Ürdün’deki kadın sorunlarını ve buna karşı verilen mücadeleyi anlatan avukat Eva Abu Hallaweh, kanunların tek başına yeterli olmadığını belirterek, örgütlenmeye ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Ürdün’den Şiddete Karşı Kadın Derneği ve Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği işbirliğiyle Ankara Holiday Inn Otel’de “Sivil Toplum, Haklar ve Medya Bağlamında Yeni Nesli Anlamak” başlıklı panel insan hakları konulu oturumuyla devam etti.
Ürdün Mizan İnsan Hakları Hukuk Bürosu’ndan avukat Eva Abu Hallaweh, ülkelerinde 2015 yılında internet aracılığıyla “elektronik cinayet” adıyla bir kanun çıkarıldığını söyledi. Kanunun Ürdün’de çok yankı gördüğünü dile getiren Halleweh, “Bazıları elektronik cinayet kanununa karşı çıktı. Kadına cinsel saldırıda bulunan ve şantaj yapan erkeklere karşı daha fazla ceza verilmesini talep etti” dedi.
‘HER YIL 4 BİNDEN FAZLA ŞİKAYET GELİYORDU’
Çıkarılan kanunun ardından her yıl 4 binden fazla şikayet geldiği bilgisini paylaşan Hallaeweh, şunları aktardı: “En fazla şikayet kız çocuklardan geliyordu. Kız çocukları cinsel istismara ve şantaja maruz kalıyordu. Kadınları biz de bilinçlendirmeye çalıştık. Çocuklar babasından ailesinden korkuyordu. Kadınlar, yargı mercine gidemiyor, şikayette bulunamıyordu. Çünkü ailesinin şiddetinden korkuyordu.”
‘ÖRGÜTLENMEYE İHTİYAÇ VAR’
Ürdün toplumunda erkeğe daha fazla önem atfedildiğini söyleyen Hallaweh, kadınların cinsel saldırıyla birlikte tehdit edildiğini dile getirdi. Ürdün’de bu sorunların yanı sıra sosyal medya üzerinden nefret söylemlerinin de yayıldığını belirten Hallaweh, “Ürdün’de örgütlenmeye ihtiyaç var. Çünkü, kanunlar tek başına yetmiyor. İnsanların davranışlarını geliştirmesi gerekiyor. Bazı sosyal ve ailevi kutlamalarda bazı şartların olması gerekiyor. Özel alanın gizliliğinin korunması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘KADINLARI KUCAKLADIK’
Ürdün’de daha önce bir erkeğin kadına cinsel saldırıda bulunduğunda kadınla evlenmesi halinde cinsel saldırıyı gerçekleştiren erkeğin cezalandırılmadığını söyleyen Hallaweh, şöyle konuştu: “Artık bu maddeyi savunanları ikna etmemiz gerekiyor. Bunun dinle bir alakasının olmadığını yanlış olduğunu anlatmamız gerekiyor. Avukat olarak mağdurla çalıştığımızda aileyle ilgili bir problem olduğu zaman evden uzaklaşması gerektiğini söylüyoruz. Kadınların istismara maruz kalmaması için onları kucakladık ve sığınmaevlerine yerleştirdik.”
‘SOSYAL MEDYADA KADINLARA YÖNELİK ŞİDDETİ KALDIRDIK’
Çalışmalarının ve girişimlerinin devam ettiğini ve bazı çalışmalarının sonuç verdiğini dile getiren Halleweh, “Ürdün uluslararası anlaşmalara üyedir. Gerçekten sosyal medya aracılığıyla kadınlara yönelik uygulanan şiddeti nerdeyse kaldırdık. Ürdün’de kadınlara yolculuk izni verilmesi ve herhangi bir ailenin izni olmadan kadınların yolculuk yapmasının sağlanması, yabancılarla evlenen kadınların çocuklarına bile vatandaşlık verilmesi gibi girişimlerde bulunduk” diye konuştu.
‘HAKLARIMIZI BİLMİYORUZ’
Daha sonra konuşan Toplumsal Cinsiyet Danışmanı ve Uçan Süpürge avukatı Sinem Hun, hak okuryazarlığıyla ilgili bir sunum yaptı. Toplumda hukukun üstünlüğünü ve bireyleri bilinçlendirmek için hak arama özgürlüğünün işlevsel hale gelmesi gerektiğini söyleyen Hun, “İnsan hakları nedir? Haklarımız nedir, hiçbir şey bilmiyoruz. Bizi vatandaş kılan haklar manzumesidir. Bu, aslında devletin temel görevlerinden bir tanesidir. Ancak devletin bunu yaptığından bahsedemeyiz. Tedbir kararları nasıl alınır, nerelere gidilir, kadınlar bilmiyor. Hak okuryazarlığı bu bilgilendirmeleri de kapsıyor” dedi.
Panel, film gösteriminin ardından sona erdi.