzden gün Öcalan’ın özgürlüğünü kazanma günüdür” dedi.

‘HEP BİRLİKTE BU DÜZENİ, BU İKTİDARI MUTLAKA DEĞİŞTİRECEĞİZ’

HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar ise halkı Kürtçe ile selamlayarak başladı. Halkın coşkusu karşısı karşısında teşekkürlerini sunan Sancar, ilk olarak Siirt’in sorunlarına değindi. Siirt’in en büyük sorununun işsizlik, sefalet, yoksulluk ve doğa talanı olduğunu aktaran Sancar, “Sevgili kardeşlerim, hangi partiye oy vermiş olursa olsun, geçmişte de bugün de hangi partiye sempati duyuyor olursa olsun bütün Siirtliler ve ülkedeki bütün insanlar bizim için eşittir, hepsi bizim eşit kardeşimizdir, hepsi birbirinin eşit kardeşidir. Siirt’te bu talan ve rant politikalarının temelinde, bu iktidarın düzeni yatıyor, bunu biliyoruz. Bu iktidar kaynakları halka değil; saraya, sermayeye, yandaşa ve savaş ayırıyor. O nedenle halkın ekmeği yok, halkın işi yok halkın aşı yok. Halkın açlığı, yoksulluğu saraydakilerin umurunda değil, ama bizim umurumuzda. Biz buna çare bulacağız. Çare biz olacağız, siz olacaksınız. Hep birlikte bu düzeni, bu iktidarı mutlaka değiştireceğiz. Yürüyüşümüzün amacı işte budur” ifadelerini kullandı.

Siirt’in emsalsiz doğasının HES’lere kurban edildiğini dile getiren Sancar, talanın iktidar ve yandaşlarıyla beraber yürütüldüğünü belirterek, “Doğa talanı diyoruz, derelerimiz gasp ediliyor, dereler yok ediliyor, dereler ile birlikte çevre harap ediliyor, yandaşlara peşkeş çekiliyor. Zorava çayını biliyorsunuz, Siirt’in bütün sularına HES koydular. Siirt’in emsalsiz doğasını HES’lerle mahvettiler. Elde kala kala Zorava nehri kalmış, şimdi oraya da ikinci HES’i yapmak istiyorlar. Üstelik usulsüz bir rapora rağmen yapmak istiyorlar. Amaç ne? Doğayı talan etmek. Yandaşı zengin etmek, sarayın yandaşlarla birlikte ayakta tutmak. Biz de diyoruz ki hayır bunu sürdüremeyeceksiniz diyoruz, Çünkü HDP var, iradelerini temsil ettiği halklar var” dedi.

Partileri üzerindeki baskıların iktidarına da değinen Sancar, baskıların sonuç vermeyeceğinin altını çizerek “Burada gözaltına tutuyorlar, bazen tutukluyorlar, bazen sadece gözaltı ile korkutacaklarını sanıyorlar. Binlerce arkadaşımıza böyle muamele ettiler. Hala cezaevinde yatan Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, Gültan Kışanak ve isimlerini sayamadığım bütün yoldaşlar sırf bizim mücadeleden vazgeçirmek için rehin tutuluyorlar. HDP’ye boyun eğdirmek için siyasi rehine olarak ellerinde tutuyorlar. Her gün yeni gözaltıların nedeni de bu. HDP’yi yürüyüşünden vazgeçirmek, boyun eğdirmek! Ama cevabı biz değil, siz veriyorsunuz. İşte bunun için HDP halktır. HDP halk olduğu için boyun eğmiyor, mücadeleden vazgeçmiyor yürüyüşünü asla değiştirmiyor. Bizim yürüyüşümüz demokrasi yürüyüşüdür, barış yürüyüşüdür, adalet yürüyüşüdür, özgürlük yürüyüşüdür, hukuk yürüyüşüdür. Bundan taviz vermeyeceğiz. Bu mücadeleyi sonuna kadar bu değerlere inanan herkes ile birlikte yürütmeye kararlıyız.

Onun için diyoruz ki Siirt’te yaşayan bütün halklar, Kürtler, Araplar diğer halklar Siirt’in Kürtleri ve diğer grupları hepsi için adalet istiyoruz, hepsi için özgürlük mücadelesi yürütüyoruz. Bütün sağlayacak fikir, HDP fikridir, halkların eşit kardeşliğini, halkların birlikte demokratik yaşamın sağlayacak güvence HDP’dir. Söz veriyoruz her zaman olduğu gibi, bütün halklar eşit olana kadar, bu ülkede bütün halklar demokrasi ve özgürlük içinde yaşayana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz, asla boyun eğmeyeceğiz, asla taviz vermeyeceğiz. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar, doğru yolumuzu sizinle birlikte sürdüreceğiz. Onlarda zulüm varsa biz de inanç var inanç.

Ülke yangın yeri sevgili kardeşlerim. Ormanlar yanıyor, yok oluyor. Milas’tan Bodrum’a, Antalya’dan Şemdinli’ye Hozat’a ülkenin dört yanında ormanlar ve içindeki canlılar yok oluyor. Ülkenin dört bir yanında yangın var, bunun sorumlusu iktidardır. Tedbir almayan, söndürmek için gerekli çalışmalar yapmayan iktidar, bu ülkenin doğasını talan eden iktidar bu ülkeyi yangın yerine çevirmiştir. Bizler bu ülkenin her yerindeki bütün canlılarına kararlılıkla sahip çıkan partiyiz. O nedenle doğayı talan eden ülkenin ormanlarını yok eden bu kirli ve bozuk düzeni değiştirmeye azmettik, ant içtik. Değiştireceğiz, sizinle değiştireceğiz, hep birlikte değiştireceğiz. Ekonomi yangın yeri, halkın sofrası yanıyor, Şurada esnafla sohbetimizde gördük, siftah yapmadan dükkanını kapatan esnafın sayısı saymakla bitmez. Talana ve savaşa karşı hep birlikte mücadele edelim, adalete, hakka ve hukuka inanan her bir ferdi bu mücadelede ortak davranmaya davet ediyoruz. Biz yürüyüşümüzü sürdürüyoruz ve biliyoruz ki bu çağrımız yankı buluyor. Siirt’te bu sese siz ses veriyorsunuz. Sizin sesinizi, Sinop’ta da İstanbul’da da Antalya’da da duyuluyor. Sesimiz daha çok gür çıkaracağız ve mazlumların ezilenlerin yoksulların, ötekileştirilenlerin gücü ve sesi mutlaka birleşecek. İşte o gün bu iktidar kaybedecek.”

Hedeflerinin düzeni ortadan kaldıran iktidarı değiştirmek olduğunu belirten Sancar, demokratik düzenin ise Kürt sorunun ortadan kaldırılmasıyla sağlanacağını dile getirdi. Sancar, “Bu iktidar yaratan bozuk bir düzen var. Biz diyoruz ki hedefimiz iktidarı değiştirmek; ama bununla yetinmek istemiyoruz. Bir daha böyle iktidarlar gelmesin diye bu bozuk ve kirli düzeni değiştireceğiz. Bunu yapmadan durmayacağız. Bu düzen değişecek sevgili kardeşlerim ve bunu ancak inananlar, gerçek değişimi isteyenler yapabilir. Bazıları iktidardan kurtulmak istiyor ama bu düzeni değiştirmeden yapmak istiyorlar, bunun ülkeye faydası olmaz. Eğer sorunları çözmek istiyorsak, gerçek değişim ve demokrasi istiyorsak, doğa talanını, insan hayatını yok sayan anlayışı değiştirmek istiyorsak, sadece iktidardaki şahısları değiştirmek yetmez. Bu bozuk düzeni de değiştirmek, savaş politikalarını yok etmek lazım. Halklar arası yaşamı inşa etmenin yolu Kürt sorununun demokratik çözümünü sağlamaktır. Kürt sorununda demokratik çözüm olmadan bu düzen değişmez. Bunu yolu diyalog ve siyasettir. Toplumun barışı sahiplenmesidir. İşte bunu başaracağız. Hiçbir tereddüt duymayın bunu yapacağız. Barış politikalarını hakim kılacağız. Halklar arası kardeşliği, eşit hukuku, inançlara özgürlüğü, halklara eşitliği hep birlikte getireceğiz. Bunu değiştirmeyi önümüze bir hedef olarak koymazsak bu iktidar gider, yarın öbür gün başka bir iktidar gelir, en fazla bir sene sonra eskiye döneriz. HDP, bu kararlı mücadeleyi bunca bedeli, halkın inancını buna heba etmeyecek. HDP, önümüzdeki seçimlerde bu düzenin değişmesi için gücünü sonuna kadar kullanacaktır. Bu gücümüz var, bu gücümüzü sizden alıyoruz” ifadelerini kullandı.

Sancar iktidarın ayakta kalmak için her türlü adaletsizliği kullanabileceğini vurgulayarak konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Bu iktidar ayakta kalmak için her türlü yolu adaletsizliği kullanmaya hazır. Medyayı susturmak, muhalefeti sindirmek istiyor. Bize saldırıyor ama vazgeçmiyoruz ama fırsat buldukça diğer muhalefet partilerine de saldırıyorlar. Bir yerde zulüm varsa sadece bir kesime yönelik olarak yürümez, zulüm büyür herkese uygulanır. İşte bu yüzden bugün İYİ Parti il başkanına saldırmışlar. Biliyoruz zorbalık bu iktidarın yöntemidir. Bunu en iyi biz biliyoruz. Zorbalığa karşı adaleti savunmak istiyorsak, saldırılar haksızlıklara hep birlikte karşı çıkmak zorundayız. Adalet ya herkes için eşit olarak vardır, ya da hiç kimse için yoktur. HDP adaleti herkes için istiyor. Adaletsizlik kimden gelirse gelsin karşı çıkıyor.”

Yapılan konuşmaların ardından buluşma alkış ve sloganlarla son buldu.

 

EN SON EKLENENLER