Sadece askeri değil, fikri özsavunma da şart!

25 Kasım’a sayılı günler kala kadınlar açısından özsavunmanın önemini değerlendiren YPJ Sözcüsü Nesrin Abdullah, ‘Sadece askeri değil, fikri bir özsavunma da şart’ dedi

Özsavunma 6. yüzyıldan bu yana kadınların kendilerini korumak için oluşturduğu savunma tekniklerinin tamamını kapsayan, ülkelere ve şiddetin boyutuna göre farklılık kazanan bir hayatta kalma yöntemi. Türkiye’de mor iğne kampanyalarıyla başlayan özsavunma, dünyada ise farklı dönemlerde çeşitlilik kazanıyor. Çin’de “Wing Chun” 17. Yüzyıl’da rahibe Ng Mui tarafından icat edilen bir dövüş sanatı olarak karşımıza çıkarken, Hindistan’ın kuzeyinde 2006 yılında Sampat Pal Devi tarafından kurulan “pembe çeteler” bölgedeki tecavüzü önlemek için örgütlülüğünü büyütüyor.

Ortadoğu’da ise ‘özsavunma’ deyince tüm dünya kadınları yüzünü Rojava’da DAİŞ’e karşı verdiği mücadele ile büyük zaferlere imza atan Yekîneyên Parastina Jin/Kadın Savunma Birlikleri’ne (YPJ) çeviriyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Gülün bile kendini savunacak bir dikeni özsavunması vardır” cümlesinden ilham alan YPJ’li kadınlar en son Rakka’da DAİŞ’e karşı kazandıkları zaferi El Naim Maydanı’nda ilan etmeleri ile yeniden gündem oldu. YPJ Sözcüsü Nesrin Abdullah, kadına yönelik şiddete karşı özsavunmanın önemine değindi.

Öncelik farkındalık ve örgütlülük

Şiddet, katliamlara karşı kişinin bir özsavunma geliştirmesi için öncelikle kendisini tanıması gerektiğini ve bir strateji geliştirmesi gerektiğini ifade eden YPJ Sözcüsü Nesrin Abdullah, savunmanın yalnızca beden ile sınırlı olmadığını söyledi: “Savunma fiziki ve psikolojiktir. Kişi kendini sadece bedenen savunursa, ruhen savunmada oluşan eksiklikler tekrar açığa çıkar. Kişinin savunma yapabilmesi için öncelikli olarak kendini örgütlemesi gerekiyor. Bu yüzden kadının öncelikle örgütlenerek kendi öz gücünün farkında olması lazım yoksa yapılacak olan savunmanın bir anlamı olmayacak.”

Örgütlü ve ideolojik bir gücüz

Rakka’da yürütülen mücadelenin de özsavunma temelinde olduğunu belirten Nesrin Abdullah, Rojava ve Kuzey Suriye’deki başarılarını da ‘örgütlü ve ideolojik bir güç’ olmalarına bağladı. Özgürleştirdikleri alanlarda kadınlara savunmayı da öğrettiklerini vurgulayan Nesrin Abdullah, Rakka örneğini verdi: “Rakka’yı hem özgürleştirdik hem de savunmayı öğrettik. Kadınların DAİŞ’ten kurtarılması, yüzde yüz katliam ve şiddettin sonlandığı anlamına gelmiyor. Sadece coğrafyanın kurtarılması köklü bir çözüm değil. Kadın ve erkek arasında eş bir yaşamı kurmamız önemli. Çözüm ancak böyle olur.”

Fikri özsavunma da şart

Şu an Rakka’da Arap kadınlardan oluşan 3 taburun kurulmasının toplumsal bir başarı anlamına geldiğinin altını çizen YPJ Sözcüsü, toplumun kendi özsavunmasını örgütlemesi gerektiğini söyledi. Suriye’nin bir gece ele geçirildiğini hatırlatan Nesrin abdullah, “Bizlerin tüm bu yaşananlardan tecrübeler edinmemiz gerekiyor. Kadınların olduğu her yerde kendi özsavunma şart. Sadece askeri değil, fikri ve ruhen de bir gücün oluşturulması gerekiyor” dedi.

Özgürlüğün ölçüsü kadın olmalı

Kadınların şiddet ve katliamlara karşı her gün mücadele etmesi gerektiğini belirten Nesrin Abdullah, “Özgürlük mücadelesinin ölçüsü kadın olmalıdır” dedi. DAİŞ’e karşı verilen mücadelede 500 kadın savaşçının yaşamını yitirdiğini vurgulayan Nesrin Abdullah, savaşçıların yalnızca Kürt kadınları için değil tüm kadınlar için bedel ödediğini söyledi.

Bütün kadınlar için mücadele ediyoruz

Nesirn Abdullah sözlerini şu çağrı ile bitirdi: “Kadınlar mücadele etmeyi bırakmasın. Bizlerin bu mücadelesi binlerce kadının kurtarılması ve topraklarımızın özgürleştirilmesine ön ayak oldu. YPJ olarak bütün kadınların haklarını savunuyoruz. Nerede bir zulüm ve haksızlık varsa biz YPJ olarak her daim karşısında duracağız.”

Uzun yıllar sonra ilk defa 25 Kasım

Demokratik Suriye Güçleri (QSD) tarafından DAİŞ işgalinden kurtarılan Tabka’da uzun yıllar sonra ilk defa
25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü çerçevesinde eylemler organize ediliyor. DAİŞ baskısı ve şiddetinin ardından Kadın Meclislerini kurarak örgütlenen Tabkalı kadınlar, 25 Kasım’a hazırlanıyor. Tabka Kadın Meclisi Yönetim üyesi Welai El Naci, kadına karşı şiddetle mücadele için seminerler düzenleyeceklerini ve kadın bilincini geliştirmeyi amaçladıklarını söyledi.

‘Temel gündemimiz özgürlük olacak’

25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde kadına yönelik şiddet ve tecride karşı alanlara çıkacak olan Kürt kadınlarının sloganı ‘Özgürlük Kazanacak’ olacak.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) PM Üyesi Perihan Ağaoğlu, tecridin kadın sorunlarından bağımsız ele alınmayacağını ifade etti. Kürt kadınlarının mücadelelerini büyüterek, bir irade açığa çıkarması sonucu eril devlet zihniyeti ile yüz yüze kaldığını ifade eden Ağaoğlu, “Bu saldırılar Ekin Van’ın çıplak bedeninden tutun, Taybet anadan, buzdolabında saklanan Cemile’ye, cezaevlerinde baskılara kadar kendini gösteriyor. Kadına dönük şiddet her alanda kendisini açığa çıkararak, doruğa ulaşmıştır” dedi. İmralı’da tecridin artması ile birlikte şiddetin de arttığını ve artan şiddetten an fazla kadınların etkilendiğini vurgulayan Ağaoğlu, 25 Kasım’da temel mesajlarının Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü olduğunu belirtti.

EN SON EKLENENLER