Yusif: Efrîn sorunu Suriye’nin sorunudur

TEV-DEM Yürütme Kurulu Üyesi Foza Yusif, Medya Haber kanalında yayınlanan Özerk Gündem programının konuğu oldu. Gazeteci Derviş Eren’in sorularını yanıtlayan Yusif, Efrîn direnişi, ulusal birlik çalışmaları ve Libya krizini değerlendirdi.

EFRÎN’E KARŞI AHLAKSIZ BİR TUTUM VAR

Efrîn işgalinin ikinci yılını doldurmasına ilişkin konuşan Yusif, dünya devletleri düzenini eleştirerek, “Efrîn işgaline karşı uluslararası güçler deyim yerindeyse ‘üç maymunu’ oynadı. Efrîn direnişine karşı çok ahlaksızca bir tutum var. Efrîn sorunu aynı zamanda Suriye’nin de sorunudur” diyerek soykırım uygulamalarının iki yıldır aralıksız bir şekilde dünyanın gözü önünde sürdürüldüğüne dikkat çekti.

Yusif konuşmasını şöyle sürdürdü: “Efrînli insanlar toprağına çok bağlı insanlardır. O insanlar iki yıldır Şehba’dan kendi topraklarını izliyorlar. Yoksulluk içinde geride bıraktıkları varlıklarına bakıyorlar. Şehba’daki duruş bir direniştir. Toprağa bağlılıktır. Efrînliler geri dönme kararlılığındalar.”

HALKLAR ARASI BİRLİKTELİK YAKALANMIŞTIR

Katıldığı bir toplantıda Dêrazorlu bir kadının “Serêkaniyê vuruluyordu ama biz yaralanıyorduk” sözlerini aktardı.

“Bu söz halklar arasında ortaya çıkan bağlılığı gösteriyor” diyen Yusif, “Özerk Yönetim çatısı altında kültürel, toplumsal ve siyasal anlamda bir birliktelik yakalanmıştır. Bu Araplar, Kürtler, Süryaniler arasında özümsenmiş bir yaşam biçimidir. Bu Ortadoğu’yu oluşturacak bir modeldir” diye konuştu.

ULUSAL BİRLİK KONUSUNDA PARTİLER HALKIN GERİSİNDE

Ulusal birlik çalışmalarının geldiği düzeyi değerlendiren Yusif şöyle konuştu: “Kürt halkı ulusal birlik açısından ruhsal bir birlikteliği yaratmıştır. Efrîn’den sadece PYD’liler çıkmadı. Bir ENKS’li de orada kalamıyor. Kürt denildiği zaman orada yaşam imkanı yok. Düşmanın gözünde Kürtler arasında bir fark yok. Bütün Kürtler birdir ve hedef alınıyor. Halk bunu anladı. İşgal saldırıları halk nezdinde farkındalık ve ulusal bilinç uyandırdı.”

Halkın birliğini sağladığını vurgulayan Yusif, “Eksik olan siyasi güçlerin bunu fark etmesi. Siyasi güçler halkın arkasında gidiyor, geride kalıyorlar. Halkın tutumu bu anlamda daha nettir. Küçük parti çıkarları ulusal birlik önünde engeldir” dedi.

ŞENGAL SALDIRILARI DAİŞ’İN BIRAKTIĞI YERDEN DEVAM EDİYOR

Türk devletinin Şengal’e yönelik düzenlediği hava saldırılarını ise Yusif şöyle yorumladı: “Zerdeşt Şengali DAİŞ’in kılıcından kurtulan bir Kürt insanıydı. Onun için manşetlerde ‘terörist’ diyorlar. Halbuki Zerdeşt orada doğmuş, orada büyümüş ve DAİŞ katliamından tesadüfen kurtulmuş biridir. DAİŞ’liler Zerdeşt’i öldüremedi. Ama DAİŞ’in yarıda bıraktığı soykırımı Türk devleti tamamlıyor.”

TÜRKİYE’NİN VARLIĞI ENGELLENMEZSE LİBYA İKİNCİ BİR SURİYE OLUR

Libya krizinin çözümü için Berlin konferansında bir araya gelen devletlere çağrıda bulunan Yusif, “Libya’yı yeni bir Suriye’ye dönüştürmek istemiyorlarsa Türkiye’nin Libya’daki garantörlüğünü kabul etmemeleri gerekir. Libya’daki savaş Türkiye’den geçiyor. Türkiye gittiği her yere savaş, yıkım ve kan götürüyor” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin bir “terör coğrafyası” oluşturup dünyayı bununla tehdit ettiğini sözlerine ekleyen Yusif, “Türkiye’nin Suriye’deki rolü neydi? Türkiye nereye barış götürdü ki Libya’ya barış götürsün? Türkiye bir savaş organizatörüdür. Nasıl bir barış garantörü olabilir?” diye sordu.

Libyalıların Suriye’de yaşananlardan ders çıkarması gerektiğini de dile getiren Yusif konuşmasını şöyle bitirdi: “Suriye’de oluşan durumun Libya’da tekrarlanmaması lazım. Libya’nın selameti açısından Türkiye’nin oradan uzak tutulması gerekiyor. Böyle olmazsa Libya ikinci bir Suriye haline gelecektir.”

 

 

 

EN SON EKLENENLER