Kadına dair ne varsa kapatıldı

Kayyum atanan Doğubayazıt Belediyesi’nin açtığı Ayşenur Zarakolu Tıp Merkezi, Sema Yüce Kadın Dayanışma Merkezi ile çamaşır evi ve çocuk kreşi hizmete kapatıldı.

Kayyum atanan Doğubayazıt Belediyesi’nin 2010 yılında açtığı Ayşenur Zarakolu Tıp Merkezi, 2013 yılında açtığı Sema Yüce Kadın Dayanışma Merkezi ile çamaşır evi ve çocuk kreşi hizmete kapatıldı. Yaklaşık 20 yıllık deneyim sonucu elde edilen kadın kazanımlarının kayyum tarafından kapatılmasına tepki gösteren HDP Ağrı İl Eşbaşkanı Avukat Olcay Öztürk, kadını görünür kılan, toplumun her alanında örgütlenmesini sağlayan kurumların ve politikaların varlığından rahatsızlık duyan erkek devletin, her türlü yönelim biçiminden geri durmadığını söyledi.

‘İLK YÖNELDİKLERİ KADIN KURUMLARI’

Kayyumların ilk önce kadın kazanımlarına yöneldiğine dikkat çeken Öztürk, “Kadınlar için açılan Ayşenur Zarakolu Kadın Hastanesi kayyumun atanmasının ardından kapatıldı. Çamaşır evi, çocuk kreşi, 2014 yılında açılan Sema Yüce Kadın dayanışma merkezi şu anda hizmet vermiyor. Maalesef kayyum atanması süreciyle beraber biz bu kadın kazanımlarına yönelik geliştirilen antidemokratik uygulamaları gözlemliyoruz. Kadın kazanımlarına yönelik bu antidemokratik uygulamalar kayyumun kadına bakış açısını ele veriyor” dedi. Yerelde kadın bilincini, kadın haklarını yükselten kurumlardan biri olan belediyelerin kayyumlar tarafından kuşatma altına alındığını söyleyen Öztürk, “Kayyumlar geldikleri zaman ilk olarak yöneldikleri belediyelerin kadın kurumlarıdır. Bunu Diyarbakır’da, Van’da ve Ağrı’da gördük. Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Siyasi Partiler Kanunu’na göre yerel yönetimler için seçimler yapılıyor. Halk sandığa gidip tercihini yapıyor. OHAL’le beraber yayınlanan Kanun Hükmünde Kararnamelerle halkın iradesine darbe vuran kayyum atamaları siyasal bir darbedir” diye konuştu.

‘KADINI ÖNCELEYEN POLİTİKALAR ÜRETİLİYORDU’

Doğubayazıt Belediyesi’nin yaklaşık 20 yıllık kadın deneyimli bir belediyecilik anlayışına sahip olduğunu hatırlatan Öztürk, “Son döneme kadar Doğubayazıt’taki başkanlar kadın başkanlardı. Bu noktada politikalar kadını önceleyen, onları yaşamın içerisine katmayı hedefleyen, kadın hakları bilincini yükseltmeyi hedefleyen uygulamalar ve politikalar üretiliyordu. Ancak kayyumun atanmasının ardından bu 20 yıllık kadın kazanımlarına yönelim başladı” ifadesinde bulundu.

‘KOMPLOVARİ İDDİALARLA TUTUKLANDILAR’

İktidarın kadın eşbaşkanlarını görevden almak için hukuk dışı uygulamalara başvurduğunu dile getiren Öztürk, “Diyadin Belediye Eşbaşkanı Hazal Aras’ın hukuk dışı, vicdana sığmayacak ve hukuka aykırı delillerle gözaltına alınıp tutuklanması hem kadın hem Kürt kimliğini hedef alan bir tutumdur. Yine Ağrı Belediye Eşbaşkanı Mukaddes Kubilay’ın komplovari iddialarla tutuklanması mevcut iktidarın ve onların atadıkları kayyumların siyasal zihniyet gerçekliğidir.

‘KADININ TOPLUMU DÖNÜŞTÜRMESİNDEN KORKUYORLAR’

Sistemin kadın kimliğinden korktuğunu belirten Öztürk, “Kadınların birlikte olmasından, birlikte mücadele etmesinden, ürettiğine sahip çıkmasından, toplumda ‘Biz de varız’ demesinden ve kadının toplumu dönüştürmesinden korkuluyor. İktidardaki siyasi partinin ve hükümet mensuplarının basına yansıyan söylemleri değerlendirince sürpriz değil bu uygulamalar” diye konuştu. Kadınların, yaşamı ve özgürlüğü örgütleyecek en büyük güç olduğunu söyleyen Öztürk, “Mevcut iktidar için kadın evde oturması gereken, sokağa çıkmayan, hamileliğinden utanması gereken, çocuk yapması gereken bir nesne olarak görüyor. Biz de diyoruz ki kadın yaşamın ta kendisidir. Kadınsız yaşam olmaz” dedi.

‘KADINLAR HAYIR DİYECEK’

Kadınların, erkek devletine, erkek şiddetine ve tüm antidemokratik uygulamalara güçlü bir şekilde “Hayır” diyeceğini vurgulayan Öztürk, “Referandumdaki sisteme, erkek devletine, erkek şiddetine ve diktatöre olan ‘Hayır’ duruşumuzla, kadın mücadelesinin ‘Hayır’ duruşunu birleştireceğiz. Türkiye’deki antidemokratik uygulamalara OHAL’e, KHK’lere, kadın üzerindeki şiddete karşı kadınlar olarak ‘Hayır’ı örgütleyeceğiz” diye konuştu.

EN SON EKLENENLER