Emeğin, şifanın ve bereketin taşıyıcısı oldu

 Ömrünün son 30 yılını politik, ekonomik ve toplumsal mücadeleyle geçiren Belkıs Aşan, emeğin, şifanın ve bereketin sembolü olarak anılıyor. Aşan, kadınlara 8 Mart için “Bir araya gelip ne kadar güçlü olduğumuzu göstermemiz gerekiyor” diye çağrı yaptı.

Türkiye, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne kadına yönelik taciz, cinsel saldırı, cinayet ve sömürünün arttığı günlerde giriyor. Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarında 8 Martı karşılayan kadınlar, şiddet ve baskı politikalarına karşı seslerini yükseltiyor.
Ülke genelinde kadına yönelik artan baskıya karşı mücadelesinden taviz vermeyenlerden biri de 68 yaşındaki Belkıs Aşan. Van’ın Başkale ilçesinde yaşayan Aşan, başına gelmiş bütün olumsuzluklar ve acılar karşısında ayakta kalmayı başarmış bir kadın. Onu tanıyan, yaşamının herhangi bir dönemine tanıklık etmiş sayısız insanın dilinden düşürmediği “Belkıs Ana” ilçede, emeğin, şifanın ve bereketin sembolü olarak anılıyor.
BAŞKALE’DEN İRAN’A UZANAN BİR YAŞAM 
Başkale’den İran’a uzanan yaşam yelpazesinde 30 yıl geçiren Aşan, şimdilerde Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde çocukları ve torunuyla yaşıyor. İlerleyen yaşına rağmen iyi ve kötü günün vazgeçilmezi olan Aşan, yaşamını, “Keşke bir kamera olsaydı da son 30 yılı adım adım çekebilseydi” sözleriyle özetliyor.
Bütün ülkelerin tarihsel geçmişinde yaşadıkları iç savaşların, olumsuzlukların ve politik çekişmelerin en büyük nedeni olarak kadınların fikirlerinin yok sayılmasını gösteriyor Aşan. 2 kız çocuğunu ve eşini genç yaşlarda kaybeden Aşan, zamansız gelen bunca ölümün kendisini nasıl güçlü kıldığını belirterek, geriye kalan çocuklarının kendisinden güç alarak hayatlarını sürdürebildiğini söylüyor.
‘TRAFİK KAZASINDA 2 KIZIMI VE EŞİMİ KAYBETTİM’
11 çocuk annesi Aşan, zorlu geçen yaşamıyla ilgili şunları söyledi: “Eşim hastalıktan dolayı hiçbir işte çalışamıyordu. Ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. İlk iş olarak dağlarda pancar toplayarak geçimimi sağlamaya başladım. Topladığım otları satar eve şeker, un, yağ yani en temel ihtiyaçlarımızı alarak geçinmeye çalışırdım. Yine baba tarafım varlıklı bir aileydi; ama ben bir gün bile onlara el açmadım, yardım istemedim. Kimse bilmez insanın ne halde olduğunu. Bazen evimizde yiyecek kuru ekmeğimiz olmazdı. Bir gün sadece 5 liram vardı, gittim onunla biraz un aldım. Ekmek pişirdim ve sadece o ekmeği yedik. Sonra yine o kuru ekmekle dağlara gidip ot toplayıp tekrar geçimi sağlardım. 2003 yılında eşim ve 2 kız çocuğumun kaza yaptı. Kızlarımdan biri 20 yaşında, diğeri de 19 yaşındaydı. Doktor için Ankara’ya gittiler, dönüşte Hoşap yolunda kaza yaptılar ve 3’ünü trafik kazasında kaybettim. Hayatımın en önemli varlıklarını 3’ünü aynı gün kaybettim. Bu çok büyük bir acıdır.”
İRAN’DAN GETİRDİĞİ YÖRESEL KIYAFETLERLE GEÇİMİNİ SAĞLADI 
Yaşadığı acı karşısında ağlamadığını, aksine etrafındaki çocuklarına ve yakınlarına kedisinin moral verdiğine dikkat çeken Aşan, kazanın üzerinden geçen bir haftanın ardından 9 çocuğunu etrafına toplayarak onlara cesaret vermekle işe koyulduğunu dile getirdi. Bir oğlu PKK’ye katılan Aşan, geri kalan çocuklarını da İran’dan getirdiği yöresel kıyafetleri satarak büyüttüğünü söyledi. Aşan, “Çocuklarım kimsesizliği yaşamasınlar istiyordum. Her şeye rağmen yaşadığım acıları bir gün bile birine yansıtmadım. Dimdik ayaktaydım, bazen param olurdu, bazen olmayınca kuru ekmekle yetiniyorduk” dedi.
TOPLADIĞI BİTKİLERDEN ŞİFALI OTLAR YAPIYOR 
“Neden bir kadın özgür olamıyor, bir işte çalışamıyor?” diye soran Aşan, “Başkale’deki erkeklere kalsa kadınlar hiçbir yere gidemeyecek. Bir annenin başaracaklarını hiçbir erkek başaramaz. Hani, bir söz vardır; ‘Bir anne külün içinde bile çocuklarına bakar; ama bir baba altının içinde bile yaşasa da çocuklarını yetiştiremez’ derler. Bu bir Kürt sözüdür. O yüzden kadının emeğine bakmak lazım. Ona haksızlık etmemek gerekiyor. 30 yıldır gitmediğim, yapmadığım iş kalmadı. Belki inanmayacaksınız; ama Başkale’de ayak basmadığım dağ, yayla kalmadı. Ne ben ne çocuklarım açlıktan ölmeyeceğiz mesajını vermek istedim. Çalışmaktan ellerim ayaklarım nasır tutabilir, bu hiç önemli değil. Ama gece kafamı yastığa koyduğumda içimde huzur var. Topladığım birçok şifalı bitkiden, zamanla ilaçlar yapmaya başladım. Kimseden kuruş para almazdım, kadınlar, yaşlılar yanıma gelirdi. Sırt, bel ağrısı çekenler, ya da kırıklarda yanıklarda hep onlara ilaç yapardım. Komşuları ya da ilaç için yanıma gelen kadınları etrafıma toplar, onlara da öğretirdim” dedi.
4 YIL EŞBAŞKANLIK YAPTI 
Bir dönem Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) ilçe çalışmalarına katılan ve 4 yıl boyunca eşbaşkanlık yapan Aşan, parti içinde çalışan herkesin kendisine saygı duyduğunu söyledi. Siyasetteki çalışmaların kendisinde değişimler yarattığını dile getiren Aşan, “Bir kızım 4 yıl önce eşiyle anlaşamadı, boşandı. Oğluyla benim yanımda yaşıyor. Hep ona, ‘Sen benim evladımsın senden vazgeçmem. Benim hayatımdan örnek al, cesaretli ol’ diyorum” dedi.
KADINLARA 8 MART ÇAĞRISI
Ömrünün en genç dönemlerinden itibaren yaşadığı ölümler karşısında hayata daha güçlü sarıldığına vurgu yapan Aşan, “Kadınlar isterse her türlü zorluğa aşabilir” dedi. Bu yıl, kutlanacak 8 Mart etkinliklerine çağrıda bulunan Aşan, “Önümüzdeki 8 Mart hepimiz için önemli bir gün. Yine kadınlar bütün renkleriyle, türküleriyle bu günü kutlamalıdır. Kadınlar bu kadar çok ölümün, şiddetin karşısında cesaretle toplanabilmelidir. Bir araya gelip ne kadar güçlü olduğumuzu göstermemiz gerekiyor” diye konuştu.
MA / Nimet Ölmez 

EN SON EKLENENLER