“YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR!”

ALİ ERDOĞAN

Merhum yazar Sebahattin Ali’nin bir eserinden esinlenerek “SIRÇA KÖŞK ÇATIRDIYOR” başlıklı bir yazı yazmıştım. O yazımla ilgili olumlu ve olumsuz görüş iletildi bana. Tüm okurlarıma şükranlarımı sunuyorum. Her zaman onların görüşlerine ihtiyacım var.

Tespitimde yanılmadığımı sanıyorum. Bir yapının yıkılması için önce, çatırdıyor dediğimiz bina bir ses çıkarır; sonra yer yer bina yarılır. Sonunda binanın yerinde sadece molozlar kalır. Molozu görenler: “eskiden burada şahane bir bina vardı” derler.

Yüz yıllar önce halkın dile getirdiği bir söz vardı: “Sultan Süleyman’a kalmayan dünya” derlerdi. Bu söz: Bir Padişah’ın, yenilmez görünen, ülkeleri yöneten liderlerin yaşantısını ve sonuncunu özetler.

İstanbul’da bir seçim yapıldı. İmamoğlu seçimi 13 bin oy fak ile seçimi kazandı. Tek adamın lider olduğu partinin adayı seçimi kazanamadı. Sünni gerekçeler yaratılarak, İstanbul halkın iradesi yok sayıldı. Seçim yenilendi. İstanbul halkı kendi iradelerini tanımayan lidere büyük bir ders vererek 800 000 oy farkıyla tekrar İmamoğlu’nu tercih etti

İktidardaki partiler, bu seçime ülkenin beka sorunu olarak baktılar. Propagandalarını bunun üzerine kurmuşlardı. İmamoğlu seçimi kazandı. Ülke bekasına bir şey olmadı. Her şey yerli yerinde duruyor.

Şunu bilelim ki, halkın iradesi üzerinden hiç bir kuvvetin uzun süre etki yapamayacağı bir kez daha ispatlandı.

Yabancı basın, İstanbul seçimine çok önem veriyorlardı. New York Times: “Erdoğan ağır bir yenilgi aldı”, Alman Die Welt ise, “Erdoğan dönemi sona eriyor” başlığını atmıştı. AKP de kazanlar kaynıyor. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yıpranmamış Maliye bakanı Ali Babacan’la kuracakları yeni parti, AKP’nin sonunu getirecektir. Bu nedenle yolun sonu görünüyor dedik.

Bu seçimde önemli iki faktör, Adayı başarıya götürdü:

BİR: Başta İmamoğlu’nun gösterdiği performans. Alevi felsefesinin mihenk taşı olan “İnsanı” ön plana aldı. Türkü, Kürdü, Çerkez’i, Laz’ı , Kadını, erkeği ve çocukları ayırım yapmaksızın insanı insan olarak içtenlikle kucaklaştı ve kucaklaşacağının güvencesini verdi. Teşbihte hata olmaz misali: bir tokat yiyince öbür yüzünü çevirdi, İmamoğlu. İnsanlara inşaca yanıtlar verdi. Ülkede yeni bir siyasetin yolunu açtı. “İNSANİ SİYASET”. Bu tanım benim değildir. Yazar Ahmet Tulgar’ın, 25 Haziran 2019 tarihli Yeni Yaşam gazetesinde yazdığı “Demirtaş Faktörü ve 3 Fragman başlıklı yazısından aldım. Beni hoş görür umarım.

İKİ: Sağ duyu ile düşünülürse, İstanbul belediye seçiminde siyasal aktör olarak, ülkenin bütünün kaderi üzerinde belirleyici hale geldiği, “Kör Sultan bile görmüştür ki: Türkiye’nin demokrasileşmesı için Türklerin sahip olduğu hakların Kürtlere de verilmesi gerektiğinin bilinen bir gerçek. Buda ancak, Selahattin Demirtaş’ın ve İmamoğlu’nun uyguladığı “İnsani bir siyasetle Türkiye’de yaşam bulur. Bunun yolu: Türkiye’de yaşayan tüm emekçilerin, aydınların, barıştan yana olanların ve ülkede kan dökülmesinden yana olmayanların birlikte demokratik bir ortam yaratarak verilecek bir mücadele ile gerçekleşeceği bilinen bir durumdur.

Düşlerimizin yaşam bulması umuduyla kalın sağlıcakla…

EN SON EKLENENLER