Tarihçi Bülent Felekoğlu “Aleviler ve Diyanet” başlıklı yazısında Diyanet İşleri Başkanı (DİB) Ali Erbaş’ın bir televizyon kanalında Alevileri ibadet yapmak için camilere çağırmasını eleştirdi.
Felekoğlu’nun yazısı şöyle:
Diyanet işleri başkanının “Camiler hem sunni, hem de Alevilerin İbadet yeridir” demesi Alevilerin inanç dinamiklerini tanımadığının açık beyanıdır. Bize de şunu söylemek düşer “Sayın Diyanet hele siz çekilin aradan biz mümin kardeşlerimizle işlerimizi çözeriz” Lakin bugüne kadar siz zorlaştırmaktan ve ayrıştırmaktan başka birşey yapmadınız. Evet sunni canlar da Cemevlerimize gelmekte, cenaze erkanlarımıza katılmakta, Lokmalarımıza ortak olmaktadır. Lakin Hristiyan canlarımız da Cemevlerimize gelmekte bizlerle muhabbet etmektedir. Hakk Yol Alevilik cümle Nübüvvet(Ademi) hattı Hakk Yolda sürek sayar ve cümlesini mümin bilir. 124 bin Nubüvvet nişanesine Xızır donu ile çerağ olmuştur. Bizim itrazımız bu toptancı Nehak yaklaşımadır. İslam Dinin savaşlara, zulümlere, faizciliklere, tefekkür etmeden konuşanlara, muktedir emirlerine fetva birleyenlere, kendisi tok yatarken komşusunu aç bırakanlara, komşusunun canına göz dikenlere, toplumları ayrıştıran, düşmanlaştıran yaklaşımlara karşı Muhammet Mustafa’nın, İsa Nebi’nin, Turu Musa’nın Hakikat nurunu korumaktır. O da Allah Rızası’dır. Lakin bugün diyanet işleri başkanı Türkiye Müslümanlarını temsil ettiğini söyleyebilir mi. Allah Rızası’nı nasıl taşıyacak cümle mümine ölüm Fetvası çıkarırken. Hergün topraklarımızda onlarca İnsan ve milyonlarca doğa ve canlı ölümüne Fetva yazılmışken. Hangi kelamına itibar edebiliriz. Muktedirler onun ve benzerlerinin Fetvaları ile Allahın adını mülklerine bekçi yapmışken, cümle müminin kanını da mühür. Müminlerin canı üzerinden kasalarını ve nefislerini doldururken. Allah Rızası için kuracak bir cümleniz yoktur Müminlere sayın DİB başkanı. Hakk Yol Alevilik cümle inanları 72 iki nurda bir eyler, amelde ise Kur’anı Zişanın belirttiği gibi canın Hakk ile olan nakşına bakar. Takva dediğin amel ile değil Hakk’ın mekan kurduğu vicdan ile zuhur eden Hakikattir. Mümin Çark-ı Pervaz ederken Cami de Şura eder. Cemevin de Civat eder. Cem bir tarikat ayini değildir. Semah ise bir tiyatro oyunu değil. Namazın bir gösteriş olmaması gibi. Siz neden hepsini tek saymak istiyorsunuz. Allahın cümle kainat olan binbir donunda birlik deryasını reddedip Şirk koşuyorsunuz. Neden Allahın cümle Kainattaki nurlarını ve sirayetlerini tekleştirip Allahın güzel nurlarını söndürüyorsunuz. Biz Hakk Yol Alevilerin cümle Müminlere çağrısıdır. Ey Allahın varlığını birleyen Müminler kendi malları ve çıkarları için inançlarımızı kendilerine siper edenlere itibar etmeyin. Muhhamet Mustafa itibar etmedi, İsa Nebi itibar etmedi, Musa Nebi itibar etmedi sizde etmeyin. Onlar her Hazret dediklerinde bilin ki yücelttikleri Müminlerin Peygamberleri değil kendi iktidarları ve kendi nefisleridir. Ve her kurdukları cümle şirk üzerine kuruludur. Biz Hakk Yol Aleviler cümle varlık ve cümle can ile cem halindeyiz. Amellerimiz farklı olabilir. Ama her yol Hakk’a çıkar. Allah Rızası için yan yana durmayacağımız hiçbir Mümin yoktur. Nefsine ve iktidarlarına Allahın adını siper edip şirk koşanlara ve bugün Müminleri karanlıklara sürükleyip birgün rahat yüzü göstermeyenlere karşıda. Tüm Müminler ile Canız, Cananız Nehaka karşı meydanda aynı dondayız. Bugün bir masum-u pak katlediliyor, bir canlı rızkından oluyor, bir ağaç meyve veremiyor, bir köpek sığınacak biryer bulamıyorsa yok edilen Allah Rızasıdır. İşte cehennem Allah Rızasının bittiği yerde başlar. Hangi Amel ile bu Rızayı teşkil ederiz. Tabiki Nefis sultanlıklarına Rıza göstermeyerek. Gelin Cemevlerimiz açıktır. Gelin Alevi toplumu ile tanışın, zaten komşunuz, akrabanız, yolda yarenlik ettiğiniz canlar. Gelin softaların tezgahına girmeyin tanışın, tanıyın. İnancımızı şartsız görün. O zaman bu tüccarların edecek lafı kalmaz. Can oluruz, Cem oluruz, Cümle cana derman oluruz.
