Ya cezaevindeler ya da işsiz

Öğretmenler, Dünya Öğretmenler Günü’nü 33 bin 965 ihraç ve 438 bin atanması yapılmayan öğretmenle karşılıyor. Eğitimci Necla Kurul, ‘Yapılmak istenen şey, büyük ölçüde bir korku yaratmak’ dedi

5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü tüm dünya öğretmenleri kutlarken, öğretmenler ise işsizlik kaygısı, açığa alınma, sürgün, esnek ve güvencesiz çalışma koşulları gibi onlarca sorun ile karşılıyor. Türkiye’de 438 bin öğretmen, 5 Ekim’i, eğitim fakültesini bitiren ve atanamadığı için resmi olarak “öğretmen sayılmayan” olarak karşılıyor. AKP iktidara geldiğinde 59 olan eğitim fakültesi sayısı 92’ye çıkarıldı. Hükümetin “her ilde bir üniversite” projesinin ardından atanamayan öğretmenlerin sayısı da her yıl artıyor. Eğitim Sen’in 2016-2017 Yılsonu Değerlendirme Raporu’na göre, OHAL kapsamında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile birlikte toplamda 33 bin 128 öğretmen ihraç edildi. Muhalif sendikalar, öğretmenlerin ihraç edilmesini “yargısız infaz” olarak niteledi. Öğretmenler, sözleşmeli öğretmen uygulaması ile birlikte tam anlamı ile güvencesizliğe terk edildi.

Cezaevindeki öğretmenler

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında kamu emekçilerine yönelik gerçekleştirilen ihraçlar ile birlikte çok sayıda öğretmen de tutuklandı. Tutuklanan öğretmenlerden 26’sı Eğitim-Sen üyesi. Yine KHK ile ihraç edildiği için 212 gündür açlık grevini Sincan Cezaevi Kampüsü Hastanesi’nde sürdüren Semih Özakça da Dünya Öğretmenler Günü’nü cezaevinde karşılayanlar arasında. Farklı araştırma sonuçlarına göre, atanamadığı için 2006 yılından bu yana 42 öğretmen intihar etti.

 ‘Kaygılı eğitim verilemez’

KHK ile ihraç edilen Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Prof. Dr. Necla Kurul, iktidarın büyük ölçüde korku iklimi yaratarak ve yarattığı bu korku iklimi üzerinde okulları itaatkâr hale getirmek amacında olduğunu aktardı. Kurul, sözlerine şöyle devam etti: “Hani Başbakanımız Binalı Yıldırım ‘itaat et rahat et’ dedi ya. Dolayısı ile öğretmenler şu anda iki seçenek ile karşı karşıya. Ya itaat edip rahat edecekler. Ki öğretmenlerin bir kısmı bunu tercih etmiş olabilir. Ürken ve korkan öğretmenler için bunu söyleyebiliriz. Diğer öğretmenler de haklı davalarını itiraz ederek, rahat etmeyerek mücadelelerini sürdürmeye çalışan öğretmenlerdir. Sınırları çizilmiş, çitler içinde yaşayan, İtaat edip korku ile yaşayan öğretmenler sınıfına girdiğinden rutin ve kendisine aktarılmış içeriği anlatır. O içeriği kendisi de özümsemediği için çok yapay ve sahte içeriktir.  O bakımdan ne kadar çabalasa bile, korku ile yetenekleri ve yetileri azaltılmış öğretmen öğrenciye hiçbir şey veremeyecektir. Hep korku kaygılı şekilde eğitim verilmez.”

Selman Güzelyüz/MA

EN SON EKLENENLER