CHP, EMEP ve Eğitim Sen Mersin başkanları, iktidarın bir baskı aracına dönüştürdüğü OHAL ve KHK’lerin kaldırılması için emek, özgürlük ve demokrasiden yana olan tüm kesimlerin birleşerek, kitlesel bir mücadele vermesi gerektiğini belirtti.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından AKP Hükümeti tarafından 20 Temmuz 2016 tarihinde 3 ay süreyle ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) 6’ncı kez uzatılırken, hak ihlalleri arttı, ifade özgürlüğü ise ortadan kalktı. Dünya Adalet Projesi (JWP) tarafından ülkelerin hukuk sistemlerini değerlendirmek amacıyla hazırlanan “Hukukun Üstünlüğü Endeksi”ne göre, Türkiye 2017 yılında 2 basamak gerileyerek 113 ülke arasında 101’inci sırada yer aldı.
AKTAY: OHAL’İN EN ACIMASIZI VAR
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin İl Başkanı Adil Aktay, darbe girişiminin gerekçe gösterilerek hak ve özgürlüklerin kısıtlandığını belirterek, “Cumhurbaşkanı ve hükümet baktı, bu şekilde ülkeyi yönetmek kolay 1,5 yıldır OHAL’i uzatıyor” dedi. İktidara gelen AKP’nin OHAL’i kaldırmakla övündüğünü kaydeden Aktay, “Bugün OHAL’in en acımasızı var. İktidar OHAL’i baskı aracına dönüştürmüştür” diye belirtti.
‘GEÇMİŞ DÖNEMLERDEN DAHA KATI BİR HAL VAR’
“Tek adam rejimi”nin inşa edildiğini ifade eden Aktay, “Kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırılmış durumunda. Yargı, yürütme ve yasama tek kişinin elinde” ifadelerini kullandı. Basının da tek sesli olması için baskı yapıldığını söyleyen Aktay, toplumun tüm kesimine dönük bir sindirme hareketi olduğunu vurguladı. Aktay, “Geçmiş OHAL koşullarından daha katı bir hal sergileniyor. Bir parti devletine doğru gidiliyor. Yargıyı da baskı altına aldılar” dedi. Aktay, bunun Türkiye açısından olumlu bir tablo olmadığını ve OHAL’lin kaldırılması için tüm demokrasi, adalet talebinde bulunan kesimlerin birleşmesinin gerektiğinin altını çizdi.
MUŞLU: DEMOKRATİK HAKLAR KONUSUNDA CİDDİ SIKINTILAR VAR
OHAL sürecinde gösteri ve yürüyüş haklarının engellendiğini belirten Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Sinan Muşlu da, “OHAL öncesi herhangi bir demokratik kitle örgütü, herhangi bir konuya ilişkin tepkisini, talebini gösteri, basın açıklaması ve yürüyüş yaparak izinsiz bir şekilde yapabiliyordu. OHAL sonrası bu haklar konusunda ciddi bir kısıtlama ile karşı karşıyayız. Yürüyüş yapmak yasak, basın açıklamaları için yazılı izin dilekçesi isteniliyor. Ve 48 saat önceden yazılı başvuru yapılması isteniliyor. Bu yazılı başvuruları sonucu açıklama yapıp yapmayacağımıza karar veriliyor. Demokratik hakları kullanma konusunda ciddi bir sıkıntı ile karşı karşıyayız” diye konuştu.
‘KİTLESEL MÜCADELE ŞART’
Darbe girişimine karşı ilan edilen OHAL ile tüm muhaliflerin baskı altına alındığını aktaran Muşlu, tek elden alınan kararlarla ülkenin yönetildiğini söyledi. Hak arayan herkesin susturulmaya çalışıldığını ifade eden Muşlu, şöyle dedi: “Hak arayan işçilerin ‘FETÖ’ ile ne alakası olabilir. Hak arayan işçilerin grevlerini yasaklayarak mı FETÖ’yle mücadele ediliyor. Bunlar ciddi sorunlardır. Demokratik örgütlerin OHAL ve KHK’lerin sonlandırılması için kitlesel bir şekilde mücadele etmesi gerekiyor.”
‘YÖNETEMEDİĞİ İÇİN OHAL UZATILIYOR’
OHAL’in 3 ay süreyle ilan edildiğini hatırlatan Emek Partisi (EMEP) Mersin İl Başkanı Mehmet Taşcı ise, mevcut iktidarın ülkeyi yönetemediği için OHAL’i uzattığını vurguladı. “’OHAL FETÖ’ye karşı ilan edildi’ denilse de ilan edildiği günden bu yana yapılan uygulamalara bakıldığında demokrasi, özgürlük, hukukun egemen olması ve insan hakları için mücadele eden topluma yönelik bir uygulama olduğunu görüyoruz. İşte en son olarak HDP’nin yasal kongresini yapmak isterken dahil onun önünde engel çıkartılması, kongrenin yapılmaması için bir sürü engeller çıkarılması tipik bir örnek” dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Efrin saldırılarına tepki gösterenlere yönelik sürdürülen gözaltı ve tutuklamaları anımsatan Taşçı, “OHAL’in bizim gibi mevcut sisteme muhalif olan, toplumun büyük çoğunluğunun taleplerini savunan, emekten, işçiden ve demokrasiden yana olan kesime dönük bir uygulama olduğu açık. OHAL’in kaldırılması için güçlerin birleştirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
MA