Devlet kadınları korumak zorunda

HABER MERKEZİ

Anayasa Mahkemesi (AYM), İzmir’de işlenen kadın cinayeti sonrası ihmali olduğu iddia edilen kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verilmemesi nedeniyle yaşam hakkının, koruma ve etkili soruşturma yükümlülüğü bakımından ihlal edildiğine hükmetti.

Resmi Gazete’de yer alan karara göre, İzmir’de yaşayan V.A. ve S.E., 2013’te boşandı. Evliliklerinden doğan çocuklarının velayeti mahkemece anne S.E.’ye verilirken, çocuğun hafta sonu baba V.A.’da kalmasına karar verildi. Boşanmanın ardından S.E., çeşitli nedenlerle ve farklı tarihlerde fail erkek tarafından ölümle tehdit edildi, sözel ve fiziksel şiddete maruz bırakıldı. Kadın, bu nedenle adli makamlara başvurarak iki kez tedbir kararı aldırdı; ama bu kararlara rağmen şiddet ve tehditler devam etti. Son olarak cinayetten bir ay önce verilen ve diğer tedbirlerden farklı olarak failin kadına 100 metreden fazla yaklaşmasını engelleyen tedbir kararı ise zanlıya tebliğ bile edilmedi.

SAVCI: SEN YİNE NİYE GELDİN?

Kadın, öldürülmeden yalnızca 16 gün önce savcılığa yine dilekçe vererek V.A.’nın koruma kararlarını ihlal ettiğini bildirdi, failin çocukla şahsi ilişki kurması yönündeki kararın kaldırılmasını ve tutuklanmasını talep etti. Başvurucunun iddiasına göre S.E., söz konusu dilekçeyi sunarken savcı kendisine “Sen yine niye geldin?”, “Çan çan çan bu ne çene, sizinle mi uğraşacağız” gibi ifadeler kullandı.

S.E., son tedbir kararının bittiği 23 Aralık 2013 günü çocuğun teslimi sırasında, V.A. tarafından bıçakla öldürüldü.

MAHKEMEDEN İYİ HAL İNDİRİMİ

Olaya ilişkin yapılan yargılamada mahkeme, “kasten öldürme” suçundan sanığı müebbet hapse mahkûm etti; ancak “V.A.nın sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası etkilerine göre” verilen cezada indirim yaparak 25 yıl hapis cezasına hükmetti. Kadının ailesinin yanı sıra Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İzmir Barosu ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu kararı temyiz etti; ancak Yargıtay kararı onadı. Olayda sorumluluğu olduğu iddia edilen kamu görevlileri hakkında soruşturma izni de verilmedi.

Bunun üzerine öldürülen kadının annesi, “kadına yönelik şiddete ilişkin koruyucu ve önleyici tedbirlerin kamu görevlilerinin ihmali ile etkin olarak uygulanmaması sonucunda ölümün gerçekleşmesi ve ihmali bulunan kamu görevlileri hakkında cezai takibat yapılmaması gerekçeleriyle yaşam hakkının ihlal edildiğini” belirterek 2018 yılında AYM’ye başvurdu. Yüksek Mahkeme, yaşam hakkının, koruma ve etkili soruşturma yükümlülüğü bakımından ihlal edildiğine hükmetti.

KAMU MAKAMLARI TEHLİKEYİ BİLİYORDU

AYM’nin kararında, başvuru konusu olayda yaklaşık 6 aylık dönemde kolluk kuvvetlerine yansıyan şikâyete konu birden fazla olayın gerçekleştiğine dikkat çekildi. Bu kapsamda birden fazla tedbir kararının alındığı belirtilen kararda, “kadına karşı şiddetin önlenmesi noktasında görevli/yetkili ve aynı zamanda işbirliği/koordinasyon içinde olması gereken kamu makamlarının, maktule yönelik gerçek ve yakın bir riskin varlığından haberdar olduğunun, yaşamsal açıdan ciddi sonuçlar doğuracak bir saldırıyı tahmin edebilecek konumda bulunduğunun açık olduğuna” işaret edildi.

Kararda, kadının öldürülmesi ile sonuçlanan süreçte yakın temasta bulunulmasını yasaklayan tek karar olan son tedbir kararının faile tebliğ edilmediğine işaret edilerek, alınan tedbir kararlarının gereği gibi takip edilmediği vurgulandı.

Öldürme olayının ebeveyn görüşmesi için çocuğun teslimi esnasında gerçekleştiği anımsatılan kararda, “İlgili kamu makamlarının somut süreci gözeterek müşterek çocuğun teslimi veya ebeveyn görüşmesi ile ilgili bir değerlendirme yapmamış olması da hayati tehlikenin önlenmesi için gereken önlemlerin alınmadığına, kanunun etkin ve pratik bir şekilde uygulanmasına yönelik adım atılmadığına işaret eden bir diğer ciddi ihmal/özensizliktir” dendi.

SORUŞTURMA İZNİ VERİLMELİYDİ

Kararda, kamu makamlarının ellerindeki kamusal gücü, yaşamı koruma yükümlülüğü doğrultusunda etkili bir biçimde devreye sokmadığı belirtildi. Şikâyet edilen kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verilmediğine dikkat çekilen kararda, şu ifadeler de yer aldı:

“Soruşturma izni prosedürü, ceza yargılamasının işleyişini geciktirecek ve soruşturmanın etkin olarak yürütülmesine engel olacak şekilde ya da kamu görevlilerinin ceza soruşturmasından muaf tutulduğu izlenimini oluşturacak biçimde uygulanmamalıdır. Kişilerin yaşamı üzerinde ortaya çıkan risklerin en aza indirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması konusunda sorumluluğu bulunan kişilerin tespit edilebilmesi ve tespit edilen sorumluluklar karşısında devletin göstereceği yargısal tepki, benzer olayların yaşanmaması bakımından da önem taşımaktadır.”

13 ŞİKÂYET VAR, ŞİDDET FAİLİ HÂLÂ DIŞARIDA!

AYM kararının Resmi Gazete’de yayımlandığı gün Adana’dan gelen bir haber dikkat çekti. A.O. adlı 33 yaşında bir kadın, kendisini üç kez öldürmeye çalışan eski sevgilisi S.B. adlı erkek hakkında tam 13 kez şikâyette bulundu ama fail halen yakalanmadı. S.B.’nin kadını silahla vurduktan sonra tutuklandığı, 4 ay sonra tahliye edildiği, kasten yaralama suçundan 2 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldığı, ardından kadını usturayla yüzünden yaraladığı ve kaçtığı öğrenildi. A.O. DHA’ya yaptığı açıklamada, “İlk silahlı saldırısından yara almadan kurtuldum. İkincisinde bacaklarıma 4 kurşun isabet etti, üçüncü saldırısında ise yüzümü kesti. 3 kez ölümden döndüm, 13 kez şikâyetçi oldum. Hâlâ tehdit ediyor. Bir ilişkiyi istemediğim için ölmek istemiyorum. Sesimi duyun” dedi.

EN SON EKLENENLER