Trump “Suriye’de güvenli bölgeler oluşturacağım” sözüyle Kürt kantonlarını mı işaret etti?

ABD Başkanı Donald Trump‘ın kullandığı “Suriye’de kesinlikle güvenli bölgeler oluşturacağım” ifadesinin Ankara’yı endişelendirdiği bildirildi. Trump bu güvenli bölgelerin Suriye’de nerede olacağından bahsetmedi. Ankara’da yapılan risk değerlendirmesinde ise Kürt kuşağının kurulmasına yol açabileceği endişesi yükseldi. Ankara bir kaynak, “ABD’nin düşündüğü güvenli bölgelerin, bizim düşündüğümüz tamamen insani boyutlu güvenli bölgelerle bir ilgisi olduğunu düşünmek aşırı iyimserlik olur” dedi. 

Hürriyet’ten Uğur Ergan‘ın haberine göre, ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın Suriye’de “güvenli bölgeler” oluşturulması planını Ankara yakından takibe aldı. Söz konusu plan Amerikan basınına yansımıştı. Trump, önceki gün de ABC News televizyon kanalına verdiği röportajda “Suriye’de kesinlikle güvenli bölgeler oluşturacağım. Avrupa’nın milyonlarca insanın Almanya ve diğer ülkelere girmesine izin vererek çok büyük bir hata yaptığını düşünüyorum” dedi.

AP ve Reuters haber ajanslarına göre, Trump, ABD Dışişleri Bakanlığı ve ABD Savunma Bakanlığı’na Suriye’de ya da Suriye yakınında mültecilerin kalabileceği güvenli bölgeler oluşturmak için 90 gün içinde bir plan hazırlamaları talimatı verdi. Ancak bu alanların nerede kurulabileceğine dair bilgi verilmedi. Dışişleri Sözcüsü Hüseyin Müftüoğlu, Trump’ın açıklamasını değerlendirirken ABD kurumlarının hazırlayacakları raporlara işaret etti ve “Önemli olan bu çalışmanın sonuçlarının ne şekilde olacağı, ne tür bir bilgi, yönlendirme çıkacağı” dedi. Türkiye’nin başından beri güvenli bölge oluşturulmasından yana olduğunu hatırlatan Müftüoğlu, “Güvenli bölgelerin öneminin en güzel örneği, Cerablus harekatı sonrasında güvenliğini sağladığımız bu bölgelere Suriyeli kardeşlerimizin on binlercesinin geri dönmesi. Biz başından beri zaten bunu söyleye geliyorduk. Bu çalışma neticelendiği zaman nasıl bir içerikte olacağına bakıp, değerlendirmeyi ona göre yapmak daha doğru olur diye düşünüyorum” diye ekledi.

Kobani ve Afrin riski

Türkiye’de devletin ilgili birimlerine sunulmak üzere hazırlanan raporda ise Trump’ın güvenli bölge planının, 1. Körfez Savaşı sonrasında Kuzey Irak’ta Kürtleri Saddam Hüseyin’in saldırılarından korumayı amaçlayan “Çekiç Güç” harekâtı ile benzer olma ihtimaline dikkat çekildi. Raporda, Irak’ın kuzeyinde özerk Kürt bölgesi ve PKK’nın güçlenip Türkiye’nin toprak bütünlüğü için tehdit oluşturmasının Çekiç Güç döneminde gerçekleştiğine dikkat çekildi.

Yeni ABD yönetiminin Suriye’de PYD/YPG güçlerinin elinde bulunan Kobani ve Afrin’i güvenli bölge ilan etmesi durumunda, Türkiye’nin bu bölgelerde operasyon düzenlemesinin tamamen gündemden kalkabileceği ve bölgede Kürt kuşağının kurulmasına yönelik önemli bir adımın atılabileceği değerlendirmesi yapıldı. Bir kaynak, “ABD’nin düşündüğü güvenli bölgelerin, bizim düşündüğümüz tamamen insani boyutlu güvenli bölgelerle bir ilgisi olduğunu düşünmek aşırı iyimserlik olur. Bu nedenle uyanık olmakta fayda var. Çekiç Güç benzeri bir harekat ve yapılanmada Türkiye bölgede hareket edemez hale gelebilir” dedi.

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya ise güvenli bölgelerle ilgili yazısında “Güvenli bölge için geriye tek bölge kalıyor, PYD’nin hâkim olduğu Suriye’nin kuzeyindeki Afrin, Kobani, Cezire bölgeleri ile Irak içindeki Sincar bölgesi. Washington yönetiminin böyle bir karar almasının, güneyde Rakka’ya doğru gittikçe alanını şişmanlatan PYD’yi çok daha güvenli hale getireceği açık. Trump’ın kadrosunda ağırlığı hissedilen generallerin bir zamanlar Ortadoğu’da görev yaptıkları anımsandığında plan da ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı. 

EN SON EKLENENLER