Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu’nun “Buradayız devam edeceğiz” demenin somut ifadesi olduğunu söyleyen KHK ile kapatılan basın organlarının çalışanları, “TV’lerimizi kapatanların bizi yok etmelerine izin vermeyeceğiz” dedi.
Muhalif ve özgür yayıncılığı esas alan basın üzerindeki yasak, kapatma, dava, tutuklamalar eksilmezken, baskıların odağındaki Kürt kadın gazeteciler 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu’nun kuruluşunu ilan etti. Dayanışmayı esas alan ve OHAL sürecinde her türlü antidemokratik uygulamaların görünür kılınmasında önemli rol oynamayı hedefleyen platformun içinde yer alan gazeteci kadınlar, platformu geliştirme çağrısında bulundu.
‘İŞSİZ BIRAKARAK CEZALANDIRMAYA ÇALIŞTILAR’
Mevcut iktidarın Kürt, muhalif ve kadın gazetecileri işsiz bırakarak cezalandırmaya çalıştığını söyleyen KHK ile kapatılan Özgür Gün TV çalışanı ve program sunucusu Durket Süren, “Kürt basınında 2 yıldır çalışıyorum. Özgür Gün TV’de program sunucusu olarak çalışıyordum. KHK ile televizyonumuz kapatıldı ve işsiz bırakıldık. İktidardakiler bir beklenti içerisine girdiler. Sandılar ki gazeteleri, TV’leri kapatırsak, gazetecileri işsiz bırakırsak gazeteciler sindirilir ve çekilirler ancak bu asla olmadı. Çünkü Kürt gazetecileri binlerce yıllık geleneğin devamıdırlar” ifadelerinde bulundu.
‘KADINLARIN ÖZ GÜCÜNÜN BİR GÖSTERGESİDİR’
İktidarın kadın kurumlarına saldırdığını, kadınların sesi olan Jin Haber Ajansı’nı (JINHA) kapatmasının bunun en bariz örneği olduğunu kaydeden Süren, “Hükümet gerçekleri yansıtmaya çalışan basından intikam almaya çalıştı. Kadın kurumları ve kadınların sesi olan gazeteleri kapattı. Bu saldırılar da hükümetin nasıl bir politika içerisinde olduğunun göstergesiydi. Ancak kadın gazeteciler bütün baskılara rağmen devam ettiler. Bu mücadelenin devamında Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu’nu kurdular. Bu platform kadınların öz gücünün göstergesidir.”
‘BİRLİKTELİK HÜKÜMETİN ALGISINI BOŞA ÇIKARTTI’
OHAL ve KHK’lar ile toplumun düşünen bütün kesimlerinin cezalandırıldığını söyleyen Süren, “Belki gazeteci arkadaşlarımız çalışamadı, ekonomik olarak hükümet onları sindirmeye çalıştı ama gazeteci arkadaşlarımızla alanlardaydılar. Kürt ve muhalif basının ortaya koyduğu birliktelikle hükümetin yaratmak istediği algı boşa çıkartıldı. Gazetecilerin bu birlikteliği baskılara karşı büyük bir güç oluşturdu. Bu birlikteliği kurulan platformla da geliştireceğiz” vurgusu yaptı.
‘BURDAYIZ, DEVAM EDECEĞİZ’
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu’na Kürt kadın gazetecilerin öncülük etmesini yılların verdiği emeğin karşılığı olarak değerlendiren Süren, şöyle dedi: “Yaşanan savaşla birlikte bir yanda korku, baskı ve sindirmeyle devam eden bir gerçeklik vardı diğer taraftan da bu saldırılara karşı bir direniş örneği olarak platform kuruldu. Bu Kürt kadınlarının bir başarısıdır. İşsiz bırakılan gazeteci kadınlar olarak buradayız, Türkiye basınında çalışan, baskıya maruz bırakılan gazeteci kadınların da bu platforma dâhil olmalarını ve ortak mücadele içerisinde üretmeye devam etmelerini istiyorum.”
‘KADIN GAZETECİLER ENGELLENİYOR’
KHK ile kapatılan Azadi TV’de 2 yıl çalışan Suna Turan, işsiz kalması üzerine Diyarbakır Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası’nın basın bölümünde çalışmaya başlamış. İşsiz bırakıldıktan sonra iş bulma konusunda zorlandığını ifade eden Turan, işsiz bırakıldıktan sonra yaşadığı sıkıntıları şöyle anlattı: “12 yıldır Kürt basınının içerisinde farklı alanlarda çalıştım. 2015 Nisan ayından beri ise Azadi TV’nin kapatılmasına kadar TV’nin haber kurgu bölümünde çalıştım. İşsiz bırakıldıktan sonra sahada kendime iş bulmada zorlandım. Bunun en önemli nedenlerinden biri de basın alanının kadın gazetecilere engellenmesinden kaynaklanıyor. Bu yüzden işsiz bırakıldıktan sonra birçok arkadaşımızla birlikte ekonomik ve psikolojik sorunlar yaşadık.”
‘BİZİ YOK ETMELERİNE İZİN VERMEYECEĞİZ’
Kadın mücadelesinin kapatılmalarla yok edilemeyeceğinin altını çizen Turan, platformla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Her alanda kadınlar olarak varlığımızın mücadelesini veriyorduk platform da bunun bir sonucudur. Biz her alanda mücadelemize devam edeceğiz. Evet, hepimizin umudu TV’nin tekrar açılmasıdır. Azadi TV bizim onurumuzdu. Bu yüzden geleneği devam ettirmek için alanlarda olacağız. TV’lerimizi kapatanların bizi yok etmelerine izin vermeyeceğiz.”