Kadınlar: Yargı, medya ve siyaset birer faildir

Sakarya’da Suriyeli 9 aylık hamile bir kadın ve çocuğunu kaçırdıktan sonra cinsel saldırıya maruz bırakıp, işkenceyle öldürülmesine tepki gösteren kadınlar, yaşanan vahşetin devlet eliyle hazırlandığını belirtti. Kadınlar, “Hukukçular, medya ve politikacılar da bu şiddetin birer failidir. Bu sistemsel bir şiddettir” dedi.

Son dönemlerde kadına yönelik şiddet ve cinsel saldırı sistematik bir hal alarak artıyor. Özellikle yetkililerin söylemlerinin saldırıları arttırdığını ve teşvik ettiğini belirten kadınlar, medyanın ve siyasetin kullandığı eril dilin yerine barışçıl bir dil kullanılması gerektiği çağrısında bulundu. Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV) aktivistlerinden Arzu Aydoğan, savaş koşullarından kaçıp Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan kadın ve çocukların yeniden bir şiddet ortamına maruz bırakıldıklarını söyleyerek, Sakarya’nın Kaynarca ilçesinde Suriyeli 9 aylık hamile Emani Al Rahmun ile 10 aylık çocuğunun kaçırıldıktan sonra cinsel saldırıya maruz bırakılıp, işkence edilerek öldürülmesine dikkat çekti. Yaşanan vahşetin devlet eliyle hazırlandığının altını çizen Aydoğan, medyanın yarattığı “Suriyeliler suç makinesi oldu” algısının bunda etkili olduğunu aktardı.

Aydoğan, “Emani, Türkiye vatandaşları tarafından öldürüldü ama bu vahşet sadece o iki kişinin değil, devlet ağzı ile düşmanca yaklaşan her söylemin eseridir” diyerek yaratılan ırkçılık ve kadın düşmanlığı söylemlerine karşı mücadele vereceklerini vurguladı.

‘DİZİLERLE ERK ZİHNİYETİ AŞILANIYOR’

Türkiye’de şiddetin ve ırkçılığın sürekli perçinleştirildiğine işaret eden Aydoğan, şöyle dedi: “Dizi izleyen bir toplum durumuna geldik. Toplum bu dizilerden etkileniyor. Dizilerde kadınlara sistematik işkence meşrulaştırılıyor. Kadınlar güçsüz gösterilerek erkeklerin egemen zihniyeti işletilmeye çalışılıyor. Kadınlar olarak bu sistematik duruma karşı birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.”

‘MEDYA HER SUÇUN ORTAĞIDIR’

Medyanın cinsiyetçi ve ırkçı söylemlerine dikkat çeken Aydoğan, “Medya kadın cinayetlerini sıradan bir olaymış gibi gösteriyor ama biz bunlara alışmayacağız. Trans cinayetleri gösterilmiyor ya da söylemlerle zanlının suçu meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Medya kadına yönelik işlenen her suçun ortağıdır” diye belirtti.

Sakarya’da işlenen cinayeti “vahşet” olarak tanımlayan KADAV aktivistlerinden Özgül Sunatak, yaşanılan olayın tüm boyutları ile bir erkeklik olduğunu söyledi. Sunatak, Suriye’den bir travma ile çıkan kadınların sığındıkları Türkiye’de yine travma ve savaş ortamına sürüklendiğini kaydederek, “Irkçı ve milliyetçi söylemle yaşanılan şiddete altyapı hazırlanıyor. Bu tür söylemlerde bulunanlar bu saldırı ve cinayetlerde pay sahibidir” dedi.

‘ALTTAN ALTA BİR DÜŞMANLIK GELİŞTİRİLİYOR’

Türkiye’de alttan alta gizli bir düşmanlığın geliştirildiğini söyleyen Sunatak, Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan mültecilerin hayatlarının ve onurlarının ayaklar altına alındığını dile getirdi. Kadınlar ve mülteciler üzerinde maddi ve manevi bir baskı oluşturulduğuna değinen Sunatak, şöyle dedi: “Milliyetçilik ve ırkçılık, cinsiyetçi söylemden uzak olmayan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım her zaman kaos doğurur. Tüm bunlara karşı başta politikacılar olmak üzere STÖ ve ilgili kurumların doğru işleyen bir göç politikasını devreye koymaları gerekiyor.”

‘BU ŞİDDET SİSTEMSEL BİR ŞİDDETTİR’

Türkiye’deki medyanın kullandığı dilin başlı başına sorun olduğunu vurgulayan Sunatak, “Kadının güzelliğine, giyimine vurgu yapılması suç fiiline bir indirim yapılmasının önünü açıyor. Basın çalışanlarının ‘pişman mısınız’ sorusu sorması bile pişmanlık durumundan indirim almasını sağlamaktır. Bu indirimden yararlananlar ise daha fazla cesaret alıyor” diyerek tepki gösterdi.

Erkek egemen zihniyetin kadınlara kendini dayattığını kaydeden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi Elvan Yurtsever de, kadına ve mültecilere yönelik şiddette cezai bir yaptırıma gidilmediğinin altını çizdi. Devlet yetkililerinin din olgusunu kullanarak kadın ve toplum üzerinde egemenlik kurmaya çalıştığına değinen Yurtsever, “Sadece toplumun bir kesimi değil, hukukçular, medya ve politikacılar da bu şiddetin birer failidir. Bu şiddet sistemsel bir şiddettir. Kadınlar bunlar karşısında mücadele ediyor. KHK ile kadın derneklerinin kapatılması ile bu şiddetin engellenmesinin önüne set çekildi. Devlet kendine bağlı kurumlar açarak kendi zihniyetini yaşatan politikalar üretiyor ama kadınlar bunun karşısında mücadelelerini vererek kazanacaktır” ifadelerini kullandı.

Elif Çetiner – dihaber

EN SON EKLENENLER