EDİTÖRÜN ÖNERDİKLERİ

Sêrt’e kavga silahlı çatışmaya dönüştü: 2 ölü

Sêrt’in Xezxêr ilçesinde husumetli iki aile arasında kavga silahlı çatışmaya dönüştü baba ve oğul yaşamını yitirdi Sêrt’ın Xezxêr (Şirvan) ilçesi Demirkapı köyünde dün akşam saatlerinde...

EGM: Depremde bin 297 kişinin kimliği tespit edilemedi

Mereş merkezli depremlerin ardından EGM tarafından yapılan açıklamada hayatını kaybeden bin 297 yurttaşın kimliklerinin netleştirilemediği belirtildi Mereş ( Maraş) merkezli yaşanan ve resmi kayıtlara göre...

125 milyon boşa gitti

Amed’de evlerine oturulamaz raporu verilen bin 200 kişi Dicle Nehri yanındaki çadır kente yerleştirildi. Ancak çadır kenti su basması sonra depremzedeler tahliye edildi. Kamu...

Mülteci teknesi battı: 34 kişi kayıp

Tunus açıklarında batan teknedeki 34 mülteci kayboldu Tunus açıklarında İtalya’ya gitmek üzere yola çıkan mülteci teknesinin battığı öğrenildi. Teknenin batması sonucu 34 kişi kaybolurken, dört...

Çadır satan Kızılay, Ensar Vakfı’na da bağış yapmış

Çadır sattığı ile gündeme gelen Kızılay, çocuklara yönelik istismar ile adı anılan Ensar Vakfı’na 1 milyon dolarlık şartlı bağış yapıldığı belirtildi Maraş (Maraş) merkezli depremlerin...

Asrın’dan tecrit çağrısı: BM’nin tedbir kararlarını derhal yerine getirmeli

Asrın Hukuk Bürosu müvekkilleri Abdullah Öcalan’dan iki yıldır haber alamadıklarını belirterek çağrıda bulundu: BM İnsan Hakları Komitesi’nin tedbir kararları derhal yerine getirilmeli Asrın Hukuk Bürosu,...

Sur Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi: Kırım ve yıkım operasyonu başlatılmıştır

“Hasankeyf’ten Sur İçine Tarih, Toplum, Kültür, Doğa Ve Kent Kırımını Durduralım” çalıştayının sonuç bildirgesinde, bölgede doğa başta olmak üzere, tarihi, toplumsal, kültürel ve kentsel bir kırım ve yıkım operasyonu başlatıldığına dikkat çekildi.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından, Suriçi’nde akademisyen, şehir plancıları, milletvekilleri, sivil toplum örgütleri ve ekolojistlerin katılımıyla “Hasankeyf’ten Sur İçine Tarih, Toplum, Kültür, Doğa Ve Kent Kırımını Durduralım” sloganıyla düzenlenen çalıştayın sonuç bildirgesi açıklandı. 7 Haziran seçimlerinde, Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme adına çok güçlü bir irade ortaya konulduğu belirtilen sonuç bildirgesinde, Cumhurbaşkanı ve AKP hükümetinin sandıkta halkların ortaya çıkardığı iradeyi yok sayarak, Kürt halkına ve tüm demokratik güçlere karşı bir tasfiye süreci başlattığına vurgu yapıldı.

‘KENTSEL YIKIM OPERASYONU BAŞLATILMIŞ’

Sonuç bildirgesinin devamında şunlara yer verildi: “2014 sonbaharında Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) hazırlanan çökertme planı, 7 Haziran seçimlerinden sonra devreye konulmuş, Kürdistan kentleri büyük bir yıkımdan geçirilmiş, Kürdistan’da, doğa başta olmak üzere, tarihi, toplumsal, kültürel ve kentsel bir kırım ve yıkım operasyonu başlatılmıştır.

‘KENTLER İNSANSIZLAŞTIRILMAK İSTENİYOR’

Bu operasyonlar sonucunda, Sur, Nusaybin, Cizre, Şırnak, İdil gibi bir çok Kürt kenti, içindeki tarihi ve kültürel mekanlarla birlikte yakılıp, yıkılmış, bu kentlerin tamamen insansızlaştırılması amaçlanmıştır. Kadın-erkek, genç-yaşlı binin üzerinde Kürt katledilmiş, milletvekilleri, belediye başkanları başta olmak üzere, on binlerce Kürt siyasetçi gözaltına alınarak tutuklanmış, demokratik tüm kurumlar kapatılmış, 100 binin üzerinde kamu emekçisi ihraç ve açığa almalarla işlerinden edilmiş, faşist diktatörlük, yargı, bürokrasi ve medya başta olmak üzere, yaşamın her alanında tam anlamıyla kurumsallaştırılmıştır. Halklarımıza karşı sürdürülen bu baskı ve kırım uygulamalarına karşı, mücadele etmek, uluslararası bir duyarlılık ve dayanışma yaratmak adına; Demokratik Toplum Kongresi olarak, konularının uzmanı akademisyenlerin ve sivil toplum örgütlerinin katılımı ile ‘Hasankeyf’ten Suriçine Tarih, Toplum, Kültür, Doğa ve Kent Kırımını Durduralım’ konulu bir çalıştay düzenledik.

Çalıştayda önemli konular üzerinde duruldu.

* DTK’nın şeffaf, kamuoyuna açık, meşru ve demokratik çalışmalarının sistem tarafından bilinçli bir biçimde keriminize edilerek, yoğun baskılara muhatap olduğu bir süreçte yapılan bu çalışmanın, gecikmiş, ama son derece önemli bir çalışma olduğuna dair güçlü bir vurgu yapmıştır.

* Kürt kentlerinin ve tüm doğasının yıkımına ve talanına dönük yürütülen tüm yıkım ve kırım politikaları ve uygulamalarını, Osmanlı’dan günümüze kadar yürütülen inkar, imha ve asimilasyon politikalarının bir devamı olarak değerlendirmiştir. Bütün bu politika ve uygulamaları, insanlığa, doğaya ve Kürdistan halklarının tarihi, kültürel vd. tüm ortak değerlerine karşı işlenen bir insanlık suçu olduğu tespitini yapmıştır.

* Şark Islahat Planı’nın güncellenerek, HES’ler, nükleer enerji santralleri, barajlar ve kentsel dönüşüm projeleri ile tüm Kürdistan coğrafyasının rantsal bir operasyona, talana ve ekolojik kırıma tabi tutulduğu gerçeğini UNESCO ve BM başta olmak üzere, tüm uluslararası kurum ve kamuoyu ile paylaşma, sahiplenme ve dayanışma çağrısını yapmıştır.

* Yapılan yıkım ve kırım uygulamalarının, Kürdistan halkının tarihsel, toplumsal, kültürel ve ekolojik dokusunu ortadan kaldırarak, toplumsallıktan kopartarak; bütün bir tarihi, toplumsal ve kültürel birikimini ve hafızasını tümden yok etmeyi amaçladığını değerlendirmiş; bunun, halkımızın geleceği açısından en büyük tehdit ve tehlike olduğu gerçeğine ulusal ve uluslar arası kamuoyunun dikkatini çekmiştir.

* Tarihselliğin, toplumsallığın ve var olmanın temel öznesi olan kadına yönelik her türlü şiddet, tecavüz ve toplumsal yaşamdan kopartma uygulamalarını, bu yıkım ve kırım politikalarının en derinleştirilmiş hali olarak değerlendirmiştir.

* Son süreçte Maraş Terolar’da başlayıp, Sur Cizre, Nusaybin, Şırnak, Yüksekova vb. kentlerimizde gerçekleştirilen yıkımlara paralel gerçekleştirilmek istenen zorunlu göç politikalarının ve uygulamalarının, Kürt kentlerindeki demografik yapıyı değiştirerek, asimilasyon politikalarına derinlik ve işlerlik kazandırma amaçlı olduğunu değerlendirmiş, halkımızı bu konuda bilinçli ve duyarlı olmaya çağırmıştır.

* Her türlü yıkım ve kırım politikalarını boşa çıkartacak yegane gücün, bilinçli ve örgütlü bir toplum olduğu gerçeğine vurgu yaparak; devletin topyekun yıkım ve kırım uygulamalarına karşı, örgütlenme, demokratik bir toplumu oluşturarak direnme ve mücadele etme seferberliğine çağırır.

* Tarihe, doğaya ve insana karşı uygulanan bu soykırımcı – sömürgeci politikalara karşı durmanın ve direnmenin meşru ve demokratik bir hak olduğunu, bütün bu yıkımları durdurmanın, Kürt halkı başta olmak üzere, tüm insanlığın ortak bir sorumluluğu ve görevi olduğuna vurgu yapmış; tüm ulusal ve uluslar arası kamuoyu ve demokratik kurumlara duyarlılık ve mücadeleye destek çağrısı yapmıştır.

* Sivil toplum örgütleri ve inisiyatiflerin, toplumsal vicdanın ve evrensel adaletin sesi ve savunucuları olduğu gerçeğinden yola çıkarak, bu kurumları, her türlü yıkım ve soykırım politika ve uygulamalarına karşı duyarlı olmaya, yıkımlara karşı oluşturulan halk inisiyatifleri ile dayanışma içerisinde olmaya çağırır.

* Hasankeyf’ten başlayıp, Zeugma-Halfetli’ye, Munzur’a, Terolara ve Sur’a uzanan bütün bir, doğayı ve toplumu çoraklaştırma politika ve uygulamalarını boşa çıkarmanın ve engellemenin tüm Kürdistan halkının ve yurtsever dinamiklerinin, ortak bir sorunu ve görevi olduğu gerçeğine işaret ederek; tüm Kürdistani siyasi parti, sivil toplum örgütleri, demokratik kurum ve şahsiyetlere, ulusal birliğimizi oluşturarak, birlikte mücadele etme çağrısını yapmıştır.

* İttihat ve Terakki’den günümüze; Kürdistan’da yaşayan, Kürt, Ermeni, Süryani vb. halklar ve inançlara (ibadet mekanlarına) karşı geliştirilen, soykırımcı politika ve uygulamalara paralel olarak geliştirilen demografik yapının değiştirilmesi projesinin, güncellenerek, bir kez daha hayata geçirilmek istendiğine dikkat çekmiş; Halklarımızın tarihten de dersler çıkartarak, günümüzde bir kez daha, bu politikaların tuzağına düşmeyecek bir irade, örgütlülük ve ortak mücadele ile cevap vereceğine olan inancını ve kararlılığını teyit etmiştir.

- Advertisement -spot_img

YAZARIN DİĞER YAZILARI

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON EKLENENLER

KASED deprem raporunu açıkladı: Kadınlar hijyenik malzemelere ulaşamıyor

Deprem bölgelerinde ki saha gözlem raporunu açıklayan KASED, kadınlar için çadırlarda güvenli ortam oluşturulmadığını, hijyenik malzemelere ve adli mercilere erişimin olmadığını belirtti Kadın Kültür Sanat...

HDP Kadın Meclis’i: Gasp edilen tüm kazanımlarımızı geri alacağız

HDP Kadın Meclis’i yaptığı yazılı açıklama ile kadın haklarının hedef alan Cumhur İttifakı’na tepki göstererek, ‘Bütün kadınlara sözümüzdür: Gasp edilen tüm kazanımlarımızı geri alacağız,...

Cumartesi Anneleri’nden Hizbullah uyarısı çağrısı: Muhatapları dinleyin

Cumartesi Anneleri 939’uncu hafta açıklamasında ‘Erdoğan’ın HÜDA-PAR’a yönelik iddiaların uydurma olduğunu söylüyor. Erdoğan’ı muhatap almaya davet ediyoruz’ dedi Cumartesi Anneleri/İnsanları kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin...

ÖHD’den İmralı tecridi için açıklama

ÖHD Genel Merkezi PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan son olarak 25 Mart 2021’de haber alınmasının üzerinden iki yıl geçmesine dair basın toplantısı düzenliyor Özgürlük için Hukukçular...

Şenyaşar ailesi: Hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz

Adalet Nöbet’leri 733’üncü günde olan Şenyaşar ailesi, adaletin doğru şekilde işlemesi için hep birlikte mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi Riha’nın (Urfa) Pirsûs (Suruç) ilçesinde, 14...

TJA’dan çağrı: Özgürlük mücadelesi tecride karşı durmakla verilebilir

TJA İmralı cezaevinde ağır tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan iki yıldır haber alınamamasına dair yapılan açıklamada, ‘Demokrasi ve özgürlük mücadelesi ancak İmralı...

Sêrt’e kavga silahlı çatışmaya dönüştü: 2 ölü

Sêrt’in Xezxêr ilçesinde husumetli iki aile arasında kavga silahlı çatışmaya dönüştü baba ve oğul yaşamını yitirdi Sêrt’ın Xezxêr (Şirvan) ilçesi Demirkapı köyünde dün akşam saatlerinde...

EGM: Depremde bin 297 kişinin kimliği tespit edilemedi

Mereş merkezli depremlerin ardından EGM tarafından yapılan açıklamada hayatını kaybeden bin 297 yurttaşın kimliklerinin netleştirilemediği belirtildi Mereş ( Maraş) merkezli yaşanan ve resmi kayıtlara göre...

125 milyon boşa gitti

Amed’de evlerine oturulamaz raporu verilen bin 200 kişi Dicle Nehri yanındaki çadır kente yerleştirildi. Ancak çadır kenti su basması sonra depremzedeler tahliye edildi. Kamu...

Mülteci teknesi battı: 34 kişi kayıp

Tunus açıklarında batan teknedeki 34 mülteci kayboldu Tunus açıklarında İtalya’ya gitmek üzere yola çıkan mülteci teknesinin battığı öğrenildi. Teknenin batması sonucu 34 kişi kaybolurken, dört...

Bu siteyi kullanmaya devam ederek, tarayıcı çerezleri kabul etmiş olursunuz. Daha fazla bilgi

Bu web sitesindeki çerez ayarları, size mümkün olan en iyi gezinme deneyimini sunmak için "çerezlere izin ver" şeklinde ayarlanmıştır. Çerez ayarlarınızı değiştirmeden bu web sitesini kullanmaya devam ederseniz veya aşağıdaki "Kabul Et" seçeneğine tıklarsanız, buna izin vermiş olursunuz.

Kapat