İstanbul 8 Mart’a hazır: Özgürlüğümüz için direniyoruz

İstanbul’da kadınlar, 8 Mart’ı, “Savaşa, OHAL’e, cinsiyetçiliğe karşı emeğimiz, kimliğimiz ve özgürlüğümüz için direniyoruz” şiarıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda kutlayacak. 8 Mart Koordinasyonu Sözcüsü Şenay Kumuz, “Renklerimizle alandaki yerlerimizi alalım” çağrısı yaptı.

İstanbul’da kadınlar “Savaşa, OHAL’e, cinsiyetçiliğe karşı emeğimiz, kimliğimiz ve özgürlüğümüz için direniyoruz” şiarıyla, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mitinginde bir araya gelecek. 4 Mart Pazar günü saat 13.00’te Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda yapılacak mitinge, kadınlar hummalı bir şekilde hazırlık yapıyor. Barış temalı mitingde, kadınlara ve çocuklara yönelik artan cinsel saldırı ve şiddet politikası kınanacak. Tek ses olmayı hedefleyen kadınlar, Olağanüstü Hal (OHAL) ve Kanun Hükmünde Kararnamelere (KHK) karşı itirazlarını dillendirecek.
‘8 MART SENSİZ OLMAZ’
Tüm kesimden kadınların katılacağı miting, geçen sene olduğu gibi büyük bir coşkuyla kutlanılmaya hazırlanırken, eril erkek tahakkümüne karşı hazırladıkları yaratıcı döviz ve pankartlarla cevap verecek.  Bütün kadın örgütlerinin fikir alışverişinde bulunduğu hazırlıkların son aşamasına gelinirken, ülke genelindeki kadınlara da çağrılar yapılıyor.
Semt semt bildiri dağıtımı yapan kadınlar, hayatlarının cendere altına alınmasına karşı kadın mücadelesinin önemine dikkat çekerek “8 Mart sensiz olmaz” diyor. Öte yandan İstanbul dışında Kocaeli, Edirne ve Tekirdağlı kadınlar da 8 Mart’ı çeşitli etkinliklerle kutlamaya hazırlanıyor.
FEMİNİST GECE YÜRÜYÜŞÜ YAPILACAK
Kadınlar, miting dışında 8 Mart Perşembe akşamı da Taksim Fransız Kültür Merkezi önünde toplanarak Feminist Gece Yürüyüşü’nde bir araya gelecek. “Hayatlarımız, mücadelemiz, isyanımız feminizm” sloganıyla Tünel’e kadar morlarıyla yürüyecek olan kadınlar, yapacakları açıklama ardından Ritim Kolektif’in ezgileriyle gece boyunca isyanlarını haykıracak.
8 Mart Koordinasyon Sözcüsü Şenay Kumuz, yapılacak miting, eylem ve etkinliklerin içeriğine ilişkin bilgi verdi.
‘COŞKUYLA KUTLAYACAĞIZ’
OHAL koşullarında geçen yıl büyük bir coşkuyla kutlanan 8 Mart’ı hatırlatan Kumuz, bu sene de yaşanan onca hak ihlali ve gaspına rağmen aynı coşkuyla kutlanacağını belirterek, “Elbette ki sadece OHAL dönemini kapsayan bir baskı ve şiddetten bahsetmek mümkün değil. Özellikle AKP iktidarı boyunca kadın politikaları konusunda kamuoyunda bilindiği gibi pek çok yasanın yeniden çıkarıldığı ve kadın haklarının gaspına dönük de bir süreçten geçtik. Ama sadece çıkarılmak istenen yasaların olduğu bir dönem geçirmedik tabi ki. Pek çok kadın katliamının gerçekleştiği, artık kadın cinayeti demekte hafif kalındığı bir dönemdi. Kadın kurumlarının kapatıldığı, meşru hakların gasp edildiği, işten atmaların arttığı, cinsel istismarın çok daha fazla arttığı hatta çocuk istismarında ortaya çıkan çok ciddi rakamların olduğu bir dönemi geride bıraktık” dedi.
‘KADINLAR SOKAKTA OLMAKTAN VAZGEÇMEDİ’
Kadınların savaş koşulları da dahil kendi taleplerinden ve mücadelelerinden hiçbir zaman vazgeçmediklerinin altını çizen Kumuz, “Kadınlar her daim sokaktaydı. OHAL  ya da OHAL’siz hiç fark etmez, taleplerini her daim dile getirdi. Kadınlar, çeşitli platformlarda bir araya gelip kendi sorunlarını tartıştıkları pek çok alanda yine bir araya geldi. Aslında toplumun en temel dinamiklerinden biri olarak kadınlar hem kendi taleplerini hem de toplumun pek çok kesimini etkileyen; özellikle savaş söz konusu olduğunda sözlerini ifade etmekten, sokağa çıkıp buna karşı mücadele etmekten geri durmadı. 2017 yılı, kadınlar açısından yine canlı ve kendi taleplerini dile getiren bir süreç olarak geçti. Kadınlar bu 8 Mart’a da böyle gidecek” diye konuştu.
‘BUGÜN SON DERECE ÖNEMLİ’
8 Mart’ın kadınlar için son derece önemli ve milat denilebilecek bir gün olduğunu dile getiren Kumuz, 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40 bin dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları istemiyle başlattığı grev ve sonrasında çıkan yangında yaşamını yitiren kadın işçi gerçekliğinden yola çıkarak bugünlere gelindiğini hatırlattı. O dönemden hareketle gelinen sürece dikkat çeken Kumuz, “Bugüne baktığımızda değişen hiçbir şeyin olmadığını görmekte fayda var. Evet, bugün insanlar fabrikalarda belki diri diri yakılmıyor ama haklarının gasp edildiği, tüm yaşamlarının zapturapt altına alındığı, ekmeğinden, işinden, özgürlüğünden kendi beden haklarından edildiği bir süreçten geçiyor. Dolayısıyla; arasında çok farklılıklar olduğunu söyleyemeyiz. Yüzyıl öncesinde kadınlar fabrikalarda çok ağır koşullarda çalışarak yaşam mücadelesi vermeye çalışıyorlardı. Bugün, fabrikada çalışan kadınlar açısından koşullar ve şartlar hiç de değişmiş değil. Benzer koşullarda çalışmayı sürdürmeye devam ediyorlar.”
TOPLANTIDA TARTIŞILAN KONULAR 
Bu yılki planlamada birçok kadın kurumuyla bir araya geldiklerini ve 8 Mart Platformu olarak kadın gündemine dair konular tartıştıklarını dile getiren Kumuz, “Kışkırtılmış erkeklik anlayışı, devletin savaş politikası ve bundan kaynaklı hayatımızın her alanına sirayet eden şiddeti, özellikle tohumu atılmaya çalışılan ırkçı -şoven politikaların toplum arasındaki bazı kesimlerde derin uçurumlara neden olan ve bir şekilde kadınların da hayatına sirayet edebilecek pek çok konuyu tartıştık. Başta savaşın gündelik yaşamımıza bu kadar çok sokulmaya çalışılmasını ve hayatın doğal bir parçasıymış gibi aktarılmaya çalışılan şiddetin bir an önce bitirilmesi gerekliliğinden tutun da yine kadın katliamlarının durdurulması, çıkan yasalar, çocuk istismarı konusunda pek çok şey gündemimizdeydi. Devletin buna dönük açıklamaları, asıl sorunun muhatabı ya da tarafı değilmiş gibi hadımı ve idamı yeniden kamuoyunun gündemine getirmesiyle toplumun gazının alınacağı yönünde fikir ve tartışma içerisine girdik. Müftülüğün yaptığı açıklamalar, kendisine din adamıyım diyen birtakım kişilerin kadınların yaşamına ve onların her türlü hayatına dair söz söylemesi, hükümetin tepkisizliği ve bunu engelleyemeyişi konusunda gündemlerimiz oldukça yoğundu. Uzun süren toplantılar yapmak zorunda kaldığımız bir süreçten geçiyoruz” dedi.
‘ÖZGÜRLÜK MEYDANI’NDAYIZ’
4 Mart’ta yapılacak miting için İstanbul Valiliği ile görüşüldüğünü aktaran Kumuz, programın içeriğine dair şu bilgileri paylaştı: “4 Mart Pazar günü Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda olacağız. Mitingde konuşmacılar olacak. Bu konuşmacılar arasında KHK’li kadınlar, grevleri yasaklanan kadınlar, kadın vekiller ve tabi ki müziğimiz olacak. Her şeyden önce kendi şiarlarımızla kendi sözümüz ve taleplerimizle alanda olacağız. Her yıl olduğu gibi bu yıl da gündüz saat 11.00’de Bakırköy Dikilitaş’ta toplanacak ve saat 12.00’de yürümeye başlayacağız. Mitingimize ‘Savaşa, OHAL’e, cinsiyetçiliğe karşı emeğimiz, kimliğimiz ve özgürlüğümüz için direniyoruz’ şiarıyla saat 13.00’de başlayacağız.”
‘PEKÇOK TALEPLE SOKAĞA ÇIKACAĞIZ’
Kadınların taleplerine ilişkin de bilgi veren Kumuz, başta emek mücadelesinde yer alan kadınların grevlerinin yasaklanıyor olmasından, dört duvar arasına kapatılan, yoksul semtlerde çalışan kadınların yaşam zorluklarını dile getiren taleplerle sokaklarda olacaklarını söyledi.
Savaşa dur diyen Kürt kadınları ve toplumun her kesiminden kadının barış şiarıyla gelecekleri bir miting olacağını belirten Kumuz, “Öğrencilerin yaşadıkları eğitim hakkının gaspına dönük yaşadıkları sorunlar, beden politikalarıyla şiddete maruz kalan kadınların, işyerinde yaşadığı mobbingden tutun da sokakta giydiği kıyafetten dolayı saldırıya uğrayan kadına kadar geniş bir yelpaze, talep ve isteklerini dile getirebilecekleri bir 8 Mart olacak” dedi.
‘TÜM RENKLERİMİZLE ALANLARDAYIZ’
OHAL koşullarının bir an önce ortadan kalkması, savaşın olmadığı, kadınların şiddete uğramadığı ya da hukuki haklarının gasp edilmediği özgürce yaşanabilecek bir ülke temennisiyle alanların doldurulması gerektiğine vurgu yapan Kumuz, “Bunu gerçekleştirebilmek için de ne olursa olsun mücadeleden vazgeçmeden, iki kadın üç kadın hiç fark etmez, bulunduğumuz her yerde başta barış olmak üzere taleplerimizi dile getirmekten vazgeçmeyelim. Mücadelenin en güvenli yer olduğunu bilen biz kadınlar tüm renklerimizle 8 Mart alanlarındaki yerlerimizi almalıyız” diye çağrı yaptı.
MA / Necla Demir

EN SON EKLENENLER