Güney Kürdistan’da kadına şiddet artıyor: ‘Zihniyet devrimine ihtiyacımız var’

Güney Kürdistan’da kadına yönelik artan şiddete ilişkin değerlendirmelerde bulunan Güney Kürdistanlı avukat, kadın hakları savunucuları ve öğretim üyelerinin ortak kaygısı şiddetin normalleştirilmesi.

Öğretmen olan Kamuran Mele Mihemed, toplumda en önemli sorunun kadının ‘ikinci sınıf’ olarak görülmesi olduğunu ifade ediyor. Modern toplumlarda da kadınlara yönelik şiddet olduğuna vurgu yapan Kamuran Mele Mihemed, “Ancak şiddetin şekil ve çeşitleri değişmiş durumda. Modern toplumlarda kadın insan değildir denilmiyor, ama şüpheyle kadın deniliyor. Kadına karşı tüm bu uygulamalara rağmen kadınlar bu dönemi aştıklarını belli ediyorlar. Bu da kadının değil, biz erkeklerin kadına bakışının zayıf olduğu anlamına geliyor” diyor.

Mücadele etmeliyiz

Sosyolog Azad Celal de şiddetin toplumsal bir organizasyonla ilgili olduğunu, dolayısıyla yalnızca kadını etkilemediğini belirterek, “Hepimiz şiddet kurbanıyız” yorumunu yapıyor. Celal sözlerine şöyle devam ediyor: “Oldukça radikal bir devrime ihtiyacımız var. Mevcut görüşler ve formlar üzerinde değişim yapılmalı, kişilerin fikirleri değişmeli.”

Kürdistan Parlamentosu Sivil Toplum İşleri Komisyonu Parlamenteri Bihar Abdurahman da şu değerlendirmeyi yapıyor: “Şiddetin bir tarihçesi var. Dünyanın her yerinde kadınlar şiddete maruz kalıyor. Buna karşı mücadele etmeliyiz.”

Avukat ve Kadın Hakları aktivisti Tanya Tahir ise şu sözleri belirtiyor: “Kadına karşı şiddette bir kısım değişiklik var. Siyasi şiddet, Güney Kürdistan’da kadına karşı sürekli uygulanıyor. Bir iradenin olmayışı ve Kürt siyasi yetkililerden duyulan umutsuzluğa karşı kadın çalışması var.”

Şiddetle ilgili birçok dosyayla ilgilenen Avukat Evin Abdurahman Sofi de kendilerine gelen dosyalara dikkat çekiyor: “Bize gelen dosyaların çoğunda kadınlar boşanma korkusuyla, yaşamda mağlup olma korkusuyla şiddete karşı sessiz kalıyor. Böylece kadın yine kurban oluyor.”

SILÊMANÎ / ROJNEWS

EN SON EKLENENLER