Kadınlar Birlikte Güçlü üyeleri, “Kadın Cinayetlerini Durduracağız” kampanyası kapsamında Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya gelerek iktidarın İkinci Yargı Paketiyle getirmek istediği kadın ve çocuk düşmanı düzenlemelerini protesto etti.
HDP Milletvekilli Oya Ersoy’un da katıldığı eylemde, “Nafakanın gaspına istismarın affına hayır” yazılı pankart ile “Kadın düşmanı yasalara hayır” ve “Savaşa değil yaşama bütçe” dövizleri taşındı.
Polis ablukası altında gerçekleşen eylemde, kadınlar sık sık, “Jin jiyan azadî”, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz”, “ İstismarı aklama suça ortak olma”, “ Nafakayı değil çocuk istismarını engelle” sloganlarını attı.
‘AKP YARGI PAKETİYLE ÇOCUK İSTİSMARINI MEŞRULAŞTIRIYOR !’
Çevredeki kadınların da ilgi gösterdiği açıklamayı Kadınlar Birlikte Güçlü adına Aysun Çeper ve Seher Kalkan okudu. İktidarın, kadınları ekonomik olarak güvensizleştirerek şiddet dolu evliliklere mahkûm ettiği yetmediği gibi, şimdi de 15 yaş altında evliliği yani çocuk istismarını da meşrulaştırdığının altını çizen Çeper ve Kalkan, “ Kızlar çocuk yaşta evlendirilecek, istismarcılar ‘bir defaya mahsus’ diye diye affedilecek, bir gün şiddetten uzaklaşmak için boşanmaya kalktıklarında da ‘kendi imkânlarınla geçin’ denecek! Buna daha kaç defa hayır dememiz gerekecek?” diye sordular.
‘SAVAŞLA BİRLİKTE YİNE HAKLARIMIZA GÖZ DİKİLDİ!’
Emine Bulut’un “yaşamak istiyorum” derken öldürülmesinin, yetkililerden “kadın cinayetlerinin arttığı” itirafının üzerinden daha iki ay geçtiğini hatırlatan Çeper ve Kalkan, büyük büyük cümlelerin unutulduğunu; savaş sesleri her tür itirazı bastırırken kadınları koruma ve erkek şiddetini önlemekle yükümlü olanların dönüp yine kadınların haklarına, hayatlarına göz diktiğini vurguladılar.
15 YAŞINDA EVLİLİĞİ TARTIŞIR HALE GETİRİLDİK
İkinci Yargı Paketi adı altında getirilmek istenen kadın ve çocuk düşmanı düzenlemeleri kabul etmeyeceklerinin altını çizen Çeper ve Kalkan, şöyle konuştular: “Biz 2016’da ‘tecavüzü meşrulaştıramazsınız’, 2018’de ‘istismarı affettirmeyiz’ diyerek bir araya gelen kadınlar bunu daha önce iki defa engelledik. Şiddetin böyle tavan yaptığı bir dönemde üçüncü defa karşımıza gelmesini anlamakta zorlanıyoruz. Mevcut yasa, cinsel suçları 15 yaşın üzerinde zaten şikâyete, dolayısıyla rızaya bağlıyor. 15-18 yaş arasında TCK 104, yani ‘Reşit Olmayanla Cinsel İlişki’ adlı kanun maddesi geçerli ve şikâyet olmazsa dava açılmıyor. Şimdi ve öncesinde af getirilmeye çalışılan ise TCK 103, yani şikâyet olmasa da suç sayılan 15 yaş altındaki ‘Çocuğun Cinsel İstismarı’ 16 yaşından itibaren mahkeme kararıyla resmi nikâh yapılabilen, 15 yaşından itibaren ise cinsel ilişkinin ve hatta imam nikâhıyla evliliğin suç olmadığı ülkemizde şimdi de 15 yaşın altında imam nikâhlı ‘evliliği’ tartışır hale getirildik.
‘BU AF, KIZ ÇOCUKLARINA BU ÜLKEDE SİZE GELECEK YOK DEMEK !’
Bir de ‘aradaki yaş farkının en fazla 10 olması ve şikâyet olmaması’ gibi cümleler duyuyoruz. Bu 11 yaşında bir kız çocuğunun 21 yaşındaki bir adamla imam nikâhıyla evlenmeyi ‘isteyebileceği’, 12-13 yaşında hamile kalıp çocuk doğurmasında bir sakınca veya suç unsuru olmayacağı anlamına geliyor, farkında mısınız? Böyle bir af kadınların ‘mağduriyetini’ ortadan kaldırmaz, yeni ve hatta daha ağır mağduriyetlere kapı açar! Biz cezaların ağırlaştırıldığı 2014 senesinde de ağır cezanın çözüm olmadığını, bunun tam tersine cezasızlığa sebep olacağını söyleyerek itiraz etmiştik. Haklı çıktık. Bu af da sorunu çözmek yerine derinleştirecek, biliyoruz. Mağduriyeti önlemenin tek yolu bu yaşın altındaki istismar vakalarını evliliğe bağlı afla meşrulaştırmak yerine etkili ve hızlı kovuşturmak, davaların 10 yıl sürmesine müsaade etmemek! Çocuk yaşta evliliğe, hamileliğe göz yummamak! Aksi göz göre göre evlilik yaşını 15’in altına düşürmek demek. Kız çocuklarına bu ülkede size gelecek yok demek. Bir kişi daha eksilmemek için, kadın cinayetlerine imkân sağlayan eşitsizlik koşullarını ortadan kaldırmak için bu yargı paketine hep birlikte dur demek, aklınıza bile getirmeyin demek zorundayız. Daha önce söylediğimiz gibi: İstismarı aklama, suça ortak olma!”
Açıklama, “Jin jiyan azadî” sloganlarıyla sona erdi.