El emeği göz nuru tasarımlarını satarak geçiniyorlar

Mersin’de el emeği göz nuru tasarladıkları takı, toka, atkı gibi ürünleri tezgâhlarda satarak geçimini sağlayan kadınlar, ekonomik özgürlüklerinin mutluluğunu yaşıyor. Hayriye Keser, “Bu iş bana kimseye boyun eğdirmemeyi, el açtırmamayı öğretti” dedi.

Mersin merkezde bulunan Atatürk Parkı’nda stant açan kadınlar, yaptıkları takı, toka, kolye, küpe gibi birçok ürünü satarak geçimini sağlıyor. Hayal güçlerini kullanarak şekil verdikleri takılar, yoldan geçenlerin dikkatini çekiyor. Yıllarca sahilde açtıkları küçük tezgâhlar ile yaz kış demeden çalışan kadınlar, ezilen ve yok sayılan hemcinslerinin evlerinde oturmamaları gerektiğini, üreterek kendi ayakları üstünde durarak, ekonomik özgürlüklerine ulaşmaları gerektiğini belirtti.

Yaklaşık 15 yıldır hemen hemen her gün sahilde tezgâh açan Leyla Muştu (60), yıllar önce eşinin rahatsızlanmasından sonra çalışmak zorunda kaldığını ve bu sayede sahili keşfedip, bileklik, kolye gibi takılar satmaya başladığını söyledi. İlk zamanlarda tezgâhının çok küçük olduğunu ama yine de çalışıp para kazanarak çocuklarına bakabildiğini dile getiren Muştu, ürünlerinin tasarım olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Yıllar boyunca o kadar çok ürün tasarladım ki gerçekten çoğunu hatırlamıyorum. Aklıma birden bir model estiğinde muhakkak oturup o modeli tasarlarım ve bitirmediğim müddetçe de kalkmam. İşimi severek yapıyorum. Bazen düşünüyorum da keşke daha önceleri çalışsaydım tasarımlar yapsaydım.”

‘KADINLAR ÇALIŞMALI’

Gündelik yaşamda üzüntü, acı gibi birçok zorluk çektiğini fakat tasarımlar ile uğraştığında tüm bu sıkıntılarının geçtiğini ifade eden Muştu, “Tasarım için gerekli olan ürünler sadece taş şeklinde Adana’dan geliyor. Biz de o taşları kullanarak model verip tasarlıyoruz. Taşları biz seçip yapıyoruz. Tasarlarken de kendimden geçiyorum” dedi. Kadınların her türlü zorluk ile karşılaşabileceğini ve bunun için ise çalışmaları gerektiğini söyleyen Muştu, “Kadınlar kendi ayakları üzerinde durmalılar. Bir kadın kendini işe vermeli. Kadınlar emek verip zorlanabilirler; ama bu şekilde daha rahat yaşarlar. Kadın üretkendir, çalışkandır. Kadınlar çalışmalıdır” dedi.

‘KİMSEYE MUHTAÇ DEĞİLİZ’

Hayriye Keser (42) ise, tasarım işine ilk önce merakla başladığını fakat daha sonra ise çalışma zorunluluğundan kaynaklı bu işi yaptığını dile getirdi. Keser, eşi ile boşanmasından sonra tasarım işini öğrenmek için Halk Eğitim Merkezi’ne gittiğini ve öğrendikten sonra da sahilde kendisine bir tezgah açarak bere, şapka, eldiven, takı, toka gibi ürünler sattığını söyledi. Eşi ile boşandıktan sonra iki çocuğunun bakımının kendisine kaldığını dile getiren Keser, “Çocuklarıma ben bakıyorum. Tasarım işi bizi sadece kimseye muhtaç etmiyor. Allah’tan başka kimseye muhtaç kalmayayım diye bu işi yapıyorum” dedi.

‘KİMSEYE BOYUN EĞDİRMEMEYİ ÖĞRETTİ’

Yaptıkları tasarımlara kendilerinden de bir parça koyduklarını ifade eden Keser, “Her tasarımda farklı bir şey ortaya çıkıyor. Tasarımı yaparken o an neyi düşünüyorsan yaptığın tasarıya işliyorsun ve çok farklı bir şeyler ortaya çıkıyor. İşin içine sevginizi kattığınız zaman iyi şeyler ortaya çıkıyor. Bu iş bana kimseye boyun eğdirmemeyi, el açtırmamayı öğretti. Bu iş bana huzur veriyor” diye konuştu. Kadınların kendilerine güvenmeleri ve ayakları üstünde durmaları gerektiğini dile getiren Keser, “Biz kadınlar hiçbir şey yapamazsak evimizde oturup bir yazma bile satıp kendimize bakabiliriz. Kimseye muhtaç değiliz” diye konuştu.

Ergin Çağlar – dihaber

EN SON EKLENENLER