Diyanet Başkanı’nın aradığı yanıt AKP’nin kadın politikalarında

Suriyeli Emani El-Rahmun ile 11 aylık oğlu Halaf El-Rahmun’un cenaze namazını kıldıran Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in, “Bize ne oldu ki, biz vicdanımıza ve merhametimize sığınan bebeğin katili olduk?” sorusunun yanıtı AKP’nin OHAL sonrası kadına yönelik politika ve cinsiyetçi söylemlerinde yatıyor.

Sakarya’nın Kaynarca ilçesinde işkence edildikten sonra öldürülen Suriyeli 9 aylık hamile Emani El-Rahmun (20) ile 11 aylık oğlu Halaf El-Rahmun’un cenaze namazını kıldıran Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Bize ne oldu ki, biz vicdanımıza ve merhametimize sığınan bebeğin katili olduk?” diye sordu. Görmez’in bu sorusunun cevabı ise, hükümetin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Olağanüstü Hal’in (OHAL) ilan edilmesi süreci ile başlayan ve hala devam eden kadınlara yönelik cinsiyetçi politikalarda yatıyor.

OHAL’in sokaklarda arttırdığı “erkeklik”, evde, otobüste, parkta, iş yerinde yani yaşamın her alanına şiddet ve cinsel saldırı olarak yansırken, kadınlar için güvensiz bir ortam yarattı.

OHAL sonrası AKP’nin cinsiyetçi söylem ve politikalarından bazıları şöyle:

* Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) kadına yönelik şiddet raporuna göre, geçtiğimiz yıl OHAL’in ilan edildiği Temmuz ayından bu yana 382 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Yine Platformun derlediği raporlara göre, kadına yönelik şiddet OHAL döneminde iki kat artarken, cinayetler ise, savaş yöntemleriyle işlendi.

* AKP, cinsel istismar olaylarında caydırıcı çözümler bulmak yerine kamuoyunda ‘Hadım Yasası’ olarak bilinen ve çocuklara yönelik cinsel istismarda bulunanlara testosteron azaltıcı tedavi uygulanmasını içeren yasa maddesi TBMM Adalet Alt Komisyonu’nda kabul edildi. Türkiye’nin imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi ve ‘modern hukuktan’ uzak getirilmeye çalışılan uygulamaların çözümü değil, cinsel şiddet ve çocuk istismarını daha da artıracak şeklinde değerlendirildi.

* Darbe girişiminin ardından başlatılan ‘cadı avı’ ile gözaltında cinsel şiddet arttı. Kadın ve insan hakları örgütleri, kadınlara yönelik gözaltında cinsel şiddettin OHAL ile birlikte iki kat arttığını belirtti.

* OHAL ilanının ardından hükümet ilk iş olarak Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkartarak birçok derneği kapattı. Bu dernekler arasında, kadına yönelik şiddet konusunda kadınların danışabileceği ve sığınabileceği yüzlerce dernek yer aldı.

* OHAL sonrası başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP’nin ‘idam’ gibi şiddeti körükleyen açıklamaları ve intikama dayalı uygulamaları getirmeye çalışılması kadın cinayetlerindeki vahşetin önünü açtı. Trabzon’da yaptığı bir konuşmasında gündemine idamı alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Bir adam gibi ölmek var bir de madam gibi ölmek var’ sözleriyle cinsiyetçi açıklamalarda bulundu.

* Kayyum atanan Demokratik Bölgeler Partisi’ne (DBP) ait belediyelerde eşit temsiliyeti öngören eşbaşkanlık feshedilirken, 43 kadın kurumundan 36’sına kilit vuruldu.

* Neredeyse her gün kadınlar, sokaklarda cinsel saldırıya maruz kaldı. Hamile olduğu için parkta spor yapanından ‘şort ya da mini etek giydi’ gibi bahanelerle kadınlar erkekler tarafından cinsel saldırıya maruz bırakıldı. Saldırının ardından hükümet yetkilileri, saldırıyı meşrulaştırıcı açıklamalar yaparken, yargı ise fail erkeği aklamaktan geri durmadı. Bunun en somut örneği ise, 2016 Temmuz ayında İstanbul Çekmeköy’de bindiği belediye otobüsünde ‘şort giydiği’ için Ayşegül Terzi, Abdullah Çakıroğlu adlı erkek tarafından tekmelenmesi olayıydı. Kadınların tepkisine neden olan olayda Çakıroğlu tutuklansa da ilk duruşmada kendini ‘İslam hukukuna göre davrandım’ sözleriyle savunarak tahliye edildi. Başbakan Binali Yıldırım ise, tekmeli saldırıya ilişkin erkeklere, ‘Hoşuna gitmeyebilir, mırıldanırsın’ tavsiyesinde bulundu. Yine geçtiğimiz ay Melisa Sağlam, İstanbul Pendik’te bindiği minibüste Ercan Kızılateş tarafından saldırıya uğradı.

EN SON EKLENENLER