Tüm parlamenterlere açık mektup !

ALİ ERDOĞAN

Sayın milletvekilleri, sizleri toplum içinde sözde seçerek meclise gönderdik. Aslında sizleri seçen genel başkanlarınızdı. Halk sizleri seçmek zorunda kaldı; çarpık seçim yasaları gereği. Sizler seçildiniz ve meclise gittiniz. Göreve balamadan önce, halkın bir tek bireyin kılına zarar gelmemesi için ve evrensel demokratik kurallar içerisinde yaşamaları için çaba göstereceğinize, anayasaya bağlı kalacağınıza namusunuz ve mukaddesatınız üzerine yemin ettiniz.

Sayın milletvekilleri, ülke yıllardır kan gölü içerisinde debelenirken sizler, bu kanın durması, yaraların sarılması için ne yaptınız? Evinizde çocuklarınızla zengin bir sofrada otururken, hiç düşündünüz mü? Bana oy verenler çöplüklerde kırıntı topluyor çocuklarının açlığını gidermek için? Kimi de yarınlara sağ çıkar mıyım ve ya cezaevine atılır mıyım korkusuyla yaşıyor. Bunları hiç düşündünüz mü?

Akademisyen olabilmek için yıllarını vermiş bir üniversite elemanı, ülkemizde barış olsun dediği için neden görevinden alınıyor, cezaevlerine atılıyor? Açlığa yalnız kendileri değil çocukları da mahkum ediliyor? Bunlar sizlerin gözleriniz önünde olurken vicdanlarınız sızlamıyor mu?

Okuduğunuz gazetelere yazı, haber yazan gazetecilere günlerce işkence edilerek cezaevlerine alınıyor. Neden?

Sayın Milletvekilleri, sizler bir yere gittiğinizde 70’lik yaşlılar bile önünüzde kalkıyor, sizlere saygı göstererek yer veriyor. Sizler onların köylerinde, kentlerin de ve mahallelerinde huzur içinde yaşamaları için ne yapıyorsunuz? Tanklar evlerini bombalarken, kimyasal silahlarla yüzlerce insanı bodrumlarda öldürürlerken, neredeydiniz? Öldürülen çocuğu kokmasın diye buzdolabına koyan annenin acısına ortak oldunuz mu? Ülkenin bir bölümünde, kan, gözyaşı, işkence kol gezerken ve her evin birer ferdi ya işkencede ya cezaevinde ve ya dağda iken, sizler bunların son bulması ve normal bir hayata kavuşması için hangi yasaları meclise verdiniz?

Sayın Milletvekilleri, Türkiye tüm komşularla adeta savaş halindeyken ve dünyanın başına bela olan IŞİD ile yıllarca neden temas halinde oldunuz? Sınırlarımızı onların geçiş çıkışına göz yumdunuz? Yaralılarını tedavi edip ellerine silah vererek geri yolladınız? Pek çoğunu da ülkemizde yuvalanmasına zemin hazırladınız? Müslümanı diyorsunuz, IŞİD Müslüman olmayan hangi devletle savaşıyor?

Ülkede bir şeriat devletin kurulması için hükümet var gücüyle çalışıyor. Bu ortamın oluşması için yandaşları çaba gösteriyor. “Hilafet isteriz” naraları atıyor. Barış isteyen halkı linç girişimleri oluyor. Polis seyirci kalıyor. Kadına şiddet yapılmasın diye bildiri dağıtanı polis gözaltına alıyor. Mahkemeler tutukluyor. İlk okullar da ”tekbir, Allahu ekber” nidaları yükseliyor. Körpe çocukların ellerine idam ipleri veriliyor ve böylece halk idam istiyor ortamı yaratılmaya çalışılıyor. Dünya devletleri her gün bir adım ileri giderken bizler tersine gidiyoruz. Neden? Buna bir yanıtınız var mı?

Sayın Milletvekilleri bu manzaralar, bir kabile devletinde olmuyor. Senin ülkenden oluyor. Ülkeni muasır bir medeniyete taşımak için namusun üzerine söz veren sizler, ülkende bunlar olurken sizler ne yapıyorsunuz? Vicdanınız sızlamıyor mu? Yoksa ihale kapma peşinde misiniz?

Yıllardır analar, CUMARTESİ ANALARI kayıp evlatlarını bulmak için her hafta Galatasaray önünde, kar-kış demeden bir araya geliyorlar. Evlatlarının hiç olmazsa bir mezarı olsun; bayramlarda bir tas su dökmek için. Altı yüz haftayı aşkındır bu birlikteliğini sürdürüyorlar. Bu güne dek suç değildi. Ne zaman ki, analar “ülke kaderini bir kişiye emanet edilmez” dediklerinde, polis onları yerlerde sürükleyerek gözaltına almış.

Sayın Milletvekilleri sizler bu anaların temsilcisi değil misiniz? Meclis de ne yapıyorsunuz? Sanırım genel başkanınız da gelecek telefonu bekliyorsunuz. Böyle olmasaydı içeriğini bilmediğiniz yasa tasarısı için boş kağıda imza atmazdınız. İmzayı atarken, burukluk hissettiniz mi?

Sayın Milletvekilleri, ülkenizde her gün yüzlerce vatandaşınız intihar bombalarla, çatışmalarla öldürülüyor. Bunların son bulması için sizler ne yapıyorsunuz? Hiç bir şey elinizde gelmiyorsa, neden sineyi millete dönmüyorsunuz? İstifa etmek bir erdemlilik değil mi? Bunca

olayın siyasi sorumluluğu yok mu? Hükümet sorumluluğu almıyorsa, bireysel sorumluluğunuz yok mu?

Ülkede olan olayların sadece % birini dile getirdim. Bunlar yokmuşçasına şimdide ülkenin rejimini değiştirmeye çalışıyorsunuz. Bunca olayların suçunu parlamenter sisteme, kuvvetler ayırımına ve cumhuriyete yüklüyorsunuz. Bir ülkenin tüm kaderini bir kişiye vermeye çalışıyorsunuz. Ülkede bazı kesimler halife istediğine göre, bir padişah yaratmaya çalışıyorsunuz.

Ülkenin tüm kaderini bir kişiye verdiğinizde, IŞİD kendisini fes mı edecek? ABD, Rusya ve diğer Emperyalist güçler, yeni Ortadoğu planından vaz mı geçecek? Kürt sorunu, Alevi sorunu çözülecek mi? Ülkenin diğer sorunları bitecek mi? Padişah tuğramızla yine Viyana önlerine dek gidecek miyiz? Türkün gücünü tüm dünyaya gösterecek miyiz?

Sayın Milletvekilleri, tasarıyı halktan gizleyerek, üzerinde tartışılmadan, komisyondan mal kaçırırcasına geçirdiniz. Yazılacak daha hayli şey vardı, yer darlığı nedeniyle sonlandırıyorum. Şu anda tasarı mecliste görüşülüyor. Vicdanlarınızda bir insanlık kırıntısı kalmışsa, ona kulak verin; atalarımızın kanlarıyla kazanıldığı parlamenter sisteme son vermeyin, 80 milyon insanın kaderini bir kişiye emanet etmeyin.

Saygılarımla.

elbistanliali@fsmail.net

EN SON EKLENENLER