Ey Dîlberê demeyeli 8 yıl oldu

Kürt bir aile tarafından 1915 Katliamı’ndan kurtarılan büyük müzik dehası Aram Tîgran, 8 yıl önce hayata veda ederken, dilden dile dolaşan yüzlerce eseri ardında bıraktı

Yanık ve sade, duru ve içten, yaşlı ve bilge bir sesti onunki. Bu sesi duyan herkesin gözünde canlanıverir bu yaşlı bilge müzisyen. Hatta kimisi, tambur teline dokunulduğunda hissetmiştir onu. Televizyonun yaygınlaşmasıyla sırtında gömleği, boynunda kravatı ve elinde tamburuyla, ses ile silüet bütünleşti belleklerde. Davudi sesin sahibinin Kürtçe’ye büyük değerler katmış olan Ermeni müzik dehalarından Aram Tîgran olduğunu bellemişti cümle âlem.

Kürt halkının Ermeni hozanı

Kürt müziğinin emektarı ve Erivan Radyosu Kürt Müziği Korosu’nun coşkun sesi Aram Tîgran, ‘Ey Dîlberê’ demeyeli tam 8 yıl oldu. Dîyarbekir ve Ax Lê Eman’ı canlı dinlemeyeli… 6 Ağustos 2009’da Yunanistan’ın başkenti Atina’da yaşama gözlerini yuman Tîgran, sesiyle olduğu kadar Kürt müziğinin gelişimi için yaptığı çalışmalarıyla da Kürt toplumunun yüreğinde büyük yer edinmişti. 1934 yılında Güneybatı Kürdistan’ın Qamişlo şehrinde dünyaya gelen Ermeni müzisyen Tîgran’ın babası Sasonlu Ardeşîr Beg annesi ise Pasurlu Hîlda Xanim’dır.

Katliamdan Kürt aile kurtardı

1915 Ermeni Soykırımı sırasında bir Kürt aile tarafından korunmaya alınan ebeveynlerinden dolayı Tîgran, Kürt kültürü içerisinde, sadece Kürtçe’nin konuşulduğu evlerinde büyüdü. Kendisini her seferinde Kürtlere borçlu sayan, bir bilurvan ve neyzen olan babasının nasihati üzerine, Tîgran da kendisini Kürt müziğine adadı. Henüz 6 yaşındayken ud çalmaya başladı ve ilk derslerini babasından aldı. Qamişlo’da bitirdiği liseden sonra üç yıl da yüksek öğrenim gördü. Kimi udîlerden aldığı derslerle Kürt makamları konusunda uzmanlaştı fakat sanatını icra etmek ve geçimini bu yolla sağlamak için henüz yirmili yaşlarına girmeden özel gece ve düğünlerde şarkı söylemeye başladı.

İlk konseri Newroz’da

İlk konserini 1953 Newroz gecesinde verdi. Kısa bir süre sonra ud çalmayı bırakarak, yine Kürt müziğinde çokça kullanılan bir enstrüman olan cümbüşü sesi daha yüksek çıktığı için tercih etti ve daha çok Kürt Halk Müziği formatında eserler söylemeye başladı. 1966’da ailesiyle birlikte Ermenistan’a göç etti. Burada 1955 yılında kurulan Erivan Radyosu’nun Kürtçe bölümünde çalışmaya başladı ve ciddi manada ilk müzik eğitimleri de bu döneme denk geldi.

Atina’da veda etti

Aramî adı verilen ve Ermeni müziğindeki koro tarzına benzeyen yeni bir stil geliştirdi. 1984 yılına kadar radyoda çalışmalarına devam etti ve 1995 yılında ülkesinden ayrılarak, Atina’ya yerleşti. 2006 yılında ilk kez bir festival için Amed’e geldi ve babasının doğduğu köyü secdeye kapanarak ziyaret etti. 14. albüm çalışmasını 74 yaşında yayınladı ve 6 Ağustos 2009’da Atina’da aniden rahatsızlanarak kaldırıldığı hastanede, beyin ölümü gerçekleşti.

Şarkıları Türkçeleştirildi

Hem müziğini yaptığı hem de sözlerini yazdığı çoğu şarkısı TRT repertuarına anonim imzasıyla Türkçeleştirilerek aktarıldı.

Öcalan’ın üzerine şarkıları yazdı

Ey Dîlberê, Kurdistanê, Çîyayê Gebarê, Serxwebûn Xweş e, Dil Axe, Zîlan, Xazî Dîsa Zarbûma gibi kült olmuş yüzlerce eseri vardır. Öcalan ile sık sık görüşen Tîgran’ın Öcalan üzerine yazdığı ve okuduğu birçok şarkısı da bulunmaktadır. KÜLTÜR SERVİSİ

EN SON EKLENENLER