‘OHAL’e rağmen yaşamın merkezinde olacağız’

Son çıkarılan 692 sayılı KHK ile ihraç edilen kapatılan İŞTAR Kadın Merkezi psikologlarından Fahriye Cengiz, toplumda yaratılmaya çalışılan korku psikoloji ile kadınların eve hapsedilmek istenildiğini belirterek, “OHAL’e rağmen mücadeleye devam edeceğiz. Yaşamın merkezinde ve daha güçlü olacağız” dedi. 

Olağanüstü Hâl (OHAL) ilanıyla birlikte yaşamın her alanında hak ihlalleri tavan yaparken, özellikle kadın kazanımları hedef alındı. Son bir yılda kadınların bin bir emek ve mücadeleyle kazandığı hakları ellerinden alınmaya çalışılırken, kadına yönelik cinsel saldırı ve şiddet de dur durak bilmeden devam etti. Kadına yönelik şiddet olayları ile gündeme gelen bölgeler den biri olan Çukurova’nın Adana, Antalya, Mersin, Hatay ve Osmaniye kentlerinde son bir yılda en az 50 kadın en yakınındaki erkek tarafından öldürüldü. En az 35 çocuğun cinsel istismara maruz bırakıldığı basına yansıdı, birçok istismar davası ise “iyi hal” indirimi ile erkek yargı tarafından aklandı.

Siyasi soykırım operasyonları ile de kadınların hedef alındığı bu kentlerde en az 100 kadın gözaltına alındı, attıkları her adım soruşturma ve dava konusu oldu. Kadına yönelik şiddetin her türlüsünün devreye konulduğu Çukurova kentlerinde, emek alanında da sömürü cenderesi ile baskı kıskacına alınmaya çalışıldı.

‘KORKU PSİKOLOJİSİ YARATILMAYA ÇALIŞILIYOR’

Sömürü, şiddet ve ölümlerle yetinmeyen bu politikalar, OHAL ile birlikte kadının olduğu her alana sirayet ederek, birçok kadın kurumu kapatıldı. Mersin’de bulunan kadın sığınma evi ve İŞTAR Kadın Merkezi de bu uygulamalardan nasibini alan kurumlardan oldu. Birçok kadın çıkarılan KHK ve kayyum talimatıyla işten çıkartılırken, çalışmaya devam eden kadınlar ise mobing uygulamaları ile karşı karşıya kaldı.

KHK ile kapatılan İŞTAR Kadın Merkezi’nin çalışanlarından psikolog Fahriye Cengiz, son çıkarılan KHK ile ihraç edilenlerden oldu. Kadına kazanımlarına yönelik her türlü saldırı ile mücadele ettiklerini söyleyen Cengiz, “Saldırıların en büyük sebebi bize bedel ödetilmek isteniliyor. Yaptığımız legal kadın çalışmalarımızın illegalmiş gibi yansıtılması kadın mücadelesini itibarsızlaştırmaya dönük bir saldırıdır. Bu şekilde bir politika yürütülmesi bir korku psikolojisi yaratmayı amaçlıyor” dedi.

‘SALDIRILARIN AMACI EVE HAPSETMEK’

Kadın mücadelesinin daraltılmak hatta yok edilmek istenildiğinin altını çizen Cengiz, şöyle dedi: “Aslında örgütlü, kolektif alanda kadın mücadelesine yönelik bu darbe eve kapatmayı amaçlıyor. Bu politikalarını farklı yerlerde söylemekten de çekinmiyorlar. İktidara gelir gelmez ilk pratikleri Kadın Politikaları Bakanlığı’nı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak değiştirmek oldu. Bu kadına dönük şiddetin kurumsallaşması anlamında ilk örnek diyebiliriz.”

‘YAŞAMIN MERKEZİNDE DAHA GÜÇLÜ OLACAĞIZ’

İktidarın amacının kadınları kamusal alandan ev içi alana hapsetmek olduğunu vurgulayan Cengiz, bunun sayısal yapısının da OHAL ile gerçekleştiğini söyledi. Cengiz, tüm bu saldırılara rağmen kadınlar olarak bağlı oldukları sendika ve alanlarda mücadelenin farklı yol ve yöntemlerini geliştirmeye çalıştıklarını aktardı. Bu denli saldırıların kendilerinde mücadele inancını kamçıladığını ifade eden Cengiz, “Mücadele alanlarını büyütme derdindeyiz. OHAL kapsamında kadınlara dönük saldırılarla elbette hak mücadelesi açısından sendikamızın kadın komisyonlarında mücadele etmeye devam edeceğiz. Kadınlarla mücadele birlikteliğimizi oluşturup, mücadelemizi güçlendireceğiz. Asla eve kapanmadık ve alanlarda kadına dönük farkındalık çalışmalarımızı sürdürüyoruz. OHAL’e rağmen mücadeleye devam edeceğiz. Yaşamın tam merkezinde olacağız ve daha güçlü olacağız” diye konuştu.

‘MÜCADELE ETMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Yıllardır kadın mücadelesinde aktif olarak çalışan Canan Yüce de, 15 Temmuz sonrası başlatılan baskı furyasından en fazla etkilenen kesimin kadınlar olduğunu dile getirerek, bir nevi kadın mücadelesine de yönelik bir darbe gerçekleştiğini kaydetti. Tüm bu saldırılara karşı yine de kadınlar olarak mücadeleden vazgeçmediklerini anlatan Yüce, “Biz kadınlar olarak ‘8 Mart ve 25 Kasım yasaklanamaz’ diyerek yüz binler olarak yürüdük” dedi. OHAL’in yeniden uzatılmasının bir yerde de kadın mücadelesini engellemeye yönelik bir girişim olduğunu vurgulayan Yüce, kadınlar olarak her yerde sözlerini söylemeye devam edeceklerini ve mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerini belirtti.

EN SON EKLENENLER