90’larda kadınların tarihi de silik: ‘Fotoğrafı Kaldırmak’

Hakikat Adalet Hafıza Merkezi ‘90’larda eşi zorla kaybedilen kadınlara dair hazırladığı ‘Fotoğrafı Kaldırmak’ raporuyla, kadın belleğinin insan hakları mücadelesindeki  yerine dikkat  çekiyor

Hakikat Adalet Hafıza Merkezi Hafıza Çalışmaları birimi tarafından 2014 yılında hazırlanan “Fotoğrafı Kaldırmak” isimli rapor, eşi zorla kaybedilen kadınların hikayelerine odaklanıyor. Cizîr (Cizre), Hezex (İdil), Silopiya (Silopi), Basan (Güçlükonak), Qilaban (Uludere), Şirnex (Şırnak), Amed ve İstanbul’da 33 kadınla yapılan görüşmeler sonucu oluşturulan raporda, çatışma ve savaş durumlarının cinsiyet temelli analizi de yer alıyor.

Tarihsel arka planın da yer aldığı ve ‘zorla kaybetmelerin cinsiyeti’, ‘saha çalışmasında ortaya çıkan veriler’ gibi başlıklardan oluşan kitabın son bölümü çözüm önerileri de içeriyor. Kitabın önsözünde, dünyanın her yerindeki insan hakları mücadelesinin kadınların da deneyimleri eklenerek yapılması gerektiğine işaret ediliyor:

Dünyadan deneyimler

“Bu alanı ‘cinsiyetlendirme’ ihtiyacı sadece Türkiye’ye de has değil üstelik. Dünyanın her yerinde aktivistler, yazarlar, araştırmacılar, hak savunucuları insan hakları alanının kadınların deneyimini içererek yeniden kurulması için mücadele ediyor. Örneğin Arjantinli kadınların maruz kaldığı devlet terörü pratikleri üzerine çalışan araştırmacı Nancy CaroHollander, 1980’li yıllarda Latin Amerika’da ağır ve sistematik insan hakkı ihlalleri belgelenirken kadınların yaşadığı özel ihlalleri anlatma, yazma ve ortaya koyma sürecinde ne kadar zorlandıklarını anlatıyor.”

Kadınlar kendisi anlatıyor

Raporun başka bir dikkat çeken bölümü de yine, kadınların savaş ve çatışma dönemlerinde oluşturdukları bellekler üzerine. “Bu toplumsal belleğin kurulması aşamasında kadınların savaş ve çatışma dönemlerinde, otoriter rejimler altında neler yaşadıklarının açığa çıkarılması da büyük önem taşıyor. 90’ların tarihi ne kadar yazılmadıysa, o dönem içinde kadınların tarihi de bir o kadar silik” ifadelerinin yer aldığı bu bölümde, hakikatin çıkartılmasının önemine de vurgu yapılıyor.

Raporun, en önemli bölümü ise zorla kaybedilen eşlerini anlatan kadınların ifadelerinden oluşuyor. Çoğunluğu Kürtçe yapılan bu görüşmelerin sonucu, kadınların travmalarını da içeriyor. Rapora göre, kadınların kendilerini kamusal alanda Kürtçe olarak ifade edememeleri, kendilerini anlatamama açısından büyük sorunlara neden oluyor. Kürtçenin yasal olmayan statüsü, kadınların kendilerini ifade etmesinde erkeklere olan bağımlılığı da arttırıyor. Bu da erkek egemenliğini güçlendirici bir role yönlendirirken, kadınlar ve erkekler arasındaki ayrımları derinleştiriyor.

Evrim Kepenek /Amed-Şûjin

EN SON EKLENENLER