Soyıkırım hikayesinden viyola sanatçısının hikayesine

Detroit-Michigan’da Ermeni-Amerikalı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Kim Kashkashian, dünyanın önde gelen klasik müzisyenlerinden biri ve en yetenekli viyola sanatçısı olarak kabul ediliyor. 2013’te enstrümantal solo dalında Grammy Ödülü’nü alan Kim, önceki yıllarda ise birçok ödüle aday gösterildi ve 2001 yılında Cannes’ta da Klasik Müzik dalında ödül aldı.

Ödünç kemanla başladı

Çocukken klarnet çalmak isteyen Kim, ailesinin ekonomik durumunun kötü olması nedeniyle bu isteğini yerine getiremez. Ancak başka bir aileden kalan kemanı çalmaya başlar ve o andan sonra bütün hayatı o keman olur. Halası, teyzesi ve babası evde ve kilisede şarkı söylemesine rağmen Kim, ailenin ilk profesyonel müzisyeni olur.

Hem eğitimci hem müzisyen

Kim, birçok popüler İspanyol ve Arjantin şarkısını hassas ve orijinal sunumundan dolayı birçok çağdaş bestecinin desteğini alarak birçok ödüle layık görüldü. Kim, toplamda 30 albüm çıkardı. Dünyanın önde gelen müzik festivallerine katılan Kim, aynı zamanda İndiana Bloomington Üniversitesi, Berlin ve Freiburg konservatuarlarında dersler verdi. Kim 2000 yılından beri ise New England Konservatuarı’nda viyola ve oda müziği dersleri veriyor.

Çorum’dan başlayan bir sürgün

Kim’in müziği kadar ailesinin yaşadıkları da bir sürgün ve mücadele hikayesi. Ailenin hikayesi Ermeni Soykırımı’nda hayatta kalabilen Ermenilerin hikâyesinin bir yansımasıdır aslında. Kim’in babasının ailesi Çorum’un Sungurlu ilçesinden. Babasının dedesi Dikran Hushhusian iyi eğitim almış ve iyi bağlantıları olan biri. Sêwaz’dan (Sivas) Rakel Kurkjian (evlenmeden önceki soyadı Aslanian) ile evliliğinden Ardavast ve Mary adında iki çocuğu olur. Dikran’ın yakın dostu Yunan terzi Anastas Efendi Osmanlı İmparatorluğu’nda saygıdeğer bir konumu vardır ve bu ailenin hayatta kalmasında büyük yardımları olacaktır.

Ahırda geçen aylar

Tehcir başladığında Anastas Efendi, Hushhushian’ların tehcir edilmesini erteler ve aile birkaç aylığına bir çiftliğin ahırında saklanır. Anastas efendi siyasi bağlantıları aracılığıyla Rakel ve Mary’nin dışarı çıkmasına aracılık eder. Rakel’in eşi Dikran 1915-1916’da öldürüldüğünde, Rakel ve Mary Ardavast’a çarşaf giydirilip Yozgat’ın dışına çıkarılır. O yıllarda Rakel’in üç kız kardeşi de kaybolmuştur. Sonunda iki çocuğuyla Ellis Adası’na varmayı başaran Rakel, boncuk işi yaparak ve bir giyim fabrikasında çalışarak hayatına devam edeceği Boston’a gider.

Dağılan bir aileden kalan

Kim’in Sêwaz’dan gelen anne tarafı soykırımdan önce Amerika’ya yerleşir. Büyük büyük dedesi Khachadur ve babaannesi Hannah Kamian’ın Mariam adında bir kızı ve Manuel, Harry ve Benjamin adında üç oğlu vardı. Khachadur ve Manuel’in kayıtlarına göre St. Lawrence adlı gemiyle 1906’da Ellis Adası’na vardı. Manuel, daha sonradan genç biri olarak ailenin geri kalanını almakla görevlendirdi. Mariam John Hekimian’la evlendi ve Elmas adında bir kız çocukları oldu. Elmas ise 1947’de Ardavastla evlendi. Rakel ve Mary daha sonra Elmas’la Ardavast’ın öğretmen olduğu Detroit’e taşındı ve Kim ile Dikran adında iki çocukları oldu.

Gıda karşılığında konser

Kim, konser ve müzik dersi vermediği zamanlarda, kâr amacı gütmeyen bir toplulukta çalışıyor. Bu topluluk birçok yardım kuruluşluyla birlikte düzenlediği konser etkinliklerinden elde ettikleri geliri, maddi durumu iyi olmayan müzisyenlere ekonomik destek sağlamasının yanı sıra gıda ihtiyacı olanlara yardım ediyor. Amerika’daki en büyük sessiz sorunlardan birinin açlık sorunu olduğunu söyleyen Kim’e göre 1915’teki korkunç olaylarda ailesinin deneyimleri de buna benzerdir. Bir ailenin soykırım ve sürgün dolu yaşamından geriye kalanlar bugün Kim’in notalarıyla dünyanın birçok kadınına ve halklarına ulaşıyor.

*Kim Kashkashian ile görüşmeyi yapan: Christopher Atamian

*Çeviri: Lokman Sazan

AyKıRı KaDıN

EN SON EKLENENLER