Yeraltında 40 yıl: Afgan kadınların mücadelesi RAWA

Afganistan’da mücadele veren Afgan kadınların en büyük örgütü RAWA’yı Heela Faryal anlattı ve ekledi: ‘Mücadelemizde en şanlı olarak gördüğümüz en üst seviye olarak gördüğümüz ise YPJ’li kadınlar’

Afganistan Devrimci Kadınlar Birliği (RAWA) üyeleri kuruldukları 1977 yılından bu yana tüm olağanüstü koşullara rağmen mücadelesini sürdürüyor. Yeraltında başlayan çalışmalarını hala yer altında sürdüren RAWA’lı kadınların mücadelesi bugün binlere ulaşmış durumda. Soluk soluğa bir mücadelenin parçası olan Heela Faryal’in gerçek ismini ve fotoğrafını Afgan yasaları nedeniyle veremiyoruz.

Bir kadın hareketi kuruldu

Meena Keshwar Kamal öncülüğünde kurulan RAWA’nın kuruluşunu Faryal, “Kadın mücadelesi ve kadın özgürlüğü için kuruldu. Kadınlar politik hareketlerin içinde yer aldı. Yıllarca cezaevlerinde tutuldu, taciz, tecavüzlere maruz bırakıldı. Yıllardır bir mücadele içindeydi ama örgütlü değildi. Bu yüzden bir kadın hareketi kuruldu” sözleri ile anlatıyor.

Payam-e Zan ilk dergi

1979-1989 yılları arasında Sovyet işgali sırasında farkındalık çalışmaları yapan RAWA, aynı zamanda Afgan hükümetinin ve Sovyetlerin politikalarını deşifre etti. “O dönemde yazı hazırlamak, bildiği dağıtmak büyük bir suçtu. Yakalandığınızda hapse atılırdınız hatta idam edilirdiniz” diyen Faryal, o “Shabname” yani “Gece mesajı” adı ile bildiri dağıttıklarını, daha sonra ise ilk dergileri, Payam-e Zan yani Kadınların mesajı adlı dergilerini çıkardıklarını söyledi.

Çalışmalar Pakistan’a taşındı

1982-84 yıllarında şartlarının daha da zorlaştığını ve bu nedenle mücadelelerini Pakistan’a taşımak zorunda kaldıklarını söyleyen Faryal, zaten ülkedeki durum yüzünden nüfusun büyük bir bölümünün de mülteci durumuna düştüğünü anlattı. Çalışmaların Pakistan’da 20 yıl sürdüğünü, orada da zulümden, baskıdan muaf olmadıklarını belirten Faryal şunları ekliyor: “İslami gruplar için RAWA birinci düşmandı. Çünkü RAWA onları ifşa etti. Yaptığımız her faaliyet çok tehlikeliydi. Taciz, tecavüz, saldırılarda karşı karşıyaydık.”

Keshwar suikastle öldürüldü

Kurucuları Meena Keshwar Kamal’in bu süreçte suikastle öldürüldüğünü söyleyen Faryal, Meena’nın hikayesini anlatıyor: “Meena 1987’de Pakistan Afganistan sınırına yakın Quetta’da Afgan istihbaratı tarafından katledildi. ‘Amerika’nın mavi gözlü çocuğu’ diye isimlendirilen Gulbuddin Hekmatyar’ığn partisi olan İslami Parti tarafından öldürüldü.” Keshwar’ın hala bir mezarının bulunmadığını söyleyen Faryal, bu olaydan sonra kadınların büyük biir öfke ile sokağa çıktığını ve katilleri ifşa ederek, yargılanmalarını sağladıklarını söyledi.

Kadın en büyük düşmandı

Keshwa’dan sonra RAWA’nın faaliyetlerinin daha yoğun, en üst seviyede enerjiyle devam ettiğini söyleyen Faryal, “Meena’dan sonraki iki yıl çok zor geçti. İnsanlar umutsuzdu ama RAWA örgütlülüğünü sürdürdü. Ülke dışına seyahatler, toplantılar düzenlendi. Başka bir ülkedeydik çok zordu ama sokağa çıkıp eylemler de yapıldı. Kadının söz söyleme hakkı dahi yokken bir Gulbiddin’in kentinde sokağa çıkıyorduk. Direnen bir kadın onlar için en büyük düşmandı” diye aktarıyor.

Taliban’dan sonra

1996’da Afganistan’da Taliban iktidar olduktan sonra kadınlar için her şeyin daha zorlaştığı bir dönemde örgütlenmelerine devam ettiklerini ifade eden Faryal şöyle devam ediyor: “Yer altı okulları kuruldu, okur yazarlık kursları açıldı. Afganistan’ı dünya unutmuştu. Biz burkalarımızın altındaki kameralarla suçları deşifre ettik.” 2001’de Amerika’nın “Afgan kadınları özgürleştiriyoruz”, “İnsan hakları getiriyoruz” gibi yalanlarla ülkelerini işgal ettiklerini belirten Faryal, oysa Amerika’nın ilk olarak cihadistleri, kökten dincileri iktidara getirdiğini ifade etti. 8 grubun Amerika ve İran desteğiyle iktidarda kaldığını ve bu grupların toplu tecavüz, insanlık ve savaş suçu işlediklerini, olduğunu belirten Faryal, “Kapı kapı gezip insanları katlettiler, kadınlara tecavüz ettiler, kadınları sinema salonlarına doldurup, işkence yaptılar, toplu tecavüz suçu işlediler” dedi.

‘Şimdi daha güçlüyüz’

Her şeye rağmen kadınların şimdi daha güçlü olduğunu, daha çok kadının RAWA’nın bir parçası olmak istediğini dile getiren Faryal, ilk taleplerini de şöyle sıralıyor: “Savaş suçu işleyenleri uluslararası alanda mahkum ettirmek, yabancı askeri güçlerin çekilmesi, orduların çekilmesi, siyasi ve ekonomik yaptırımların sona ermesi, Taliban ve IŞİD gibi grupların çekilmesi. Bunlar olursa ancak demokratik adımlar atılabilir ve kadınlar haklarını ancak kazanabilir.”

Kürt kadınları ilham oldu

Afgan kadınlar olarak Kürt kadınlarının mücadelesinden de büyük bir ilham aldıklarını sözlerine ekleyen Faryal, “Aramızda farklılıklar var ama en temelde sorunlarımız aynı. Kürt kadınların silahlı mücadelesine büyük saygı duyuyoruz. Oluşturdukları örgütlenme ve sistemleri kadınların kendi güçlerini anlamaları için en büyük göstergelerden biri. Yine kadınların yerellerde yer alması, eşbaşkanlık sistemi bizim de olmasını istediğimiz şeyler. Mücadelemizde en şanlı olarak gördüğümüz en üst seviye olarak gördüğümüz ise YPJ’li kadınlarda olduğu gibi erkek sistemine karşı silahlı mücadele vermek” diyerek sözlerini sonlandırıyor.

*Bu haber Gazete Şûjın’dan alınmıştır.

EN SON EKLENENLER