Siyasal İslam’da sonun başlangıcı

Siyasal İslam,1970 li yılların ortasından itibaren, Sosyalist politikaların  ortadoğuya doğru yayılmasına karşın, emperyal kapitalizm (başta Amerika ve NATO devletleri) tarafından önü açılan ,desteklenen ve örgütlendirilen suni bir toplumsal muhalefet hareketidir.Orta doğu sosyolojisinden beslendiği için sahici bir görünüme sahiptir.Yani halkın öz dinamiklerinden  doğduğu gibi bir algı oluşturmuştur.

1940 lı yıllardan itibaren yükselişe geçen,diyalektik materyalizme bağlı toplumsal ideolojik aydınlanma , binlerce yıla dayalı ,başta dini doğmalar olmak üzere, egemenlikçi,otoriter-totaliter rejimlere karşı,halkçı ve emeğe dayalı hak arayışı bilincini hızla örgütler hale geliyordu.

Dünyanın her tarafında ,en gelişmiş emperyal kapitalist ülkelerdeki emek-sermaye sınıf mücadelesinden  ,sömürgeciliğe karşı ulusal  kurtuluş mücadelesi veren halklara kadar ,bu yeni genç sosyalist ideolojiyi rehber alan örgütler ve partiler kuruluyordu. Gerici rejimlere karşı politik mücadele giderek silahlı halk mücadelelerine dönüşüyordu.

1917 Sovyet Rus devriminden sonra, Latin amerika,Çin ,Kore, v.b asya dan, Vietnam, Kamboçya, Mozambik  ve  Angola,Gine, Cezayir gibi afrika ülkelerine kadar yayılmıştı. Artık hak arama mücadelesinin sembolü, diyalektik materyalizm esas alan Sosyalizm olmuştu.

1960 lı yıllardan itibaren,Türkiye ,İran gibi ülkelerde ,Ortadoğunun diğer ülkelerinde,örneğin Filistin Kurtuluş hareketi dahil ,hızla büyüyen ve başta üniversiteler ,öğrenci gençlik ve henüz yeni gelişen işçi sınıfını hızla  etkileyerek örgütleyen örgütler , toplumsal hak aramanın öncülüğünü yapıyordu. Gerici ,totoliter rejimlerden kurtulmak isteyen geniş halk kitleleri bu siyasi veya silahlı örgüt ve partileri desteklemeye başlamıştı.

Bu konuda  Filistin çok belirgin bir örnektir.

Örneğin Filistin Kurtuluş hareketini bir düşünün,1970 li yılların  israil karşıtı gerilla mücadelesi veren örgütleri, en radikalinden,en liberaline kadar, hiç birinin ideolojisi islama dayanmıyordu.Ama şimdi durum nasıl,sadece Şii veya Sünni islamcı filistinli örgüt ve hareketler mevcut.

Yani emperyal kapitalizm, bu din’e dayalı politika ile , (Hıristiyanlık- İslam ve asya daki doğu felsefe tarikatları gibi)  ,sosyalist bloku yıkıp dağıttı. Yüz yıllık bir sosyal zihinsel bulanıklık yarattı.

Bu İslami cemaatlerin, süreç içinde ,ortadoğu ülkelerindeki toplumsal muhalefetin kontrolü ve yönetimini esas alan bir politik güce dönüştüklerine tanıklık ettik.

Bu yeni  toplumsal politika ,dini kurum ve kavramlar üzerinden şekillendirilen ve İslami toplulukların  yabancısı olmadığı ,SİYASAL İslam olarak adlandırılan dine dayalı politikadır.

1979 Da iranda iktidara geldi. Daha sonraları Afganistanda Sovyetlere karşı kullanılan Taliban,El kaide gibi güçlerin yönetimi ele geçirmesi gerçekleşti. Mısırda  Müslüman kardeşler, Türkiyede Milli görüş ve türevlerinin   1980 askeri darbesi ile  adım adım sistemi kontrol altına alacak şekilde örgütlendirildi.

Tarikatlar ve cemaat örgütlenmesinin,  ANAP, ile başlayan ve 2002 de AKP nin iktidarı ile doruk noktasına ulaşan sürecini hep birlikte yaşayarak gördük.

Gerek dünyada ,gerek ise Türkiyede ki AKP iktidarında dinlere dayalı Siyasi yapıların yarattığı tehdit ve tehlikelerin boyutu ,bunların yeniden kontrol altına alınması sürecini zorunlu kılmaktadır.

Dünyanın egemen güçleri  dini politikalar ile ,bir taş’la iki kuş vurmuşlardır. Hem demokratik sosyal sistemleri bertaraf etmişler veya ertelemişlerdir. Hemde başta islam İŞİD,EL KAİDE,EL NUSRA,BOKO HARAM,MÜSLÜMAN KARDEŞLER,HİZBULLAH,HAMAS, olmak üzere, dini örgüt ve tarikatların vahşi yüzünü sergileyerek, tüm dünyanın bu din alternatifinden nefret etmelerini sağlayarak sonunu da hazırlamıştır.

Bugün Suriyede , Irak da,İran,Türkiye veya Mısır ,Libya yada başka bir islam ülkesinde yaşananlar tam bir korku filminin dehşet sahneleri gibidir.Ama film değil gerçektir. Öylesine gerçektir ki,yıllarca unutulmayacak ve sonuçları telafi edilemeyecek kadar ağır tahribatlar travmalar yaratmış,  zifiri bir karanlık gibidir.

Kesilen kelleler,kaçırılan,yakılan, insanlar, tecavüzler,akıl  almaz işkence ve vahşet manzaraları,canlı yayınla tüm dünyaya servis edilmiştir. Canlı veya cansız bombalarla, hiçbir şeyden habersiz kadın,çocuk,genç,yaşlı demeden ,bombalardan parçalanmış insan uzuvlarının videolarını yayınlayarak ,ne kadar tehlike teşkil ettikleri de teşhir olmuştur.

Yani ,emperyal kapitalizm, insanlık alemine ölümü göstererek sıtmaya razı olmasını sağlamıştır.

Artık siyasal islamın  insan vicdanın da   yeri kalmamıştır. Özellikle batı ve gelişmiş toplumların kamuoyu  başta olmak üzere, her gün daha yüksek ses ile lanetlenir hale gelmiştir. Bu süreç de yolun sonuna gelinmiştir.

Bundan sonra ,bütün dünyada öcü olarak görülecektir.Aslında bu radikal islamcıların yaptıkları ve görünümünden dolayı, islam’ın din olarak da ,yayılmasının önü kesilmiştir.

En azından şimdilik,yani bu son on yılda yaşananlar bir yüz yıl insan hafızasında yaşatılacaktır.Ondan sonra da belki  doğmatik dinlerin hükmü kalmayacaktır.

AKP ve Erdoğan’ı da bu pencereden değerlendirmek mümkündür.Kredilerini tüketmiştir.Bundan sonra sermayeden tüketecektir.

Tabi bir de ,karşısına çıkabilecek akıllı bir muhalefete ihtiyaç vardır.

Yani siyasal islamda son’un başlangıcındayız.

EN SON EKLENENLER