Üniversiteli Gençler mahkeme kuruyor

Üniversitelerde ardı ardına açılan soruşturmalar ve üniversite öğrencilerine yağdırılan cezalar, İstanbul Üniversitesi’nde 10 Ekim Ankara katliamı protestosuna katılan 67 öğrenciye açılan soruşturmalarla farklı bir boyuta taşındı.

Açılan soruşturmaya karşı yan yana gelen üniversiteli gençler, üniversitelerde siyaset yapmanın suç sayılamayacağını vurguladıkları bir çağrı metni yayınlayarak; ‘üniversiteye karşı işlenen suçlar’ı yargılayacak temsili bir mahkeme kuracaklarını ilan ettiler.

İstanbul’daki tüm üniversitelerde işlenen suçların yargılanacağı mahkeme için, her üniversitede öğrenciler yan yana gelecek ve kendi üniversitelerindeki suçları derledikleri bir suç dosyası hazırlayacaklar.

Yaptıkları açıklamada; üniversitelerde AKP karanlığının arkasına saklananların her gün suç listeleri kabarırken, kendilerinin suçlu ilan edilmeye çalışıldığını söyleyen üniversiteliler; gerçek suçluları yargılamaya çağırıyor..

‘Üniversiteye karşı işlenen suçları yargılıyoruz’ başlığıyla düzenlenecek etkinlik, Kasım Çarşamba Günü saat 18:00’de Ses Tiyatrosu’nda gerçekleşecek.

Üniversitelilerin yayınladığı çağrı metninin tamamı şu şekilde:

GENÇLİK MAHKEME KURUYOR: ÜNİVERSİTEYE KARŞI İŞLENEN SUÇLARI YARGILIYORUZ

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi’nde 10 Ekim Ankara katliamını protesto eden 67 üniversiteli hakkında soruşturma başlatıldı. Rektörlüğün açtığı soruşturmaya ek olarak, yurtta kalan öğrenciler hakkında yurt yönetimlerince ayrıca soruşturma açıldı.

Bu açıkça üniversitelere akademik, kurumsal ve siyasal olarak diz çöktürme operasyonun bir ayağı. Topluma dönük yürüyen gerici müdahale üniversiteleri de yutsun istiyorlar. Bir yandan bilimsel eğitimden yana ilerici akademisyenler KHK’lerle ihraç edilirken diğer yandan da öğrenciler büyük bir baskı altında tutuluyor.

Yanlış anlaşılmasın, 67 üniversiteliye açılan soruşturma, sadece tarihsel olarak gerici, faşist ve ya antikomünist olmalarından ileri gelmiyor. OHAL’den fırsat bulduk, şu solculardan kurtulalım da değil.

Üniversitelerde yaprak kımıldamasın istiyorlar. Öğrenciler kulüp kuramasın, bilimle, sanatla uğraşmasın, siyasetten ve örgütlenmekten uzak dursun. Memleketine, topluma ve halkına karşı sorumluluk hissetmesinler. Düşünmesinler, sorgulamasınlar, yan yana gelmesinler, harekete geçmesinler.

Buna ihtiyaçları var. Çünkü her gün üniversiteye karşı suçlarına yenilerini ekliyorlar. AKP ve iktidarının siyasi çizgisinde hizaya dizilenler, üniversitelerden rant elde etmeye çalışıyor. Rektörlük koltuğunda bir süre ikamet ettikten sonra AKP listelerinden meclise girmenin halini kuruyorlar. İçerisinde yaşadığımız karanlığı derinleştirmek için akademiyi gericileştiriyorlar, evrimi yasaklıyorlar. Sahip oldukları şirketlerin kârını arttırmak için hazırladıkları ‘bilimsel’ çalışmaların altına üniversitelerinin imzasını atıyorlar. Tarikatlardaki ağabeylerinin cepleri dolsun diye paravan olarak kurulan vakıflara, üniversite ödeneğinden milyonlarca lira aktarıyorlar. Üniversitelerde öğrencileri dövdürüp, büyük patrondan ‘aferin’ duymaya çalışıyorlar.

Üniversite kimliğini, niteliğini, kamusal alanlarını, sosyalliğini, üretkenliğini bitirdikçe ceplerinin dolacağını, aç gözlerinin doyacağını sanıyorlar.

Yanılıyorlar. Üniversite bu değil. AKP iktidarının sağladığı huzur ve konfor kalıcı olmayacak. Arkasına saklandıkları karanlığın ömrü kadar ömürleri var. Ve nasıl AKP memlekete karşı işlediği suçlardan yargılanacaksa, üniversitelerin üzerinde tepinenler de yargılanacaklar.

Gençlik Mahkeme Kuruyor

Üniversitelerde siyaset yapmanın, örgütlenmenin suç olduğunu öne sürüyorlar. Bu yüzden soruşturma açıp, öğrencilere cezalar yağdırıyorlar. Ancak görüyoruz ki, üniversitelerde rektöründen, güvenlik amirine, gerici tarikatlardan ülkücü çetelere kadar herkes siyaset yapıyor.

Ancak sıra emekçi çocuklarına gelince; bilimi ve aydınlanmayı savunmak, eşitlik ve özgürlük mücadelesi vermek yasak!

Siyaset yasağını tanımıyoruz. Sırf üniversitelerde daha rahat hareket etsinler diye, siyaset yapmaktan ve örgütlenmekten vazgeçmeyeceğiz. Düşünmeye, sorgulamaya, üretmeye, mücadele etmeye devam edeceğiz.

Eğer ortada bir suç varsa, o da üniversiteleri patronlara ve AKP’ye peşkeş çekmektir. Suçlarını ise affetmeyeceğiz.

29 Kasım Çarşamba günü üniversiteye karşı işlenen suçları yargılayacağız. Kuracağımız temsili mahkemede bir araya gelecek, üniversiteye karşı işlenen suçları gençlerle ve kamuoyuyla paylaşacağız. Hem yarın koltukları devrildiğinde suçlarını yüzlerine vurmak hem de bugünkü pervasızlıklarını durdurmak için.

Memleketi ve üniversiteleri yağmalayanların, mücadele edenleri yargılama ehliyeti yok. Ancak, mücadele edenlerin 29 Kasım’da söyleyeceği iki çift sözü, soracağı bir hesabı var.

Yan yana gelmeye, üniversiteye karşı işlenen suçları sıralamaya; birlikte yargılayıp, birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.

EN SON EKLENENLER