İran rejiminin katlettiği Mahsa Amini protestolarına Alevi kadınlardan destek!

İran rejimi tarafından zorunlu başörtüsünü kurallara göre takmadığı iddiasıyla gözaltına alınıp işkence sonucu katledilen Mahsa Amini için kadınların başlattığı eylem bütün dünya ülkelerinde protestolarla destek buldu. Türkiye’deki Alevi kadınlar da İran rejimini protesto ederek “Artık bir kadın devrimi, kadınların öncülük ettiği bir değişimin olduğu dünya söz konusu. İyi bir hamle” şeklinde yorumladılar. 

İran’da zorunlu ‘başörtüsü kurallarına uymadığı’ gerekçesiyle “ahlak polisleri” tarafından gözaltına alındıktan sonra yaşamını yitiren 22 yaşındaki Mahsa Jîna Amini’nin ölümünün ardından protestolar sürüyor. 17 Eylül’de kadınların öncülüğünde başlayan protestolar, dünya genelinde de karşılık buldu.

Türkiye Alevi hareketi içerisindeki kadınlardan da yapılan protestolara destek geldi. Alevi örgütleri henüz kitlesel bir açıklama yapamasa da Alevi kadınlardan yapılan eylemlere destek geldi.

“İYİ BİR GELİŞME OLACAKTIR”

Alevi Bektaşi Federasyonu Kadından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Elif Keleşo, sağlık nedenleri sebebiyle protestolara katılamadığını belirterek, Amini’ye olan sahiplenmenin çok değerli olduğunu belirtti. Elif Keleşo, İran’daki kadınların ilk defa başörtülerini yakmaya başladıklarını vurgulayarak, “Bu itiraz ardından ciddi bir ayaklanma yaşandı. Bunun İran için iyi bir hamle olduğunu düşünüyorum. Kadınlar bir kez daha İran’da kaybettikleri, yok sayılan güçlerini göstermeye başladı. Bu hamle kadın özgürlüğü için iyi bir gelişme olacaktır” dedi.

Elif Keleşo, Alevi kadınların, İran’daki gelişmelere uzak kalmadığını söyleyerek, “Bizler bu gündemin içerisindeyiz. Alevi erkekleri de ön plandalar ve bu eylemleri sahipleniyorlar. Belki de basın önünde pek görünür olamadık. Bunun da sebebi, kadın örgütleri ile birlikte hareket etmemizden kaynaklanıyor. O nedenle biz Aleviler olarak gündeme gelmedik” şeklinde konuştu.

“MUHALEFET KADINLAR ÜZERİNDEN OLUŞUYOR”

Hünkar Hacı Bektaş Veli Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Emel Uzman da İran’da yapılan protestoları anlamlı bulduğunu ifade etti. Uzman, kadın devriminin önemine dikkat çektiği açıklamasında şunları söyledi:

“Baskının yoğun olduğu ülkelerin dışında bizim gibi ülkelerde de yaşamımızı sosyal ve kültürel dünyamızı değiştirmeye çalışan, özellikle Cumhuriyet değerlerinden, laiklikten, medeni yasadan uzaklaşan, neredeyse şerri hükümleri yaşamımıza yavaş yavaş sokmaya çalışan bir yöntem bu. İran’da yapılan protestoları son derece anlamlı buluyorum. Öyle görünüyor ki dünyada eğer bir değişim söz konusuysa bu kadın devrimi ile olacaktır. Dünya nezdinde muhalefet kadınlar üzerinden oluşuyor. Dünyanın her yerinden İran’a destek geldi. Bu anlamlı bir dayanışma oldu. Kolay kolay da bitecek bir eylem değil. Çünkü insanların yaşam biçimlerini değiştirip eril, gerici dünyalarının karanlığını dayatıyorlar.

İran’daki eğitimli kadınlar dünyaya farklı bakarken böyle bir baskı altına girmeleri sonucu bir protesto olacaktır diye beklerken yaşananlar bu işin önünü açtı. Bence bu protestolar, kavgalar devam edecektir. Dünyanın her yerinde de dayanışmalar sürecektir. Ülkemizde de bu çok yaygın. Her ilde sahip çıkan, destekleyen protestolar var. Artık bir kadın devrimi, kadınların öncülük ettiği bir değişimin olduğu dünya söz konusu.

“BİR HAZIRLIK ÇALIŞMASI VAR”

Emel Uzman, İran’daki protestoların Alevi kadınları tarafından daha fazla sahiplenilmesi gerektiğini ifade ederek, “Yapılan bütün eylemlerin içinde Alevi kadınlar var. Kurumsal anlamda eylem noktasında gecikmiş olunabilir ama bütün yapılan eylemlerde mutlaka Alevi kadınların olduğunu görüyoruz. Ancak Alevi kadınların öncülüğünde de bir eylem ihtiyacı doğmuştur. Bu yönlü de bir hazırlık çalışması var” dedi.

“TAKVİME DÜŞECEK BİR NOT OLACAKTIR”

Emel Uzman, dayanışmanın daha fazla büyütülmesi gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti:

“Dünyaya İran’dan ses gidiyor. Görünen o ki mücadele sadece kadın mücadelesi değil. Yaşamın her alanındaki baskıya karşı bir mücadele bu. Dünyadaki sisteme karşı bir mücadele diye bakmak lazım. Ama oradaki çıkış noktası kadına yapılan, kadının yaşamına direkt müdahale ile ortaya çıkan bir şey. Orada kadınları yalnız bırakmayan erkekleri de anımsamak lazım. Birlikte mücadele yürütüyorlar. Bence bu mücadele daha devam edecektir. O nedenle nereye kadar gider kestiremiyorum ama dünya tarihinde bir takvime düşecek bir not olacaktır bu.”

“SONUÇLANABİLECEK ÇÖZÜMLERE GİTMEMİZ GEREKİYOR”

Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Genel Başkan Yardımcısı Gülbahar Kaplan da İran’daki gelişmelerin önemine dikkat çeken bir diğer isim oldu. Kaplan, konuya ilişkin Alevi örgütlerinin de çeşitli eylemler yaptığını anlatarak şunları söyledi:

“Hiçbir şey yapmadık değil. Mutlaka duyarlı olmamız gereken bir durum ki bu süreçte de Türkiye’nin de hangi şartlarda yaşadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bunun için aslında sesimizi daha gür duyurabilirdik. Bizler de kendi şubelerimizde açıklamalar yaptık. Bütün kadınları ilgilendiren bir konu olduğu için duyarlılığımız var. Ama kalkıp da örneğin İzmir’de bütün bileşenlerle bir eylem yaptık mı? Hayır yapmadık. Keşke bütün erkek canlarımızla birlikte büyük bir eylem yapabilseydik. Bizlerin de eksikliği oldu.

Her yerde kadının ismi kullanılıyor ama ne yazık ki iş icraatlara geldiği zaman ya da yapması gerekeni bir kadın eyleme döktüğü zaman ya öldürülme ya da idamla karşılaşıyor. Bizler kadınlar olarak her ne kadar hangi ülke olursa olsun kadın baskısı, zihniyetlerin hepsi için geçerli. Kadınlar her yerde her zaman baskı altında. Kadın her zaman ezilen, yok edilmeye çalışılan, baskı altına alınmaya çalışılan varlık oldu.

Kadına ‘ana, bacı’ deniyor ama kadını her zaman bir adım arkaya atmaya çalışıyorlar. Kadınlarımız bir mücadelenin başlangıcını ateşlemeye kalktığı zaman da tabii ki böyle üzücü olaylara da denk geliyoruz. Aslında eylemler yapmak gelip geçici çözümler. Bizlerin sonuçlanabilecek çözümlere gitmemiz gerekiyor. Bugün bu İran’da yapıldıysa yarın Türkiye’de de yapılacaktır. Çünkü görünürde her ne kadar ‘kadınların hakları vardır’ deseler de o kafanın içerisinde erkeklerin kendilerini önde görme egosu var. Bu tür katliamların olmaması için tüm kadın platformları birlikte örgütlenip çözüm odaklı olabilirsek belki bir nebze de olsa bunların önüne geçebiliriz. Bizler ne kadın katliamları yaşadık, neler gördük duyduk. Ciddi anlamda eylemler de yaptık ama ne oluyor?”

Eren GÜVEN/ANKARA

EN SON EKLENENLER