Yeni plan: El Nusra’yı tasfiye

Türkiye ve Rusya, El Nusra’yı tasfiye için Îdlib’te düğmeye bastı. Suriye devriminin başında ÖSO’yu tasfiye için El Nusra kullanılırken, bugün El Nusra’nın tasfiyesi için de Ehrar El Şam kullanılıyor

Eski adı El Nusra olan El Kaide’ye bağlı Fetih El Şam örgütüne karşı Astana görüşmeleri sonrası Suriye’de yeni bir cephe kuruldu. Bu cephenin liderliğini ise yine El Kaide’ye yakınlığıyla bilinen Ehrar El Şam örgütü üstlendi. Söz konusu cepheler arasındaki savaşın yeni merkezi ise Îdlib ve batı Halep hattı oluyor. Bu yeni yapılanmanın altında Türkiye ile Rusya imzası olması dikkat çekiyor.

Yeni cephe

Suriye’nin Îdlib kentinde son zamanlarda El Nusra’nın komuta kademesine düzenlenen suikast saldırıları ve Astana görüşmelerinde çıkan tablo sonrası kentteki çatışmalar yoğunlaştı. Türkiye’ye yakınlığıyla bilinen Ehrar El Şam çeteleri, birçok grubu bir araya getirerek, kentin denetimini elinde tutan El Nusra’ya kaşrı yeni bir cephe oluşturdu.

6 grup Ehrar’la birlikte

Edinilen bilgilere göre; Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) içinde yer alan Sukur-uş Şam (Şam’ın Şahinleri), Ceyşü-ul İslam (İslam Ordusu) İdlib Teşkilatı, Suvvar-uş Şam (Şam Devrimcileri), Cephe Şamiye Batı Halep Teşkilatı, Ceyş-ul Mücahidin (Müzahitler Ordusu) ve Festeqîm Kema Umir grupları, El Nusra’ya karşı Ehrar El Şam ile birlikte hareket etme kararı aldı. Ehrar El Şam söz konusu gruplara yapıcak saldırıları kendisine yapılmış sayacağını duyurdu.

Tasfiye planı

Birleşmiş Milletler’in (BM) “terör örgütleri” listesinde olan El Nusra, 30 Aralık 2016 tarihinde Rusya, Türkiye ve İran garantörlüğünde yapılan ateşkesin dışında tutulmuş ve sonrasında yapılan Astana görüşmelerinde yer almamıştı. Ehrar El Şam ise ateşkesi olumlu karşılamış ancak Astana’ya katılmamıştı. Astana’da Rusya, İran ve Türkiye arasında kurulan üçlü mekanizmada “DAİŞ ile El Nusra’ya karşı ortak mücadele” ve “ılımlı ile radikal grupların ayrıştırılması” kararı alınmıştı.

El Nusra’yı da sattılar

Ancak El Nusra’ya karşı yeni bir cephe oluşturma çabası yeni değil. El Nusra’nın tasfiyesi ve yerine yeni bir örgütün kurulması projesi süreci Halep’in tahliyesi sürecinde başladı. El Nusra için “Neden terörist diyorsunuz” diyerek Batı’ya çıkışan Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 19 Ekim tarihindeki Muhtarlar Toplantısı’nda “Putin ile dün akşam görüştüm, Putin’in bir ricası oldu ve El Nusra’yı Halep’ten çıkarmak için bir çalışma içinde olalım diye mutabakatı görüştük. Ben de arkadaşlara gerekli talimatı verdim” diyerek, El Nusra’nın tasfiye planının devreye konulduğunu itiraf etmişti.

Suikast saldırıları

Halep’in tahliyesinden sonra ise kentteki tüm silahlı gruplar El Nusra’nın denetimindeki Îdlib’e sevk edildi. El Nusra ile Ehrar El Şam’ın başını çekerek oluştururlan Fetih Ordusu’nun Mart 2015’te ele geçirdiği Îdlib’te son günlerde peş peşe çatışma haberleri geliyor. Hava saldırılarının yanı sıra El Nusra’nın birçok emiri kaçırılarak öldürüldü.

Ehrar’ın içi de karışık

Kısa bir süre önce Ehrar El Şam’ın başına geçen Ali El Ömer (Ebu Ammar) Türkiye ile yakın ilişkileriyle biliniyor. Ehrar El Şam aynı zamanda “Fırat Kalkanı” isimli harekatta da yer alıyor. Ama bunun yanı sıra Ehrar El Şam’ın yönetici kadrosunun da bir kısmının bu duruma karşı olduğu ve El Nusra ile çatışmaktan yana olmadığı biliniyor. Ehrar El Şam’ın içinden yeni bir silahlı grubun çıkması ihtimaline karşı yönetim kadrosundan 8 kişinin üyeliklerinin askıya alındığı belirtiliyor.

Bab’ta bir asker yaşamını yitirdi

Bab kırsalında önceki gece Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile DAİŞ arasında yaşanan çatışamlarda bir askerin yaşamını yitirdiği, 5 askerin de yaralandığı bildirildi. Çatışmalarda yaşamını yitiren veya yaralanan ÖSO üyelerinin sayısı ise açıklanmadı. 20 Ocak’ta da 5 asker yaşamını yitirmiş, 9 asker de yaralanmıştı. Resmi açıklamalara göre, “Fırat Kalkanı” isimli harekatta şimdiye kadar 46 asker yaşamını yitirdi.

‘Türkiye, Bab’ta ağır bir bedel ödüyor’

Independent’ın Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn, Türkiye’nin Suriye harekatında “beklenmedik ölçüde büyük kayıplar verdiğini” belirtti. Cockburn, Türkiye’nin temel amacının Efrîn ile Kobanê kantonlarının birleşmesini engellemek olduğunu kaydetti. “DAİŞ’in Ankara’nın öngördüğünden daha kararlı ve ustaca bir direniş” verdiğini söyleyen Cockburn, Cerablûs’ta uygulanan “DAİŞ’in sakal kesme” stratejisinin Bab’ta değiştiğini söyledi.

HABER MERKEZİ

EN SON EKLENENLER